Danıştay 3. Dairesi |
Tarih : 04.11.2015 |
Esas No : 2012/4015 |
Karar No : 2015/7786 AATUHK Md. 13 |
TAHSİL İMKANI KALMAYAN LİMİTED ŞİRKET BORCUNDAN DOLAYI ORTAK HAKKINDA İHTİYATİ HACİZ KARARI ALINAMAYACAĞI |
6183 sayılı AATUHK’nın ilgili hükümlerinde teminat isteme, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk işlemlerinin, kamu alacağının cebren tahsil ve takip işlemleri olmayıp, icrai muamelelere başlamadan önce tahsile konu amme alacağının tehlikeye girmemesi için korunmaya yönelik işlemler olduğu, vergi incelemesinin devam ettiği durumlarda yapılan ilk hesaplamalara göre teminat istenebileceği ve ihtiyati haciz veya ihtiyati tahakkuk kararı alınabileceği, inceleme sonuçlanıp tarhiyat yapıldıktan sonra asıl borçlu şirket hakkında yapılan cebri tahsil ve takip işlemleri neticesinde söz konusu amme alacağının şirketten tahsil imkanının kalmadığı gerekçesiyle şirket ortağı hakkında ortak sıfatıyla ihtiyati haciz kararı alınmasının mümkün olmadığı hk.
İstemin Özeti: (…) Ltd. Şti.’nin ortağı sıfatıyla davacının banka hesabına, 14.11.2006 tarihli ihtiyati haciz kararı uyarınca, 21.11.2006 tarih ve 31481 sayılı haciz bildirisine dayanılarak uygulanan ihtiyati hacze karşı dava açılmıştır. Danıştay Üçüncü Dairesi’nin bozma kararına uyarak verilen (…) Vergi Mahkemesinin kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un ilgili hükümlerinde teminat isteme, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk işlemlerinin, kamu alacağının cebren tahsil ve takip işlemleri olmayıp, icrai muamelelere başlamadan önce tahsile konu amme alacağının tehlikeye girmemesi için korunmaya yönelik işlemler olduğu, asıl borçlu şirket hakkında yapılan cebri tahsil ve takip işlemleri neticesinde söz konusu amme alacağının şirketten tahsil imkanının kalmadığının anlaşılması üzerine ortak sıfatıyla davacının, takibe alınarak hakkında ihtiyati haciz kararı alındığı ve adına ödeme emri düzenlenerek tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, vergi incelemesinin devam ettiği
durumlarda yapılan ilk hesaplamalara göre teminat istenebileceği ve ihtiyati haciz veya ihtiyati tahakkuk kararı alınabileceği, inceleme sonuçlanıp tarhiyat yapıldıktan sonra ihtiyati haciz kararı alınmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle dava konusu ihtiyati haciz kaldırılmıştır. Davalı idare tarafından, asıl borçlu şirketin bilinen adreslerinde aranılmasına rağmen bulunulamaması üzerine amme borçlularının kaçtıklarına kanaat getirildiği, 6183 sayılı Yasa kapsamında amme borçlusu durumundaki şirket ortak ve yöneticileri hakkında aynı Kanun’un 13. maddesinin 3. bendi uyarınca davacının mevduat hesabına uygulanan ihtiyati haczin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
Karar: Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, kararın tebliğ tarihini izleyen on beş gün içinde Danıştay nezdinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, oyçokluğuyla karar verildi(*).
İhtiyati haciz amme alacağının teminat altına alınması amacıyla getirilmiş geçici bir tedbir olduğundan anılan Yasa’nın 13. maddesinde yazılı şartların bulunması, ihtiyati haciz uygulanması için yeterlidir.
Davacı hakkında yapılan inceleme sonucunda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 344 ve 353. maddelerinde yazılı fiillerin tespit edilmesi nedeniyle, 6183 sayılı Kanun’un 13. maddesinin 3. bendi uyarınca ihtiyati haciz kararı alınması için aranan şartlar gerçekleştiğinden, ihtiyati haciz işleminin iptali yolunda verilen Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.