Maliye Bakanlığı’nın temel görevleri arasında bütçe- gelir yönetimi, kamu taşınmazlarının yönetimi ve kamu hesaplarının yönetimi yer almaktadır.
Maliye Bakanlığı kendi içerisinde vatandaştan vergi tahsil etmek için bir takım birimlere ayrılır. Bakanlığın vergi toplamakla görevli başlıca kuruluşu Gelir İdaresi Başkanlığı’dır. Dış ticaret vergilerinin toplanmasında Gümrük Müsteşarlığı, bunun dışında kalan vergilerin toplanması ise yine Gelir İdaresi Başkanlığı’nın görevleri arasındadır. Bu iki idareye ilaveten vergilerin toplanmasında onlar adına hareket eden diğer kurumlarda mevcuttur. Örnek verecek olursak işverenler, işçilerin maaş ve ücretlerinin ödenmesi sırasında gelir vergisi kesintisini yani stopaj
yaparak Gelir İdaresine yatırmakla yükümlüdür. Ya da işyerleri sattıkları malın fiyatına dahil olan katma değer vergisini belirli zamanlarda ayırarak Gelir İdaresi Başkanlığı’na bağlı kurumlara yatırma yükümlülüğü altındadır.
Gelir toplama yetkisi olan bütün idare ve kurumların topladıkları gelirler ile devletin iç ve dış borçlanmasından elde edilen bütün fonlar Hazine kasalarına girer ya da Hazine adına bankalarda tutulan hesaplarda tutulur. Bu çerçevede parasal gelirlerin toplanmasından sorumlu olan idareler ile bu gelirleri saklayan birimler, onları değerlendiren ve bu gelirlere dayanarak yürütülen giderleri ve borçlanmayı yapan Hazine’nin ilişkisinin çok yoğun olması normal karşılanmaktadır. Özellikle son zamanlarda ülkemizde yaşanan resesyon nedeniyle gelirlerin zamanında ve yeteri kadar toplanamaması ve bununla birlikte ödemeleri gerçekleştirecek ve gelir açığı oranında borçlanmayı yürütecek olan Hazine’nin düştüğü bunalım ise açıktır. Zaten vergi artışlarından da bunu görebiliyoruz. Örneğin vergi yada vergi cezası affı öncesinde hükümet Hazine’nin görüşlerine dayanarak karar mekanizmasını harekete geçirir. Hazine’nin böyle bir gelişmeyi önceden bilip ona göre önlem alması yani borçlanmayı artırarak vergi tahsilatında yaşayacağı kaybın borçlanma yoluyla kapatılması veyahut ödemeleri bir süre geciktirerek nakit dengesini geçici bir süre için yeniden oluşturmaya çalışması gerekir. Aksi takdirde ortaya çıkabilecek gelir azalmasını karşılamak mümkün olamayacağı için ödemelerin yapılamaması sorunuyla karşılaşılır. Eğer giderlerin yapılmasından da vazgeçilemeyecekse bu giderleri yapabilmek için borçlanmanın aniden artırılması karşısında faizlerde sıçramalar ortaya çıkması kaçınılmaz olur. Bu noktayı es geçmemekte fayda var.
Maliye Bakanlığı’nın en önemli görevlerden birisi yıl sonu hazırlanan devlet bütçesinin hazırlanışı ve uygulanmasıdır. Bu görevdeki yetkili kurum ise Bütçe İdaresidir. Maliye Bakanlığı içerisinde yer alan Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, kamu bütçesinin hazırlanmasından sorumludur. Gelirlerin tüm kaynakları ve oluşan miktarları dikkate alınarak hazırlanması gereken bütçelerin, gerek hazırlanışı ve gerekse uygulanışı aşamasında Hazine ve Gelirler Genel Müdürlüğü de aktif rol alır. Ayrıca bu hazırlıklar sırasında Kalkınma Bakanlığı da, özellikle yatırım bütçesinin yapılması aşamasında görev alarak, bütçe yatırımlarının yıllık programlara uygunluğunu belirler. Bütçe gelirlerinin düşük kalması ya da Hazine’nin borçlanma imkanlarını aşacak şekilde öngörülmüş giderlerin her şeyden önce Hazine yönetimini zor durumda bırakacağı açık ve nettir. Hazine her şeyden önce bütçenin finansmanından birinci derecede sorumlu kurumdur. Bu nedenle bütçelerin hazırlanması sırasında, Hazine en önemli kurumlardan biri seviyesindedir. Hazine’nin bütçenin hazırlanmasında oynadığı aktif rolü, bütçenin uygulanması sırasında da görebiliriz. Bütçe giderlerinin temelini oluşturan ödeneklerin kullanımında, Hazine’nin gelir-gider akımlarını denk tutma çabasına paralel olarak yapması zorunludur.
KAYNAK:iktisadi.org/Mehmet Ayaz