Ülkemizde vergileme büyük ölçüde, vergi mükelleflerinin vergilemeye esas olacak matrahları kendilerinin belirleyip beyan etmeleri esasına dayanır. Diğer ülkelerde de uygulama bu yöndedir. Mükelleflerin beyanına güven esastır. Ancak güven denetime engel değildir. Vergi idaresi uygulama birimleri ile mükellef beyanlarını esas alarak vergiyi tarh, tahakkuk ve tahsil eder. Daha sonra beyanlar üzerinde analiz ve incelemeler yaparak vergi incelemesine tabi tutulacak mükellefleri belirler. İnceleme için seçilen mükellefler vergi müfettişlerince incelenir. İnceleme sonucunda ek tarhiyatı gerektiren farklılıklar varsa vergi müfettişi mükellefe durumu açıklar ve tespit ettiği hususları tutanağa geçirir. Bu konularda mükellef de açıklamalarını yapar ve tutanak mükellefle birlikte imzalanır. Vergi müfettişi vergi inceleme raporunu düzenler ve alınmasını gerekli gördüğü ek vergiyi ve cezayı belirtir.
Ortaya çıkan ek vergi ve ceza konusunda mükellef vergi idaresi ile uzlaşma(tarhiyat öncesi ve tarhiyat sonrası)yoluna gidebilir. Bu durunda uzlaşılan vergi ve ceza kesinleşir. Uzlaşma sağlanamaması ya da uzlaşma yolunun tercih edilmemesi durumunda mükellef yargı yoluna başvurur. Vergi incelemesi dışında da vergi dairesince yapılan araştırma ve incelemelerde ek vergi ve ceza istenmesi gereği doğabilir. Mükellefin yine uzlaşma veya yargıya başvurma hakkı mevcuttur. Gerek vergi incelemesi gerekse vergi yargısı aşamasında mükellefler beyanlarının doğruluğunu ispat edici vasıtalarla ortaya koyabilir. İdare de iddialarını doğrulayacak vasıtalara sahiptir. Vergi mahkemeleri ve Danıştay’da görevli hakimler doğru karara ulaşmada kanunların kendilerine tanıdığı birtakım vasıtalara sahiptir.
Yararlanılabilecek ispat unsurları-deliller
Vergi Usul Kanunu’muzda ispat ve ispat vasıtaları ile ilgili genel hüküm yer almaktadır. Kanunun 3/B maddesinde ’’İspat: Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii v e açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz. İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa düşer.’’ denilmektedir.
Vergi mükelleflerinin yararlanabileceği imkanlar
Vergi kanunlarının vergilemenin doğru olarak yapılmasının sağlamak üzere mükellefe yüklemiş olduğu ödevler, gereği gibi yerine getirildiği ölçüde ispat aracı olarak da kullanılabilir. Mükellefler tarafından yerine getirilen bu ödevler bir vergi incelemesi veya idare ile bir görüş ayrılığı söz konusu olduğunda ya da yargı aşamasında ispat aracı olarak kullanılabilir. Başlıcaları aşağıda olduğu gibidir.
■ Beyanlar, bildirmeler
Yukarıda belirtildiği gibi, vergi mükellefleri vergiye esas olacak vergi matrahlarını kendileri,çoğu elektronik ortamda olmak üzere vergi dairesine 15 günlük, aylık, üç aylık veya yıllık dönemler itibariyle bildirmektedirler. Bu beyanlar aksi vergi dairesince ispatlanıncaya kadar doğru kabul edilmektedir. Bu beyan mükellefin yazılı ikrarı olarak kabul edilir. Vergi mükelleflerinin işe başlamayı, iş değişikliklerini, adreslerini ,adres değişikliklerini, iş değişikliklerini, işletmede değişiklikleri, işi bırakmayı, tasfiye ve ifl as halini Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen sürelerde vergi dairelerine bildirmeleri gerekmektedir. Beyan ve bildirimler vergi dairesi ile uyuşmazlık halinde ispat aracı durumundadır.
■ Defter kayıt ve belgeler
Mükellefl er vergiye esas olacak matrahları doğru olarak tespit edebilmek amacıyla defter tutarlar ve defterlere kaydettikleri işlemleri belgelendirirler. Defter kayıtları ve belgelerin vergi matrahının doğru ve usulüne uygun olarak tespit edildiğini görmeye elverişli bir şekilde düzenlenmiş olması gerekir. Uygun defter kayıtları ve belgelere sahip olan mükellefler ilk görünüş karinesinden yararlanabilirler. Buna göre, kayıt ve belge düzenine uygun tutulan defter kayıtları ve dayanağı belgelerle ortaya konulan işlemlerin, aksi kanıtlanmadığı sürece gerçek olduğu kabul edilir. İnceleme elemanı ya da vergi dairesi aksini iddia ettiği takdirde bunu ispatla yükümlü olur. Vergi mükellefi üçüncü kişilerle yaptığı işle ilgili sözleşmeleri de ispat edici belge olarak kullanabilir. Ancak bu sözleşmeler muvazaadan ari, gerçek durumu gösteren sözleşmeler olmalıdır.
Vergi idaresinin kullanabileceği deliller
Vergi idaresi mükellefl erle ilgili olarak yaptığı işlemler dolayısıyla bir takım belgeler düzenler, tutanak tutar. Bunlar delil olarak kullanılabilir.
■ Yoklama fişleri, yoklama tutanakları
Vergi dairesi yoklama memurları, mükellefl eri ve mükellefiyetle ilgili maddi olayları, kayıtları mevzuları araştırma yetkisine sahiptir. Yoklama sonuçları tutanak hükmünde olan yoklama fişi ile tespit edilmektedir. Elektronik ortamda
yoklama fişi düzenlemek te mümkün hale gelmiştir. Yoklama yapılarak yeni bir iş yerinin açılmış olduğu, iş bırakıldığı halde bildirilmediği, çalışan personel sayısının eksik bildirildiği gibi hususlar yoklama yoluyla tespit edilebilir. Vergi idaresi yaptığı işlemin dayanağı olarak yoklanma fişinden yararlanır.
Vergi incelemesi nedeniyle düzenlenen tutanaklar
İnceleme vergi kaybını, kayıt dışılığı önlemenin en önemli yoludur. İnceleme mükellefin beyanının doğru olup olmadığını tespit amacıyla mükellefin kendi kayıt ve belgelerinin incelenmesi, gerekirse harici inceleme ve araştırmaların gerçekleştirilmesi suretiyle yapılır. Gerektiğinde mükellefl e iş ilişkisi bulunanların bilgisine başvurulup tutanakla tespit edilir. İncelemeler sırasında beyanın doğru olmadığı, vergi kaybının varlığı anlaşılırsa bu durumun bir tutanakla tespiti ve diğer kanıtların toplanmasına ihtiyaç vardır. İnceleme sonucunda düzenlenen vergi inceleme raporunda vergi kaybını, kesilecek cezayı delilleriyle ortaya koymak gerekir. Mükellefin beyanının doğru olduğu iddia ederek dava yoluna gitmesi halinde vergi inceleme raporu ve ekleri vergi idaresinin yararlanacağı deliller olacaktır. Aramalı incelemelerde arama tutanakları, aramada bulunan ve incelenmesine gerek duyulan defter ve belgeler in inceleme yerine getirilmek üzere tespitini sağlayan bir tutanak olup delil olarak değerlendirilir.
■ Takdir komisyonu kararları
Takdir komisyonları yetkili makamlar tarafından istenen matrah ve servet takdirlerini yaparlar. Takdir komisyonlarının görevi uzmanlığa dayanan teknik bir saptamadır. Mükellefin doğrudan itiraz edemediği, vergi dairesi açısından bağlayıcı olan takdir komisyonu kararları vergi hakimi bakımından takdiri delil niteliğindedir. Vergi idaresi ayrıca VUK’un bilgi toplama hükümleri çerçevesinde toplanan bilgilerle istihbarat arşivindeki bilgilerden delil olarak yararlanır.
Vergi yargısında ispat araçları
Vergi uyuşmazlıklarının yargısal çözümünde tarafların ortaya koyduğu delillerden ayrı olarak hakim bazı imkanlara sahiptir. Hakimin baş vurabileceği yollar başlıca keşif, bilirkişiden görüş alma, ikrar ve inceleme elemanı ile mükellefin muhasebecisi ve mali müşavirinin dinlenilmesidir.
◗ Keşif, hakimin dava konusu olay hakkında bilgi edinmesidir. Tabi afetler, yangın, kaza,değeri düşen mallar gibi konularda keşif yararlı bir yol olabilir.
◗ Bilir kişiden görüş alma, ihtilafın temelini oluşturan husus teknik değerlendirme ve saptamalara ihtiyaç gösterdiğinde hakim bilir kişi ya da kişilerden görüş alabilir.
◗ İkrar, bir kimsenin kendi aleyhine hukuki sonuç doğurabilecek bir olayın doğruluğunu kabul etmesidir.
◗ İnceleme elemanı, mükellefin muhasebecisi ve mali müşavirinin dinlenmesi, VUK’un mükerrer 378’inci maddesine göre vergi mahkemeleri ve Danıştay’da yapılacak duruşmalarda iddia ve savunmanın gerekli kıldığı hallerde mahkeme, vergi davasına konu olan tarhiyatın dayanağı olan inceleme elemanları ile mükellefin duruşmada hazır bulundurduğu mali müşavirini veya muhasebecisini de dinler.
Kaynak:DUNYA-Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK