Vergi Hatalarının Düzeltilmesi,
Pişmanlık ve Islah (VUK Madde.371),
Cezada İndirim (VUK Madde.376),
Uzlaşma
a. Tarhiyat Öncesi Uzlaşma,
b. Tarhiyat Sonrası Uzlaşma.
Uzlaşma, adınıza yapılan tarhiyatı yargıya intikal ettirmeden önce vergi idaresi ile görüşerek tahakkuk edecek vergi ve ceza hususunda anlaşmak için başvurulabilecek idari bir çözüm yoludur. Türk vergi sisteminde uzlaşma, tarhiyat öncesi ve tarhiyat sonrası olmak üzere iki şekilde düzenlenmiştir. Bunların yalnızca birinden faydalanabilinir.
Tarhiyat Öncesi Uzlaşma ;
Nezdinde vergi incelenmesine başlanmış mükelleflerin adlarına tarhiyat yapılmadan önce kullanabileceği bir haktır. Tarhiyat öncesi uzlaşmanın kapsamına; vergi incelemeleri sonucunda bulunan matrah veya matrah farkları üzerine salınacak vergi, resim ve harçlar ile bunlara ilişkin olarak kesilecek vergi ziyaı cezası, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları girmektedir. Kaçakçılık suç ve cezalarından dolayı vergi ziyaına sebebiyet verilmesi durumunda tarh edilecek vergi ve ceza uzlaşma kapsamı dışındadır. Uzlaşma olması halinde dava açılamaz ve hiçbir merciye şikayette bulunulamaz. Tarhiyat öncesi uzlaşma sağlanamaz veya uzlaşma görüşmelerinde uzlaşmaya varılamaz ise verginin tarhından ve cezanın kesilmesinden sonra uzlaşma talep edilemez.
Tarhiyat Sonrası Uzlaşma :
Verginin tarh edilmesi ve cezanın kesilmesinden sonra başvurulabilecek bir yoldur. Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları ile kaçakçılık suç ve cezalarından dolayı vergi ziyaına sebebiyet verilmesi durumunda tarh edilecek vergi ve kesilen ceza uzlaşma kapsamı dışındadır. Yapılan tarhiyata karşı uzlaşma veya cezalarda indirim talebinde bulunma haklarından sadece birinden yararlanılabilir.
Tarhiyat öncesi veya sonrası uzlaşma komisyonları ; Her uzlaşma konusu olayı ayrı ayrı inceleyerek durumuna göre karara bağlar. Şimdiye kadar görülen uzlaşmalarda vaki olduğu üzere; vergi aslı genellikle aynı kalır iken cezanın %95’ine yakın kısmının kaldırıldığı yaşanan bir gerçektir. Dava açmak yerine uzlaşmak her zaman rasyonel bir tercih olarak karşımıza çıkmaktadır.
3568 Sayılı Kanun’un “Tasdik ve tasdikten doğan sorumluluk” başlığını taşıyan 12’nci maddesinde; Yeminli Mali Müşavirler yaptıkları tasdikin doğruluğundan sorumludurlar. Yaptıkları tasdikin doğru olmaması halinde, tasdikin kapsamı ile sınırlı olmak üzere; ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Yeminli mali müşavirler, yaptıkları tasdikin kapsamını düzenleyecekleri raporda açıkça belirtirler.
3568 Sayılı yasanın 12’nci maddesi uyarınca 02.01.1990 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan “Tasdik Edilen Belgeler Yönetmeliği”nin 20’nci maddesinde; “Yeminli mali müşavirler inceledikleri ve sonucunda tasdik raporu düzenledikleri konu ve belgelerin gerçeği yansıtmaması ve doğru olmaması halinde, ziyaa uğratılan ve vergilerden ve kesilecek cezalardan Vergi Usul Kanunu ve 3568 sayılı Kanun hükümleri uyarınca mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Bu sorumluluğun yerine getirilmesinde Borçlar Kanunu’nun “Tam Teselsül” hükümleri uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır. 03.01.1990 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan “Çalışma Usul ve Esasları Yönetmeliği”nin “Hukuki Sorumluluk” başlığını taşıyan 21’nci maddesinde ise; “Meslek mensupları verdikleri hizmet sırasında Vergi Usul Kanunu’nda yer alan iştirak, teşvik ve yardım hükümlerine uyan fiilleri sebebiyle sorumludurlar. Kanun ve yönetmeliklerde belirtilen ceza hükümleri ayrıca uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır.
YMM’lere vergi incelemesinin tüm tekniklerini kullanma görev ve sorumluluğu verilmektedir. Tüm belgelerin doğruluğunu araştıracaktır. Belge düzeninin yerleşmediği, sahte ve içeriği itibariyle yanıltıcı belgelerin kullanılabildiği bir ortamda[ki bu sorun en çok KDV iadesi kapsamındaki tasdik raporunda ortaya çıkmaktadır. YMM’nin tasdik raporu düzenlediği mükellefin aldığı faturanın naylon fatura (yanıltıcı belge) çıkması ya da aldığı firmaya satış yapan kişinin yani alt firmanın faturasının naylon fatura çıkması durumlarında YMM sorumlu tutulmaktadır] yetersiz olanaklarla bu görevleri tam olarak yerine getirebilmesini beklemek gerçekçi değildir.
3568 Sayılı Yasanın 12. maddesinin 3. fıkrasında, “YMM’lerce tasdik edilmiş mali tablolar Kamu İdaresinin yetkili elemanlarınca tasdikin kapsamı ölçüsünde incelenmiş bir belge olarak kabul edilmektedir denilmektedir. Söz konusu madde YMM’leri vergi incelemesi ile görevlendirilmiş bulunmaktadır. Vergi denetiminin yararlarını şöyle özetlemek mümkündür;
1. Yükümlünün ya da sorumlunun eğitimi,
2. Vergi kaybını önleme,
3. Hata, hile ve noksanların düzeltilmesini sağlama,
4. Muhasebe, kayıt ve belge düzeninin yerleştirilmesi. YMM yasasına çizdiği sınırlar içinde, kamu kurum ve kuruluşları vergi yükümlüsü ve/veya vergi sorumlusu arasında yer almaktadır. YMM’nin devletle olan ilişkisi kamu hukuku ilişkisi olup, görevlendirme kanundan doğmaktadır. Yapılan tasdik yetkisi nedeniyle bir kamu görevlisidir, ancak memur değildir.
YMM herhangi bir inceleme elemanının sahip olduğu yetkilere sahip değildir. Arama tekniğine başvuramamaktadır. Karşıt inceleme konusunda yasal dayanak yoktur. 3568 Sayılı Kanun’un 12. maddesine “yeminli mali müşavirlerin, işlemlerini tasdik ettikleri mükelleflerle ilgili belgelerin doğruluğunu tespit edebilmek açısından karşıt inceleme yapmaya yetkili ve yükümlü olduklarının “ açıkça yazılmasında fayda vardır. Ba ve Bs Formlarının YMM’lere açık olması ve otomasyondan izlenmelerine izin verilmesi YMM mesleğinin güvenliği açısından son derece faydalı olacaktır.
Kaynak:YMMM Orhan Ünlüeroğlugil semineri referans alınmıştır.