Bir vergi ödeme aşamasına gelinceye kadar tarh, tahakkuk, tebliğ gibi bir çok aşamadan geçmektedir. Vergi bu aşamalardan geçerken istemeden de olsa zaman zaman mükellef veya hazinenin leh veya aleyhine hatalar yapılabilmektedir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 116. maddesinde; vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması “Vergi Hatası” olarak tanımlanmıştır.
Mezkur Kanun’un 119. maddesinde ise Vergi Hatalarının;
1. İlgili memurun hatayı bulması veya görmesi ile,
2. Üst memurların yaptıkları incelemeler neticesinde hatanın görülmesi ile,
3. Hatanın teftiş sırasında ortaya çıkarılması ile;
4. Hatanın vergi incelemesi sırasında meydana çıkarılması ile,
5. Mükellefin müracaatı ile ortaya çıkarılabileceği hüküm altına alınmıştır. Vergi hatalarının düzeltilmesine ilgili vergi dairesi müdürü karar verir. (VUK md. 120). İdarece tereddüt edilmeyen açık ve mutlak vergi hataları re’sen düzeltilir. (VUK md. 121)
Düzeltme, vergi hatalarının yargı mercilerine gidilmeksizin hatayı yapan vergi dairesince ortadan kaldırılmasına yönelik idari bir işlemdir.
II. Vergi Hataları Kimler Tarafından Düzeltilebilir?
Vergi hatalarının düzeltilmesine ilgili vergi dairesi müdürü karar verir. Bu hatalar düzeltme fişine dayanılarak düzeltilir. Hatanın mükellef aleyhine yapılmış olması halinde fazla vergi aynı fişe dayanılarak terkin ve tahsil olunmuş ise mükellefe reddolunur.
Düzeltme talepleri, vergi dairesi müdürü tarafından “30 gün içinde” karara bağlanır. (Vergi Dairesi Yönergesi Md. 60) Eğer bulunulan yerde vergi dairesi yoksa bu yetki mal müdürü tarafından kullanılacaktır. Söz konusu yetki doğrudan doğruya vergi dairesi müdürlerine verilmiş olduğundan başkasına devredilemez. Vergi hatalarının düzeltilmesinde hatanın tutarı yönünden herhangi bir sınırlama getirilemez.
Buna göre, vergi dairesi hatanın miktarına bakmaksızın düzeltilmesine karar verebilecektir. Vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra, vergi dairesine yaptıkları düzeltme işlemleri reddolunanlar, Vergi Usul Kanunu’nun 124. maddesi uyarınca, şikayet yolu ile Maliye Bakanlığı’na başvurabilirler. Bu durumda, düzeltmeye yetkili organ Maliye Bakanlığı olmakta ancak düzeltme işlemleri vergi dairesince yapılmaktadır.
III. Re’sen Düzeltme
İdarece tereddüt edilmeyen açık ve mutlak vergi hataları re’sen düzeltilir. Kendi aleyhlerine düzeltme yapılan kimselerin düzeltmeye karşı vergi mahkemesinde dava açma hakları mahfuzdur. (VUK md. 121) Dava açılmadığı takdirde tebliğ tarihinden itibaren bir ay sonra vergi tahakkuk edecektir.
Mükellef lehine yapılan düzeltmelerde ihbarname çıkarılmaz, mükellefe düzeltme fişinin bir örneği tebliğ edilir. Hatalı tarhiyatın dayanağı tahakkuk fişi veya ihbarname, düzeltilen tutar dışında kalan kısmı ile geçerliliğini korur.
Mükellefin, düzeltme fişi örneğinin kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde ilgili saymanlığa başvurması gerekir. Sure hesabı genel hükümlere göre yapılır.Bu sure hak düşürücü bir süredir.
IV. Mükellefin Talebi Üzerine Düzeltme
Vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini, mükellefler talep edebilirler. Düzeltme ilgili vergi dairesinden istenir. Stopaj suretiyle vergi ödeyenler, düzeltmeyi, kesilen vergilerin sorumlu tarafından yatırıldığı vergi dairesinden isterler.
Vergi Usul Kanunu’nun 122. maddesi uyarınca mükellefler, vergi işlemlerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilirler. Düzeltme dilekçeleri posta ile taahhütlü olarak da gönderilebilir.
Vergi Usul Kanunu’nun 123. maddesine göre, “Vergi dairesinin ilgili servisi düzeltme istemini kendi mütalaasını (görüşünü) da ekleyerek düzeltmeye karar verecek olan makama yani, vergi dairesi müdürüne gönderir.
Düzeltme mercii (makamı), talebi (istemi) yerinde gördüğü takdirde düzeltmenin yapılmasını emreder; yerinde görmediği takdirde, keyfiyet düzeltmeyi isteyene yazı ile tebliğ olunur. “
V. Vergi Hatalarını Düzeltmede Zamanaşımı
Düzeltmede zamanaşımına ilişkin hükümler Vergi Usul Kanunu’nun 126. maddesinde düzenlenmiştir. Vergi hatalarını düzeltme bakımından getirilen zaman aşımı, niteliği itibarıyla hak düşürücüdür. Vergiyi doğuran olayın doğduğu takvim yılını izleyen yılın başından başlayarak 5 yıl içinde düzeltilmeyen vergi hataları zaman aşımına uğrar ve düzeltilemez. 5 yıllık zaman aşımı süresinin yanında özel bir düzenleme de vardır, buna göre düzeltme zaman aşımı süresi;
a) Zaman aşımı süresinin son yılı içinde tarh ve tebliğ edilen vergilerde hatanın yapıldığı,
b) İlan yolu ile tebliğ edilip vergi mahkemesinde dava konusu yapılmaksızın tahakkuk eden vergilerde mükellefe ödeme emrinin tebliğ edildiği,
c) İhbarname ve Ödeme emri ilan yolu ile tebliğ edilen vergilerde 6183 sayılı Kanun’a göre haczin yapıldığı tarihten başlayarak bir yıldan aşağı olamaz (VUK md. 126). Bu durumda zaman aşımı fiilen bir yıl uzatılmış, yani 6 yola çıkmış olmaktadır.
VI. Düzeltmenin Kapsamı
Düzeltme yolu ile ıslahı istenen vergi, tahakkuk fişi veya ihbarname esasına göre tarh ve tahakkuk ettirilmiş olabilir. Mükelleflerin, beyan üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilere itiraz etmeleri (dava açmaları) mümkün olmamakla beraber; bu tarhiyatlarda vergi hatasından dolayı düzeltme talebinde bulunmaları mümkündür (VUK. md.378)
İhbarname ile yapılan tarhiyatlarla ilgili ödemeler yapıldıktan sonra da, vergi hatalarının var olduğu ortaya çıkarılabilir. Örneğin; itirazsız, ceza indirimi ya da uzlaşma sonucu yapılan ödemelerle ilgili vergilerde de, daha sonra düzeltme işlemi yapılabilecektir.
Vergi yargısıyla görevli organların kararları üzerine yapılacak tarhiyatlarda da, vergi hataları yapılması söz konusu olabilir. Ancak, bu organlar kararlarında, vergi hatalarını dikkate almış veya almamış olabilirler. Kararlarda dikkate alınmamış olmak koşuluyla söz konusu hatalar hakkında da, düzeltme talebinde bulunulabileceği kuşkusuzdur.
Söz konusu hataların, vergi yargısıyla görevli organlarının kararlarında dikkate alınmış olması durumunda ise, hatanın düzeltme yoluyla ıslahı mümkün değildir. İhbarname esasında tarh edilen vergiler, tahakkuk ya da ödemeden önce aşağıdaki aşamalardan geçmiş olabilir.Yapılan tarhiyata karşı dava açılmazsa, vergi dava açma süresinin geçmesi ile ödenecek aşamaya gelir. Bu durumda, tarhiyat idari veya kazai planda herhangi bir organın tasarrufuna ayrıca konu olmamıştır. Vergi hataları normal şekil-de düzeltilir.
Vergi Usul Kanunu’nun 376. maddesinde öngörülen ceza indirimi ile ödeme, vergi idaresi ve mükellef arasında, koşulları kanunen kabul edilmiş bir anlaş-ma şeklidir. Yapılan tarhiyata mükellef rızasını beyan etmiştir. Buna rağmen, ceza indiriminden yararlanılarak ödenen vergi ve cezalarda hata bulunması durumunda gerekli düzeltme yapılır.
Vergi Usul Kanunu’nun uzlaşma ile ilgili ek 6. maddesinin ikinci fıkrasında, uzlaşma komisyonlarının tutacakları uzlaşma tutanaklarının kesin olduğu, uzlaşılan ve tutanakla tespit edilen hususlar hakkın-da, hiçbir kuruma (Danıştay dahil) dava açılamayacağı hükme bağlanmıştır. Bununla beraber, üzerinde uzlaşılan tarhiyatın vergi hatası taşıması durumunda düzeltme yapılabilmektedir. Ancak, böyle durumlarda, uzlaşma yenilenmekte ve düzeltme uzlaşma komisyonunun ikinci kararına göre yapılmaktadır.
Vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’ın kararları üzerine gerçekleştirilen işlemlerde bu yargı organlarının kararlarını aşacak şekilde hata bulunması durumunda, kararlar kesinleşmiş de olsa normal şekilde düzeltme yapılabilir.
Ancak, bu şekilde düzeltmenin yapıla-bilmesi için, hatalar hakkında anılan yargı organları tarafından bir karar verilmemiş olması gerekir (VUK md. 125).
Ödeme emirlerine karşı mükellef tarafından açılan davanın vergi mahkemeleri veya Danıştay’ca reddedilmesi, varsa tarhiyattaki hata hakkında karar verilmiş olduğunu ifade etmez. Bu nedenle ödeme emrine karşı açılan davanın reddine rağmen, varsa tarhiyattaki ha-tanın düzeltilmesi gerekir. Vergi cezalarında yapılan hatalar, VUK’un vergi hatalarına ilişkin hükümleri çerçevesinde düzeltilir (VUK md.375).
Vergi mahkemeleri veya Danıştaya kararlarında, rakam hatası şeklinde bir maddi hata yapılması veya kararın gerekçe kısmı ile sonucu arasında çelişki bulunması mümkün olabilir. Bu nedenle alınması gereken vergi eksik ya da fazla hesaplanmış bulunabilir.
VII. Şikayet Yolu ile Müracaat
Vergi dairesinin, dava açma süresinden sonra yapılan düzeltme talebini reddetmesi durumunda şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına başvurulur. Bu madde gereğince il özel idare vergileri hakkında valiliğe ve belediye vergileri hakkında belediye başkanlığına müracaat edilir. Düzeltme taleplerinin, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yapılması ve bu talebin reddi durumunda; mükelleflerin dava açma yoluna gitmeleri mümkün bulunmadığından; şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına gitmelerine Vergi Usul Kanunu’nun 124. maddesi ile olanak sağlanmıştır.Şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına başvurabilmek için, öncelikle düzeltmeye yetkili vergi dairesine düzeltme talebinde bulunulması ve bu talebin reddedilmesi gerekmektedir. Yani doğrudan şikayet yoluyla Bakanlığa başvurmak mümkün değildir.
Aynı şekilde, il özel idarelerinin vergileri konusundaki düzeltme talepleri reddedilenler şikayetlerini valiliğe, belediyeye ilişkin vergiler konusundaki düzeltme talepleri reddedilenler de şikayetlerini Belediye Başkanlığı’na yapabilirler. şikayet idari bir başvurudan ibaret olup bunun kabul veya reddinden hiçbir hukuki sonuç doğmaz.
Şikayet yoluyla başvuru hakkını kullanmak için öncelikle düzeltme zaman aşı-mı süresi içinde vergi dairesine başvurarak düzeltme talebinde bulunmak gerekir. Vergi dairesinin düzeltme talebini reddetmesi durumunda şikayet yoluna başvurulur. İdari Yargılama Usulü Kanunu’ndaki 60 günlük cevap süresi esas alınarak vergi dairesinin bu süre içinde cevap vermemesi durumunda da şikayet yoluna başvurulur.
Düzeltme talebi üzerine, idarenin 60 gün içinde cevap vermesi gerekir. Altmış gün içinde cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılarak dava hakkı kullanılır. İYUK’un 10/2. maddesinde yer alan “Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler” hükmü dikkate alındığında idarenin altmış günlük cevap süresinin kanunla düzenlenmiş bir süre olduğu, bu sürenin bitim tarihinden itibaren idari dava hakkının kullanılması gerektiği ortaya çıkar. 60 günlük cevap süresi, Şikayet dilekçesinin Bakanlığa verildiği tarihten başlar.
Şikayet dilekçesinin postayla gönderilmesi durumunda, taahhütlü olarak postaya verildiği günden bağlayacağının kabulü gerekir. Altmış, günlük sürenin bitiminin tatile veya çalışmaya ara verme zamanına rastlaması, bekleme süresini uzatmaz. İYUK’a göre dava açma sürelerinin sonunun çalışmaya ara verme zamanına rastlaması durumunda dava açma süresi uzamakla beraber, şikayet yolu ile başvurularda bu sürenin uzamayacağı uygulamada kabul edilmiştir. Özetle, Maliye Bakanlığı şikayeti kabul ederse, durumu ilgili vergi dairesine bildirir; hatalı işlem düzeltilir. Maliye Bakanlığı şikayeti reddederse ya da 60 günlük süre içinde cevap vermezse, düzeltme talebinde bulunan kişi, idari dava yoluna başvurabilir.
VIII. Sonuç
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 116. maddesinde; vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması “Vergi Hatası” olarak tanımlanmıştır. Vergi hatalarının düzeltilmesine ilgili vergi dairesi müdürü karar verir, idarece tereddüt edilmeyen açık ve mutlak vergi hataları re’sen düzeltilir. Düzeltme, vergi hatalarının yargı mercilerine gidilmeksizin hatayı yapan vergi dairesince ortadan kaldırılmasına yönelik idari bir işlemdir.
Kaynak: Samsun Def. Yrd. V. Gelirler Kontrolörü – Yafes Pehlivan