İdare ile mükellefler arasında vergilerle ilgili uyuşmazlıklar çıkması sık karşılaşılan bir olay. Uyuşmazlıklar daha çok ilave vergi istenmesi ve buna bağlı ceza kesilmesinde ortaya çıkıyor. Bunlara karşı başvurulabilecek idari yolların en önemlisi uzlaşma. Uzlaşma konusuna izleyen yazılarımızda değineceğiz.
Uzlaşmaya başvurmayanlar veya uzlaşmaya başvurup da uzlaşamayanların uyuşmazlığı yargıya taşıması mümkün. Bir de uzlaşma kapsamına girmeyen uyuşmazlıklar var. Yani bazı işlemler için isteseniz de uzlaşma talep edemiyorsunuz ama yargıya taşıyabiliyorsunuz.
Vergi mahkemesine açılacak olan vergi uyuşmazlıkları ile ilgili davalar, hem hukuk hem de maliye bilgisi gerektiriyor.
Dilekçenin önemi
Vergi davaları idari davalar arasında yer alıyor. İdari davalarda “yazılı yargılama usulü” uygulanır. Duruşma, istisnai olarak başvurulan bir yoldur. Bu nedenle dava genellikle dosya üzerinden görülür. Davanın dosya üzerinden görülmesi, dava dilekçesinin önemini daha da artırmaktadır. Dilekçenin istenilen biçime uygun olmaması ve verilen süreye rağmen gerekli düzeltmelerin yapılmaması, davanın reddine neden olabilmektedir.
Bu nedenle dava dilekçesinin hazırlanmasında, uzmanlardan yardım alınmasının önemi ortaya çıkıyor.
Dava dilekçesinin biçimsel özelliklerinin yanında içeriği de önemli. Dava dilekçesinde, uyuşmazlık konusu işlemle ilgili normlara yer verilmeli. Bu yapılırken, dilekçenin “mevzuat salatasına” dönüşmesinin önüne geçilmeli.
Konu hakkındaki mevzuat hükümlerinin peş peşe sıralanması yerine, ilgili normla somut maddi olaya birlikte yer verilerek işlem değerlendirilmelidir. Ayrıca, konuyla ilgili içtihatlar (yargı kararları) ve bilimsel görüşlerden de yararlanılmalıdır.
İçtihatlar…
Vergileme ile ilgi ortaya çıkan uyuşmazlıklarda, dilekçeye konu hakkında yargı organlarının vermiş olduğu kararların eklenmesi son derece önemli. Dilekçeye eklenecek kararlar seçilirken, konu ile doğrudan ilgili olmasının yanında istikrar kazanmış olma niteliği ve tarihi de önemli. Kimi zaman, kararı veren daire ile temyiz aşamasında dosyanın gideceği dairenin aynı olması da önem taşımaktadır.
Dava dilekçesinde uyuşmazlık konusu olayla ilgili bilgilere yer verilirken akademik çalışmalardan alıntı yapılması da gerekebilir. Bunu sağlamanın yollarından birisi, literatürün iyi izlenmesi.
Uyuşmazlık konusu somut maddi olay çoğunlukla “kendine özgü” nitelikler taşıyabilir. Böyle bir durumda, konu ile ilgili hazır kaynaklardan bilgi ve görüş elde etmek her zaman mümkün olmayabilir. Kendine özgü nitelik taşıyan olaylarda, konunun alanında uzman bir kişi tarafından değerlendirildiği “uzman görüşü” (mütalaa, bilimsel görüş) alınması iddiaların desteklenmesi anlamında önemli bir işlev görebilir.,
Sayın Üstadım, kiracım kirasını ödüyor ancak stopajı yatırmıyor. Yatırılmayan stopajın vergi indirimi yapılmak suretiyle iade alınması nasıl açıklanıyor. Ayrıca çıkan iade tutarını vergi dairesinden talep etmez isem ne olabilir? (Umurbey)
Yatırılmayan stopaj vergi dairesi ile kiracı arasında bir konu. Vergi dairesi, kiracıdan faiziyle birlikte alma yoluna gider. Bu konuda sizin herhangi bir sorumluluğunuz yok. Yani, size iade yapılmasını engellemez. İade talep etmezseniz devlet açısından bir sorun olmaz. Aksine memnun olurlar.
***
Kira gelirim olmasına rağmen (aylık 1300 TL) kendim kirada (aylık 2000 TL) oturuyorum. Yine de beyanname verecek miyim? Yardımcı olursanız sevinirim, şimdiden teşekkürler. (N. Ünal)
Yıllık kira geliriniz 3800 TL’yi aştığı için beyanname vermeniz gerekiyor. Beyannamede “gerçek gider” yöntemini seçerek ödediğiniz kirayı gider olarak düşebilirsiniz. Böylece vergi çıkmaz. (Sadece bir miktar damga vergisi çıkar) Bu durumdan yararlanmak için mutlaka beyanname vermeniz gerekiyor.
Emekli aylığına vergi mi geldi?
“Bu da nereden çıktı” dediğinizi duyar gibiyim. Okurlarımızdan gelen bazı şikâyetler nedeniyle bu konuya değinmenin yararlı olacağını düşündük. Okurlarımız, bazı vergi dairesi çalışanlarının emeklilere kira geliri nedeniyle beyanname verirken emekli aylıklarını da dahil edecekleri yönünde ısrarcı tavırları olduğunu iddia ediyorlar. Kimi emeklilerin bu ısrara boyun eğip fazladan vergi ödedikleri belirtiliyor.
Hemen belirtelim, böyle bir şey yok. Gelir Vergisi Kanunu 23/11’de bu husus açıkça yazıyor. Dahası yurtdışından alınan emekli, dul ve yetim aylıkları da vergiye tabi değil (GVK 23/13). Buna rağmen, bazı memurların bu konudaki ısrarlarına anlam veremiyoruz.
Maliye Bakanı ve Gelir İdaresi Başkanı’nın bu konuda bir uyarıda bulunmalarında yarar var. Aksi takdirde, vergi dairelerinde bir “hata düzeltme” furyası yaşanması kaçınılmaz..
Kaynak:Prof. Dr. Metin TAŞ–Milliyet