Uygulamada vergi mükelleflerinin aynı adreste mükellefiyet kaydı açtırarak faaliyette bulunmaları mümkündür. Ancak, bazı durumlarda vergi daireleri, mükelleflerin aynı adreste başka bir mükellefin işe başlaması ile ilgili işe başlama yoklamasını düzenlememektedir. Aynı adreste ikinci bir vergi mükellefinin faaliyette bulunması zaman zaman vergi daireleri tarafından geri çevrilmektedir.
Oysaki, aynı adreste duruma göre iki mükellef veya daha fazla mükellefin iş yapması olasıdır. Örneğin, aynı adreste birden çok bölüm veya kat veya reyonların bulunması durumunda her katta birden çok mükellef faaliyet sürdürebilir. İşe başlama bilindiği gibi, VUK’nun 153 ila 170. Maddelerinde düzenlenmiştir. İşe başlama bildirimi işe başladıklarını vergi dairesine mükelleflerce 10 gün içerisinde bildirilmesi zorunludur. Ticaret sicil memurluklarından şirket kuran mükellefler yönünden ise işe başlama 10 gün içerisinde ticaret sicil memurluğunca yerine getirilecektir.
Gerçek kişilerde ise, işe başlama bildiriminin işe başlama tarihinden itibaren 10 gün içinde vergi dairesine yapılması gerekir. İşe başlamanın, işe başlama bildirimi, bizzat mükellefin kendisi tarafından yapılabileceği gibi bir avukat veya 3568 sayılı kanuna göre yetki almış SMMM veya YMM’lerce de bildirilebilir. İşe başlamalar mutlaka işe başlama form dilekçesi ile yapılmalıdır. Bildirim formunu gerçek kişilerde mükellef, anonim veya limited şirketlerde ise kanuni temsilcileri tarafından yapılacaktır. Tüzel kişiliği bulunmayan kimseler yönünden ise işe başlama bunları temsile yetkili kişilerce imzalanır. Süresinde yapılmayan bildirimler açısından birinci derece usulsüzlük cezası kesilir.[1]
Uygulamada, aynı işyerinde iki mükellefin faaliyette bulunması halinde sonradan vergi kaydı açılan ikinci mükellefe “odaşık” vergi mükellefi denilmektedir. Odaşık vergi mükellefi, kira tutarının belli bir bölümünü diğer kiracıya ödemektedir. Bu kira ödemesi, alt kiracılık sözleşmesi ile gerçekleştirilmektedir. İki kiracı kendi aralarında faturalaşmak suretiyle kontrata uygun belgelendirme yapabilmektedirler. Alt kiracının fatura mukabili kira ödemesi yapması halinde alt kiracı açısından “kira stopajı” söz konusu olmayacaktır. (GVK md.94)[1] 213 sayılı VUK md.352
Kaynak:Dr.Mustafa Alpaslan
2’NCİ YAZI
Uygulamada çok sık karşılaşılan ve/veya sorulan konulardan birisi de, aynı adreste birden fazla mükellefin faaliyet gösterip gösteremeyeceğidir.
Vergi uygulamalarında esas alınan işyeri tanımı, Vergi Usul Kanununun 156. maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır:
“Ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyette iş yeri; mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane, şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe, çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi ticari, sınai zirai veya mesleki bir faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yerdir.”
olarak tanımlanmıştır.
Söz konusu hükmün incelenmesinden de fark edileceği, Vergi Usul Kanununa göre mükelleflerin ticari, sınai ve zirai
faaliyetlerini yaptıkları yerlerin işyeri özelliğini taşıyabilmesi için, ticari, sınai ve zirai faaliyetlerini yaptıkları mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane, şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe, çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi yerlerin
– Faaliyetin icrasına tahsis edilmesi veya
– Faaliyetin icra edildiği yer olma
özelliklerini taşıması esastır.
Öte yandan, vergi mevzuatımızda herhangi bir işyerinde birden fazla mükellefin faaliyet göstermelerini engelleyici bir hüküm ya da düzenleme bulunmamaktadır.
Buna göre, mükelleflerin ticari, sınai ve zirai faaliyetlerini yaptıkları yerlerin “faaliyetin icrasına tahsis edilmesi” veya “faaliyetin icra edildiği yer olması” durumunda bu yerlerin işyeri olarak kabul edilmesi zorunlu olduğundan ve aynı işyeri adresinde birden fazla mükellefin faaliyet göstermesini sınırlayan yasal bir düzenleme bulunmadığından, aynı iş yeri adresinde birden fazla mükellefin faaliyet göstermesinde ve mükellefiyet tesis ettirmesinde yasal bir sakınca bulunmamaktadır. Çünkü, aynı adreste duruma göre iki veya daha fazla mükellefin iş yapması ya da faaliyet göstermesi olası bir durumdur. Ancak, bunun için iş yerinin birden fazla kişi ya da şirketin faaliyet gösterebilecek nitelikte olması gerekir.
Ancak, genel uygulama bu şekilde olmakla birlikte, aynı işyerinde birden fazla mükellefin bulunduğu durumlarda Vergi İdaresi;
– Gerçek bir ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyette bulunulup bulunulmadığını,
– Muvazaalı işlemlere zemin oluşturmak amacına yönelik olup olmadığını,
– Gerçek durumu yansıtıp yansıtmadığını vb.
hususları her zaman inceleme ve yoklama yapmak suretiyle her zaman tespit edebilecek ve buna göre işlem yapabilecektir.
Konu hakkında Maliye Bakanlığı tarafından verilen bir özelgede de,
“Aynı işyeri adresinde birden fazla mükellefin faaliyet göstermesini sınırlayan yasal bir düzenleme bulunmaması nedeniyle vergi dairelerinde mükellefiyet kaydınızın yapılmasında mevzuatımız açısından bir sakınca bulunmamaktadır. Bu nedenle, oto komisyonculuğu işini yapmak üzere aynı işyerinde birden fazla mükellefiyet kaydının yapılması mümkün bulunmaktadır.”
şeklinde idari görüş bildirilmiştir. (MB. GİB. Denizli VDB.nin 19/07/2012 tarihli ve B.07.1.GİB.4.20.15.02-105[156-2012/1]-451 sayılı özelgesi)
Son olarak şunu belirtmekte fayda bulunmaktadır: Siz yine de işyeri adresinizde birden fazla mükellefin faaliyet göstermemesine özen gösterin.
Saygılarımla.
Kaynak:YMM Abdullah TOLU