Sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge (SMİYB) kullanılması veya düzenlenmesi fiilleri ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan mükelleflerin KDV iade talepleri 84 KDV Tebliği kapsamında ve özel esaslar bölümünde yapılan izahatlar çerçevesinde yerine getirilmektedir.
1.1.2010 tarihinden itibaren KDV iadelerinde merkezi otorizasyon üzerinde 53 Seri Nolu KDV Sirkülerine göre elektronik ortamda KDV iadesi talep etme uygulaması başlamıştır. Burada, elektronik ortamda 53 Sıra Nolu KDV Sirküleri gereğince işlem yapılmaktadır.
Maliye Bakanlığı tarafından 7/1/2010 tarihinde yayımlanan 53 Seri Nolu KDV Sirkülerinin uygulamaya konulmasından sonra yaklaşık 8 ay geçmiştir. İnternet vergi dairesi sistemine konulan yeni iade mekanizması ile beraber bilhassa imalatçılar yönünden iade istenmesi işlemleri zorlaştırılmıştır.
Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 2010/2 sayılı KDV İç Genelgesi yayınlanmıştır. Bu iç genelgeye göre özel esaslardan genel esaslara geçiş ile ilgili konulara açıklık getirilmiştir. Söz konusu genelgede idarenin kendi iç bünyesel işlemleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Bu genelge 2010 yılından itibaren sahte fatura düzenleyen ve kullananlar bakımından genel ve özel esasları yeniden düzenlemiştir. Özellikle özel esaslardan genel esaslara geçişler, haklarında KDV açısından ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz uygulanan mükelleflerle ilgili açıklamalara yer verilmiştir. 2010 yılı öncesi uygulanmakta olan KOD’a giriş ve çıkışlar 2010 yılından sonra yeni bir sisteme entegre edilmeye çalışılmaktadır. [1]
Sahte fatura kullananlar ve düzenleyenlerle ilgili olarak temelde KDV Genel Tebliği 84 baz alınmıştır. Bu tebliğe dayalı olarak inceleme sırasında sahte fatura kullananlar ve düzenleyenlerle ilgili olarak inceleme elemanları tarafından yapılması gerekli işlemler ve düzenlenecek formların düzenleniş şekli açıklanmaktadır.
Vergi inceleme elemanları tarafından, inceleme sırasında sahte fatura kullandığı tespit edilen mükelleflerle ilgili olarak “vergi inceleme raporlarına eklenecek özel esaslara tabi olacak mükelleflere ilişkin tablo” eklenmektedir. Bu tabloda özel esaslar tablosu bulunmaktadır. Burada rapora ilişkin bilgilere yer verilmiştir. Raporu düzenleyenin adı soyadı, unvanı, raporun tarih ve numarası, raporun ait olduğu dönemler, raporun türü, vergi türü ve tarhiyat tutarı, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlenen dönemler, yine SMİYB kullanılan dönemler yer almaktadır. Daha sonra hakkında rapor düzenlenen mükellefe ilişkin bilgiler, rapora dayanarak özel esaslar kapsamına alınacak mükellefler, SMİYB düzenleme raporlarında; hakkında rapor düzenlenen mükellefin ortakları ve kanuni temsilcileri ile kurduğu veya ortak olduğu diğer firmalar (1.seviye) olarak yer almaktadır. Ve en son olarak ise bu tablonun altında 1. seviye kapsamındakilerin kurdukları veya ortak oldukları firmalar 2. seviye bazlı tablo halinde adı soyadı, unvanı, TC no, vergi no, vergi dairesi, ve ilişki türü bulunmaktadır.
Özet olarak, sahte fatura düzenlenmesi veya kullanılması ile ilgili olarak KOD uygulaması sonlanmıştır. Bunun yerine “KDV İadesi Risk Analizi Projesi” kapsamında yeni bir uygulama başlamıştır. Diğer taraftan, düzenlenen vergi inceleme raporlarına ek 1 diye adlandırılan ve iki sayfadan oluşan özel esaslara geçişe ilişkin bir tablo eklenmektedir. Bu tablo vergi inceleme raporlarının ekinde yer almaktadır.


 

Diğer yandan, haklarında olumsuz tespitlere veya ihtiyati tahakkuk ve hacze ilişkin ayrı bir tabloda (EK:2 olumsuz tespitlere ilişkin bildirim formu) bu mükellefler internet ortamında yer alacaktır.
Ek 3 olarak ise, “hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunanlardan mal/hizmet alanlara ait form” yer almıştır. Bu form gereğince olumsuz rapor veya tespit bulunanlardan mal alanların bildirimi ile ilgili ayrıntılı tablo düzenlenmiştir.
Son olarak, ek 4 form “özel esaslardan çıkış yazısı” olup, bu form özel esaslardan genel esaslara geçişi gösteren ve 84 Nolu Tebliğin 2. bölümünde belirtilen olumsuz durumlar nedeniyle “özel esaslara tabi” tutulan mükellefin genel esaslara dönüşünü temin etmektedir.
Özel esaslardan çıkış yazısında 3 adet sütun yer almıştır. Bu sütunlarda çıkışla ilgili olumsuz raporda yer alan   vergi, ceza, gecikme zammı ve faizlerin ödenip/ödenmediği, teminat gösterilip/gösterilmediği, en son düzenlenen olumsuz raporun ilgili olduğu dönemden itibaren (5) yıllık tarh zamanaşımı kadarlık bir süre geçip/geçmediği gibi bilgiler yer almaktadır.
Öte yandan, mahkeme kararına dayalı olarak “genel esaslara geçme talebi” olanlar için ise, bu konuda ne gibi işlem yapılacağı konusunda açıklık bulunmamaktadır. Sahte fatura kullandığı iddiasıyla kendisine tarhiyat yapılan mükellefler bu durumu inceleme raporuna ekli tablodan (EK:1-Tablo) öğrenir öğrenmez ilgili vergi dairesini muhatap alarak vergi mahkemesinde dava açma hakları vardır.[2] Burada raporun ekindeki özel esaslara geçiş tablosunun rapor ile mükellefe tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde dava açılması ve yürütmenin durdurulması talep edilmelidir.[3] 2010 yılından önceki KOD uygulamasında KOD 4 yada 5’e alınan mükellefler vergi mahkemelerinde veya söz konusu tebliğ esas alınarak Danıştay’da dava açtıkları görülmüştür.[4] Bu mükellefler, sahte fatura kullananlarla ilgili KOD uygulamasını iptal ettirmişlerdir.
KOD’a düşen vergi mükelleflerinin öncelikle bağlı oldukları vergi dairelerine dilekçe ile başvurup KOD’dan çıkmalarını ya da KOD’da ise neye istinaden KOD’a alındıklarını talep etmeleri gerekir. Daha sonra gelecek yazı üzerine vergi mahkemesinde 30 gün içerisinde dava açılarak KOD’a alma işlemi dava konusu yapılmalıdır. Vergi daireleri bu işlemden mükellefleri çıkarabilmesi için mahkeme kararına göre KOD’dan çıkarabileceklerdir.[5] Mahkeme kararı gelmeden ayrıca yürütmenin durdurulması talepli dava açılarak bu işlem iptal ettirilebilir. Vergi mahkemesinin vereceği yürütmenin durdurulması şeklindeki karara göre tekrar vergi dairesine başvurup, KOD’dan çıkarılma işlemine başlanılabilir.
Vergi daireleri, 2000/2 sayılı iç genelgenin “bilgilerin sisteme girilmesinde dikkat edilecek hususlar bölümünün” bölümünün (7). Maddesinde yer alan açıklamalara göre yargılama süreci bitmediği ve genel esaslara dönme şartlarının gerçekleşmediği iddiasıyla   yürütmenin durdurulması hakkındaki kararlar işleme konulmamaktadır.
Oysaki, yürütmenin durdurulması hakkındaki kararlar tıpkı esas kararlar gibi sonuca etkilidirler. Bilindiği üzere, 2577 sayılı İYUK’nun 27. maddesi hükmü son derece açık olup, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç ve tamiri olanaksız zarar ve ziyanların hasıl olması veya usule gelmesi ihtimali her zaman mümkündür. Başka bir ifade ile, yürütmenin durdurulması hakkında verilen kararın işleme konulmaması nedeniyle özel esaslarda bekleyen mükellefin piyasada iş kaybetmesi, mevcut müşterileri ile problem yaşaması her zaman mümkündür. Bu nedenle, yürütmenin durdurulması hakkında verilen kararlar tıpkı esas karar gibi hüküm ifade ederler. [6]
Başka bir ifade ile, yürütmenin durdurulması hakkında verilen kararlar esasında   hem mükellefleri koruyan ve hem de idareler açısından ortaya çıkabilecek zarar ve ziyanları tazmin yükümlülüğünden idareleri önceden koruyan bir tedbir kararı niteliğindedir. Yürütmenin durdurulmasına dair kararların nitelik ve derdest davaya konu işlem üzerinde kuvvetli ve önemli bir etkisi bulunmaktadır.


[1] KOD uygulamaları 2010 yılından itibaren yeni bir düzen içerisinde yürütülmektedir. Eski uygulamaya göre KOD’a düşenlerin buradan çıkışında ise vergi aslı, ceza ve gecikme zammı toplamı kadar teminat göstermesi veya ödeme yapması veya yargı kararı ile KOD’dan çıkması mümkün olabilmektedir.
[2] Dnş. 4. D. 14/1/2008 gün ve E.2007/4095-K:2008/1 sayılı kararları. Bu karar, KIZILOT Şükrü – KIZILOT Zuhal, “Kaçakçılık Suçları ve Naylon Fatura İhtilafları”, Yaklaşım Yayıncılık, Ekim 2009, s. 338-339 
[3] Ayrıntılı açıklamalar için bkz. KIZILOT Şükrü – KIZILOT Zuhal, “Kaçakçılık Suçları ve Naylon Fatura İhtilafları”, Yaklaşım Yayıncılık, Ekim 2009, s.339
[4] Dnş. 3. Dairesinin bu konuda bir yürütmeyi durdurma kararı bulunmaktadır. 9/2/2010 gün ve E:2009/6111 sayılı karar.
[5] Bkz. İzmir 4. Vergi Mahkemesi kararı, 1/9/2010 gün ve E:2010/1207 sayılı yürütmenin durdurulması kararı.
[6] CANDAN Turgut, Açıklamalı İdari Yargılama Usul Kanunun, 2. Baskı, Ekim 2006, Ankara, s.652.

Kaynak:Av. Nazlı Gaye Alpaslan Güven – HURSES