Danıştay 4. Dairesi
Tarih    : 27.12.2012
Esas No  : 2012/7253
Karar No : 2012/9475
2577 s. İYUK Md. 7
GENEL TEBLİĞİN İPTALİ İÇİN DAVA AÇMA

Vergilerle ilgili Genel Tebliğlerin iptali için tebliğin Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihe göre 60 gün içinde iptal davası açılabilir. Süre geçtikten sonra açılan davaya itibar edilmez.
İstemin Özeti: 116 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin 4.5. bölümünde yer alan “fazla veya yersiz ödenen verginin iadesi” bölümündeki alt bölüm olan 4.5 kısmının iptali istemiyle dava açılmıştır.
Karar: 116 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin 4.5 bölümünde yer alan “fazla veya yersiz ödenen verginin iadesi” bölümündeki alt bölüm olan 4.5 kısmının iptali istemiyle dava açılmıştır.
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 24. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde, bakanlıkların düzenleyici işlemleri ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı açılacak iptal ve tam yargı davalarını Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak karara bağlayacağı belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava Açma Süresi” başlıklı 7. maddesinin 1 no.lu fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idari mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, 4 no.lu fıkrasında ise, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri, düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olmasının bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmayacağı hükmüne yer verilmiştir.
 

Dosyanın incelenmesinden, tevkifat kapsamına girmeyen ancak tevkifat uygulandığı anlaşılan ve iade/mahsup işlemi yapılan katma değer vergilerinin geri alınması ve söz konusu işlem için 116 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin 4.5 bölümünde yer alan “fazla veya yersiz ödenen verginin iadesi” bölümündeki alt bölüm olan 4.5 kısmı uyarınca işlem yapılacağının 12.04.2012 gün ve 27478 sayılı işlemle davacıya bildirilmesi üzerine 19.01.2012 tarih ve 28178 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 116 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin 4.5 bölümünde yer alan “fazla veya yersiz ödenen verginin iadesi” bölümündeki alt bölüm olan 4.5 kısmının iptalinin istendiği anlaşılmaktadır.
Ancak, 19.01.2012 tarih ve 28178 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 116 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin dava konusu edilen kısmının iptali istemiyle 14.09.2012 tarihinde kayda giren dilekçeyle açılan davada, Genel Tebliğin yayımlandığı tarihe göre 60 günlük dava açma süresinin aşıldığı, ayrıca yukarıda hükmü yazılı olan 4. fıkra uyarınca dava açılmasına esas olacak bir uygulama işlemine de en geç 14.05.2012 tarihinde dava açılması gerekirken bu sürenin de aşıldığı sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle, 2577 sayılı Kanun’un 15. maddesinin 1/b bendine göre davanın süre aşımı nedeniyle reddine, kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (30) gün içerisinde Danıştay Vergi Dava daireleri Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, oyçokluğuyla karar verildi(*).

(*)         KARŞI OY (X): 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun dava açma süreleri düzenleyen 7. maddesinin 4. fıkrasında; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
İncelenen davada; 19.01.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 116 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin 4.5 numaralı kısmının iptali istemiyle 14.09.2012 tarihinde açılan davanın süresinde olup olmadığı, bu bağlamda; 2577 sayılı Kanun anılan 7. maddesinin 4. fıkrası kapsamında, davacı hakkında dava süresini başlatacak 116 seri No.lu dava konusu Genel Tebliğe göre tesis edilmiş bir uygulama işleminin bulunup bulunmadığı önem arz etmektedir.
Dosyada bulunan ve 23.02.2012 tarihli inceleme yazısı uyarınca düzenlenen 28.09.2012 tarihli 2012-A-1924/20 sayılı Vergi Tekniği Raporunda; 96 ve 105 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği uyarınca, davacının yaptığı teslimlere ilişkin olarak katma değer vergisi tevkifatı uygulanıp uygulanmayacağı, tevkifata tabi olmamasına rağmen yapılan katma değer vergisi tevkifatının iade ve düzeltme işlemlerinin nasıl yapılacağı, davacı ile Vergi Dairesi Müdürlüğü ve Vergi Grup Müdürlüğü Başkanlığı arasında yapılan yazışmalara da değinilmek suretiyle açıklanmıştır.
Sözkonusu vergi tekniği raporunun içeriğinde, değerlendirme ve sonuç bölümlerinde ya doğrudan, ya da atıf yapılmak suretiyle, fazla ve yersiz olarak tevkif edilerek ödenen katma değer vergisinin, dava konusu edilen 116 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin 4.5 bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde iadesinin mümkün olduğu ve Vergi Usul Kanunu’nun 120. maddesi uyarınca düzeltilmesi gerektiği yolunda açıklamalara yer verilmiştir.
Bütün bu açıklamalar ise; davacı hakkında 116 Seri No.lu anılan Genel Tebliğin uygulandığını gösterdiğinden davacı hakkında 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinin 4. fıkrasında öngörülen uygulama işleminin bulunduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu aşamada, sözkonusu uygulama işlemi üzerine açılan davanın süresinde olup, olmadığı hususunun irdelenmesi gerekmektedir. Yukarıda sözü edilen vergi tekniği raporunun “düzenlenme” tarihinden önce de davacı hakkında dava konusu Genel Tebliğe göre iade yapılabileceği bildirilmiş olmakla, bu bildirimlere göre de dava konusu Genel Tebliğe karşı dava açma süresi olan 60 günlük süre geçmiş olmakla birlikte, anılan vergi tekniği raporunun düzenlenmesiyle bu rapor uyarınca dava açma süresi bakımından yeni bir hukuki durum doğduğunun kabulü gerekmektedir. Zira, vergi tekniği raporunun sonuç kısmında, dava konusu Genel Tebliğe göre 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca düzeltme yapılması öngörülmüştür.
Öte yandan, Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 04.12.2012 tarih ve 98563 sayılı cevap dilekçesinde de; tevkifat kapsamına girmeyen ancak tevkifat uygulandığı anlaşılan ve iade/mahsup işlemi yapılan katma değer vergilerinin geri alınması ve sözkonusu işlem için 116 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin 4.5 kısmı uyarınca işlem yapılmasının haklı ve yerinde olduğu açıkça ifade edilmiştir.
Diğer taraftan, vergi tekniği raporunun, dava açma tarihi olan 14.09.2012 tarihinden sonra 28.09.2012 tarihinde düzenlendiği dolayısıyla, henüz vergi tekniği raporu düzenlenmeden davanın açıldığı görülmektedir. Ancak, vergi tekniği raporunun 23.02.2012 tarihli inceleme yazısına istinaden başlatıldığı dikkate alındığında, ayrıca erken açılan davaların da yargı yerlerince görülmesinin mümkün olduğu yolundaki uygulamada gözönünde bulundurulduğunda, 28.09.2012 tarihli vergi tekniği raporuna göre açılan davanın süresinde olduğu anlaşıldığından çoğunluk görüşüne katılmıyorum.