Danıştay 3. Dairesi
Tarih        : 17.10.2011
Esas No   : 2010/7403
Karar No  : 2011/5956
VUK Md. 8, 377
VERGİ SORUMLUSU ADINA TAHAKKUK EDEN VERGİNİN, VERGİ SORUMLUSU TARAFINDAN İDARİ DAVAYA KONU EDİLMESİ

193 sayılı Kanun’un 94. maddesi uyarınca çalışanlarının ücretlerinden Yasa’da öngörülen oranda vergiyi keserek, muhtasar beyanname ile beyan edip ödeme sorumluluğu bulunan vergi sorumlusunun, ileride cezaya muhatap olmamak için usulüne uygun olarak ihtirazi kayıtla verdiği beyanname üzerine tahakkuk eden verginin, vergi sorumlusu tarafından idari davaya konu edilebileceği hk.
İstemin Özeti: Davacı şirketin, vergi sorumlusu sıfatıyla işçilerine yaptığı ücret ödemelerine ilişkin olarak ihtirazi kayıtla verdiği Nisan 2010 dönemine ait muhtasar beyanname üzerine tahakkuk eden gelir (stopaj) vergisinin 971,24 TL’ye isabet eden kısmının kaldırılması ve fazla ödenen tutarın iadesi istemiyle açılan davayı; sadece kestiği vergiyi beyan edip ödemekle sorumlu bulunan davacı şirketin malvarlığında bir azalma olmadığı dikkate alındığında, menfaatinin ihlal edildiğinden bahsedilemeyeceğinden istihkak sahibi adına yapılan tevkifat konusunda vergi sorumlusunun dava açmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca ehliyet yönünden reddeden Vergi Mahkemesi’nin kararına yöneltilen itirazı reddeden ….. Bölge İdare Mahkemesi’nin kararının düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin ….. Bölge İdare Mahkemesi’nin kararının; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 8. maddesinde, mükellefin, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüp eden gerçek veya tüzel kişi; vergi sorumlusunun da, verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişi olduğu, Kanun’un müteakip maddelerinde geçen mükellef tabirinin vergi sorumlularını da kapsadığı; 11. maddede ise, yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanların, verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve kanunla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten sorumlu oldukları, aynı Kanun’un 377. maddesinde, mükellefler ve kendisine vergi
 

cezası kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri; 378. maddesinde de, vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonu kararlarının tebliğ edilmiş olması, tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması gerektiğinin kurala bağlandığı, her ne kadar 377. maddede, tarh edilen vergilere karşı vergi mahkemesinde dava açma hakkının mükelleflere ait bulunduğu öngörülmüşse de; 8. madde gereğince, tarhiyata muhatap tutulan vergi sorumlularının da, muhatabı oldukları tarh işleminin iptali istemiyle yetkili vergi mahkemesinde dava açabileceklerinin kabulünün zorunlu olduğundan davanın esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken, ehliyet yönünden reddinde hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülerek Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına bozulması istenmiştir.
Karar: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 8. maddesinde mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu düşen gerçek veya tüzel kişi, vergi sorumlusu da, verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişi olarak tanımlandıktan sonra son fıkrasında, bu Kanun’un müteakip maddelerinde geçen “mükellef” tabirinin vergi sorumlularına da şamil olduğu, aynı Kanun’un 377. maddesinde, mükellefler ve kendisine vergi cezası kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri, 378. maddesinde ise vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonları kararlarının tebliğ edilmiş olması, tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması gerektiği kurala bağlanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde sayılan kişi ve kuruluşlar, istihkak sahiplerine yapılan ödemelerden Yasa’da öngörülen verginin kesilmesi, muhtasar beyanname ile beyan edilip ödenmesinden sorumlu tutulmuşlardır. Kesilen verginin beyan edilmemesi ya da ödenmemesi vergi sorumlusunun takibini gerektireceğinden, yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, usulüne uygun olarak ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine sorumlu adına tahakkuk eden verginin, vergi sorumlusu tarafından idari davaya konu edilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu durumda, 193 sayılı Kanun’un 94. maddesi uyarınca çalışanlarının ücretlerinden Yasa’da öngörülen oranda vergiyi keserek, muhtasar beyanname ile beyan edip ödeme sorumluluğu bulunan davacı şirketin ileride cezaya muhatap olmamak için ihtirazi kayıtla verdiği beyanname üzerine tahakkuk eden gelir (stopaj) vergisinin 971,24 TL’ye isabet eden kısmının kaldırılması ve fazla ödenen tutarın iadesi istemiyle açtığı davanın esası incelenerek karar verilmesi gerektiğinden temyize konu kararın kanun yararına bozulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın temyiz isteminin kabulü ile ….. Bölge İdare Mahkemesi’nin kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, oybirliğiyle karar verildi.