Danıştay 4. Daire

Tarih         : 19.10.2006
Esas No   : 2006/791
Karar No : 2006/1983
7201 sK. Md. 12, 13
TÜZEL KİŞİLERE YAPILACAK TEBLİGATIN USULÛ

Hükmi şahıslara tebligat kanununa göre yapılacak tebliğin, öncelikle hükmi şahsın yetkilisine, yetkili kişinin bulunamaması veya evrakı alacak durumda olmaması halinde ise memur veya müstahdemlerine yapılması, ancak memur veya müstahdemlere yapılacak tebligatta tüzel kişiliğin yetkisinin işyerinde bulunamaması nedeniyle, tebligatın bu kişilere yapıldığının belirtilmesinin zorunlu olduğu.
İstemin Özeti: 2002 yılına ilişkin işlemleri incelenen davacı adına, kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı dava açılmıştır. Vergi Mahkemesi; 2577 sayılı Kanun’un 15/1-d maddesinde, Danıştay veya idare ve vergi mahkemelerince 14. maddenin 3. fıkrasında yazılı hususlarda kanuna aykırılık görülürse, 14. maddenin 3/g bendinde yazılı hallerde 30 gün içinde 3 ve 5. maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanlıkları tamamlanmak üzere dilekçenin reddine karar verileceğinin belirtildiği, dosyanın incelenmesinden, dava dilekçesindeki yanlışlıklar düzeltilerek 30 gün içinde yeniden dava açılmak üzere dilekçenin reddi yolundaki Mahkemelerinin kararı davacıya tebliğ edildiği halde 30 günlük sürenin son günü olan 26.11.2004 tarihi geçirildikten sonra 29.11.2004 tarihinde açılan davanın süresinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar vermiştir. Davacı, tebligatın Kanun’a ve usule uygun olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Karar: 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun hükmi şahıslara ve ticarethanelere tebligat başlıklı 12. maddesinde, hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir denildikten sonra, hükmi şahısların memur veya müstahdemlerine tebligat başlıklı 13. maddesinde ise, hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerine yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.
 
 

Bu düzenlemelere göre hükmi şahıslara bu Kanun’a göre yapılacak tebliğin öncelikle hükmi şahsın yetkilisine yapılması, yetkili kişinin bulunamaması veya evrakı alacak durumda olmaması halinde ise memur veya müstahdemlerine tebligat yapılması gerekmektedir. Ancak memur veya müstahdemlere yapılacak tebligatta tüzel kişiliğin yetkilisinin işyerinde bulunamaması nedeniyle tebligatın bu kişilere yapıldığının belirtilmesi zorunludur.
Dosyada bulunan tebliğ alındısının incelenmesinden, Mahkeme kararının, şirket yetkilisinin işyerinde bulunmadığı, tebligatı alacak durumda olmadığı yolunda her hangi bir kayıt düşülmeden işçisi olduğu belirtilen şahsa tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Tebligatın Kanun’da öngörülen usule uygun olmaması nedeniyle bu tebligatın yapıldığı tarih dikkate alınarak davanın süresinde açılmadığı kabul edilemeyeceğinden aksi yöndeki Mahkeme Kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüyle, Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına oyçokluğuyla karar verildi (***).
(***)       KARŞI OY: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi gerektiği görüşü ile karara karşıyız.