Danıştay 4. Daire

Tarih         : 22.11.2006
Esas No   : 2006/2998
Karar No  : 2006/2299
VUK Md. 353/1
FATURA DÜZENLENMEMESİNE İLİŞKİN ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASI

Özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için öncelikle belgelerin düzenlenmediğinin, kullanılmadığının ve bulundurulmadığının saptandığına ilişkin hukuken geçerli bir tespitin mevcut olması gerekmektedir. İdari cezalar için de geçerli olan cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılamayacağı yolundaki ceza hukuku ilkesi gereğince varsayım ya da kıyas yoluyla ceza uygulanması olanağı bulunmadığından davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasında isabet görülmemiştir.
İstemin Özeti: 2001 yılı işlemleri incelenen davacının bazı emtia satışları için fatura düzenlemediği, eksik fatura düzenlediği ve faturasız mal aldığı ileri sürülerek 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrasında, verilmesi ve alınması gereken faturanın verilmemesi ve alınmaması halinde bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların herbirine özel usulsüzlük cezası kesileceği, 231. maddesinin 1. fıkrasının 5. bendinde ise, faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami on gün içinde düzenleneceğinin belirtildiği, davacının işlemlerinin incelenmesi sonucu, bir kısım tarım aletlerini senet mukabili sattığı, vadesi geldiği halde ödenmeyen senetlerin icra takibine konulduğu, ifadesine başvurulan senet borçlusu alıcıların davacıdan zirai alet satın aldıkları halde faturasının düzenlenmediğini ifade ettikleri, bu tespitlerin davacının emtia satışı için fatura düzenlemediğini gösterdiği gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davacının itirazı Bölge İdare Mahkemesinin kararıyla reddedilmiştir. Bu kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmektedir.
Karar: Davacının 2001 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu bazı emtia satışları için fatura düzenlenmediği, eksik fatura düzenlendiği ve faturasız mal alındığı ileri sürülerek özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan dava Vergi Mahkemesince, karara karşı yapılan itiraz ise Eskişehir Bölge İdare Mahkemesince reddedilmiştir.

 
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 232. maddesinde; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin, birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara,defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere ve vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura almak zorunda oldukları, ayrıca sayılan kişiler dışında kalan ve belli bir bedeli aşan emtia satışı ve yaptıkları iş karşılığında ya da istenmesi halinde bu miktarın altındaki satış ve işler için de fatura vermek zorunda oldukları öngörülmüştür. Aynı Kanunun 353. maddesinin 1. fıkrasında, verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların herbirine, herbir belge için 10.000.000 liradan aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10’u nisbetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği öngörülmüştür.
Bu madde uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için öncelikle maddede sayılan belgelerin düzenlenmediğinin, kullanılmadığının ve bulundurulmadığının saptandığına ilişkin hukuken geçerli bir tespitin mevcut olması gerekmektedir.
Davacının işlemlerinin incelenmesi sonucu davacının fatura düzenlemediği, eksik fatura düzenlediği ve faturasız satılan emtia için fatura alınmadığı ileri sürülerek özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Özel usulsüzlük cezası kesilmesine dayanak oluşturan inceleme raporunda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrasında öngörülen nitelikte bir tespit yapılmamıştır. İnceleme raporunda davacının zirai alet satışında bulunduğu kişilerden bazılarının ifadelerine başvurulmuş olup, bu ifadelerde satın alınan emtianın yılı, fiyatı konusunda kesin bilgilere rastlanılmamıştır. İnceleme elemanınca bazı satışlarla ilgili olarak ise sadece Sivrihisar İcra Müdürlüğü’nden alınan bilgiler doğrultusunda yapılan icra takiplerine konu senetlerdeki rakamlar dikkate alınmıştır. Bu tespitler davacının satışları dolayısıyla fatura düzenlemediği, eksik fatura düzenlediğini ve emtia alımında fatura almadığını gösterecek nitelikte değildir. Bu durumda idari cezalar için de geçerli olan cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılamayacağı yolundaki ceza hukuku ilkesi gereğince varsayım ya da kıyas yoluyla ceza uygulanması olanağı bulunmadığından davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesinin kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51. maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak koşulu ile bozulmasına, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmesine ve Resmi Gazete’de yayımlanmasına oybirliğiyle karar verildi.