Modern vergi anlayışı artık daha çok vergi almanın yolunun daha çok denetim ve yüksek vergi oranları olmadığını çoktan çözdü. Mükelleflerin vergiye gönüllü uyumu denilen müessesenin altında da bu düşünce var zaten. Yani mesele mükellefin hiç bir karşılık beklemeksizin (genel anlamda verginin tanımı yapılırken karşılıksız olduğunu ifade ediyorsak da bugün artık verginin en azından devlet tarafından sunulan hizmetlerin iyileştirilmesi ve siyaset belirleyicilerin ülkeyi doğru ve etkin bir şekilde yönetebilmesi beklentileri gibi önemli karşılıkları vardır) ödeyeceği vergiyi yine onun memnuniyetini sağlayarak ve rızası ile alabilmek.
İşte bu hususlar düşünülerek atılmış bir adım gibi görünüyor ‘İzaha Davet’ uygulaması. Vergi Usul Kanun’u 370 inci madde ile hayatımıza giren uygulama ile vergi ile ilgili beyan ve bildirimlerinde eksiklik olduğu konusunda yetkili mercilerce bir ön tespitin bulunduğu mükellef, uzun uzadıya inceleme sürecinden önce yaptığı düşünülen hata konusunda izah edici bir açıklama yapabilmesi için kendisine bir şans veriliyor.
İşte bu şansı kullanıp yapılan tespit için ikna edici bir açıklama yapabilen mükellefin dosyası incelemeye gönderilmeden kapatılıyor. Böylece hem mükellef hem de inceleme elemanları hem zamandan hem de bürokratik işlemler nedeniyle katlanılan maliyetlerden kurtulmuş oluyor.
Eğer mükellef yapılan tespitin doğruluğunu yani hatasını kabul ediyorsa kendi beyanlarını düzelterek ‘indirimli ceza’ uygulaması ile dosya yine kapatılıyor.
Bu durumda tespit konusu verginin ve izah zammının (gecikme zammı) ödenmesi şartıyla vergi cezasının yüzde 20 si alınıyor. Her ne kadar mükellefler için yüzde 20 oranı için uzlaşma hakkı verilmişse de bu prosedürle uğraşmamak (hem mükellef hem idare için zaman kaybı) için bu oranın çok düşük tutulmasında fayda var. Bence bu oranın yüzde 5 olması ya da hiç alınmaması uygulamayı daha cazip kılmak ve mükellefi bir an önce ödemeye teşvik edilmesi bakımından önemli.
Mükellef tarafından yapılan izah kabul edilmemiş veya mükellef hiç izahta bulunmamışsa üstüne üstlük düzeltmeye ilişkin bir işlem de gerçekleştirmemişse, yetkili merci dediğimiz ‘İzah Değerlendirme Komisyonu’ ilgili dosyayı incelemeye veya takdire sevk edecektir.
Süreler 15 gün olarak belirlenmiştir. Yetkili mercii izahı yapan mükellefle ilgili dosyayı 10 gün içerisinde sonuçlandıracaktır.
Böyle yazılı halde kuralları olmasa da vergi daireleri buna benzer uygulamalar yapmaktaydı. Mükelleflere kendi beyannamelerinde tespit ettikleri hataları düzeltmeleri için tarama servisleri kendilerine uyarılarda bulunuyorlardı. Mükellefler de hatalı oldukları konularla ilgili gerekli düzeltme işlemlerini yapıyor yüzde 50 vergi ziyaı cezasını ödemek suretiyle dosya kapatılabiliyordu. Hatta mükellef kendi hatasını vergi dairesi tespitinden önce fark ederse, pişmanlık müessesinden yararlanarak ceza ödemeksizin işlemini gerçekleştirebiliyordu.
Yapılan düzenleme ile izah uygulaması yasal zemine oturtulmuş oldu.
Daha önce de dediğim gibi yapılan düzenlemenin idare tarafı için en önemli faydası uzun uzadıya inceleme süreçleri ve arkasında gelen yargı süreçleri ile zamanında alınması gereken verginin yıllar sonra alınmasının önüne geçilmiş olacaktır. Ayrıca izaha davet edilecek konulara baktığımızda da inceleme elamanlarını gereksiz iş yükünden kurtaracak ve onları daha verimli işlere yönlendirmesi bakımından faydalı olacaktır. Mükellefler için ise uzun bürokratik süreçler içinde boğulmadan ve haklarında olumsuz bir rapor veya tespit bulunmadan iş hayatına devam etmeleri sağlanmış olacaktır.
Ama mutlaka yüzde 20 oranının gözden geçirilmesi gerekirse sıfırlanması gerekiyor. Bu hem uygulamanın cazibesinin artması hem de mükellefin bir an önce vergiyi ödeyip yoluna devam edebilmesi için önemlidir.
Kaynak:YMM Ali Rıza Akbulut-www.muhasebetr.com