Vergi Usul Kanunun 353. maddesinin 4 numaralı bendinde, “Günlük kasa defteri, günlük perakende satış ve hasılat defteri, serbest meslek kazanç defteri ile Maliye Bakanlığınca tutulma ve günü gününe kayıt edilme mecburiyeti getirilen defterlerin; iş yerinde bulundurulmaması, bu defterlere yazılması gereken işlemlerin günü gününe deftere kayıt edilememesi veya yoklama ve incelemeye yetkili olanlara istendiğinde ibraz edilmemesi” hallerinde her tespit için özel usulsüzlük cezası kesilmesi öngörülmüştür.
Ancak bu bent, 4108 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 2.6.1995 tarihinden geçerli olmak üzere değiştirilmiş ve bentteki “serbest meslek kazanç defteri” ibaresi metinden çıkartılmıştır. Bu tarihten sonra bu bende göre ceza uygulaması ancak,
– Günlük kasa defterinin,
– Günlük perakende satış ve hasılat defterinin,
– Maliye Bakanlığınca tutulma ve günü gününe kayıt edilme mecburiyeti getirilen defterlerin, günü gününe tutulmaması veya istendiğinde ibraz edilmemesi halinde kesilebilir hale gelmiştir.
Ceza uygulamasının koşulları

Bu defterlerden ilk ikisi, bir başka deyişle günlük kasa defteri ile günlük perakende satış ve hasılat defteri kaldırıldığından, bu defterlerle ilgili olarak bu cezanın uygulanma olanağı yoktur. Olmayan defteri bulundurmama suçunun cezası nasıl oluyor derseniz, bu soruyu bana değil, yıllardır özenle bu düzenlemeyi kaldırmayı yasa tasarılarına koymayanlara sormanız gerekir?
Üçüncü öngörülen durum olarak, günü gününe kayıt zorunluluğunun ve/veya ibraz etme yükümlülüğünün ihlali nedeni ile cezanın tatbik edilebilmesi için, aradaki bağlacın “ve” şeklinde belirlenmiş olması dolayısıyla, hem defterin tutulma zorunluluğunun Maliye Bakanlığınca getirilmiş olması ve hem de günü gününe kayıt edilme mecburiyetinin öngörüldüğü bir defterin söz konusu olması gerekmektedir. Burada düzenlenen suçun oluşabilmesi söz konusu iki şartın birlikte tahakkuku koşuluna bağlanmıştır.
Serbest meslek kazanç defteri ise, gerek tutulma zorunluluğu, gerek günü gününe kayıt zorunluluğu açısından, Maliye Bakanlığınca ihdas olunan bir defter değildir ve bu zorunluluklar doğrudan yasadan kaynaklanmaktadır.
Yasal düzenleme bu şekilde olmakla birlikte, bu güne kadar, yoklamalarda serbest meslek kazanç defterini ibraz etmeyen pek çok serbest meslek erbabına ceza kesildiği görülmektedir. Doktrinde de, maalesef bazı yazarlar, 4108 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucu oluşan metin açık olmasına rağmen, ya bu konuda tereddüt oluştuğunu yazmakta, ya da Maliye Bakanlığınca tutulma zorunluluğu getirilen ve günü gününe tutulması zorunlu defter için öngörülen cezanın, yasa gereği tutulması zorunlu defterler için de evveliyetle uygulanacağını yazarak, konuyu karmaşık hale getirmişlerdir. oysa lafzın açık olduğu yerde, yorum yapılamayacağı gibi, yorum yoluyla ceza da ihdas edilemez.
Nitekim Gelir İdaresi Başkanlığı, Samsun Vergi Dairesi Başkanlığına göndermiş olduğu 17.03.2006 tarihi ve B.07.1. GİB.0.30/3025-353-746/018894 sayılı yazısında da, idari görüşünü yukarıdaki görüşlerimiz paralelinde açıklamıştır. Bu yazıda özetle şöyle denilmektedir:
“iş yerinde bulundurulmaması ve günü gününe kayıt edilmemesi halinde özel usulsüzlük cezası kesilecek defterler, Maliye Bakanlığınca kendisine verilen yetkiye dayanılarak ihdas edilip tutulma ve günü gününe kayıt edilme zorunluluğu getirilenlerdir. Ancak Serbest Meslek Kazanç Defteri, kayıtların günü gününe yapılması zorunlu olan bir defter olmakla birilikte Maliye Bakanlığının yetkisine dayanılarak ihdas edilmiş bir defter değildir.
Serbest Meslek Kazanç Defterini iş yerinde bulundurma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak, mükelleflere Serbest Meslek Kazanç Defterinin ibrazı için münasip bir mühlet verilecek ve bu süre içerisinde ibraz görevini yerine getirmeyen mükellefler adına mükerrer 355’nci madde uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilecektir. Ayrıca Serbest Meslek Kazanç Defterinin günü gününe tutulmadığının, kayıt nizamına uyulmadığının tespiti halinde aynı kanunun 352’nci maddesinin birinci derece usulsüzlük ilgili 6 numaralı bendi uyarıca birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir.”
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 14.8.2014 tarih ve 2066 sayılı yazısında da aynı görüş savunularak, görüşe istikrar kazandırılmıştır.
Gerek yasa maddesi gerek mali idarenin görüşü bu şekilde açık ve net iken, uygulamada bu konuda netliğin sağlanamamasını ve doğan tereddütleri anlamak mümkün değil.
Kaynak:Bumin DOĞRUSÖZ