Danıştay 4. Dairesi
Tarih         : 15.10.2008
Esas No   : 2007/5821
Karar No  : 2008/3601
AATUHK Md. 9
TEMİNAT İSTEME YAZISINA DAVA AÇILMASI

Teminat istenmesini gerektiren haller aynı zamanda ihtiyati haczin nedenini oluşturmakta olup, teminat gösterilmemesi halinde hedef aldığı kişi ya da kişilerin varlıklarının ihtiyaten haczi yoluna gidilebileceğinden, bu kişilerin çıkarını etkileyen hukuki sonuçlar meydana getiren kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlem niteliği taşımaktadır.
İstemin Özeti: 2002 yılı işlemlerinin incelenmesi sırasında yapılan ilk hesaplamalara göre belirlenen miktar üzerinden 6183 sayılı Yasa’nın 9. maddesi uyarınca teminat istenmesine ilişkin yazı ile kurulan idari işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.  Vergi Mahkemesi; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesine göre dilekçelerin idari davaya konu kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmaması yönünden inceleneceği, aynı Kanunun 15. maddesinde ise, idari davaya konu kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olmaması halinde davanın reddedileceğinin belirtildiği, dosyanın incelenmesinden, dava konusu yazı ile teminat istendiği, bu haliyle yazının kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığı, dolayısıyla, dava konusu edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı, teminat isteme işleminin kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir
Karar: 2002 yılı işlemlerinin incelenmesi sırasında yapılan ilk hesaplamalara göre belirlenen miktar üzerinden 6183 sayılı Yasa’nın 9. maddesi uyarınca teminat istenmesine ilişkin yazı ile kurulan işlemin iptali istemiyle açılan davayı ortada kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığı gerekçesiyle reddeden Mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
 

İdari işlem, hukuki sonuç doğurmaya yönelik, kamu gücüne dayanan irade açıklanmasıdır. İdari işlemin iptal davasına konu olabilmesi için kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem niteliğinde olması gerekir. İşlemin kesin olması, onun hukuk düzeninde varlık kazanabilmesi için uyulması gereken usulün son aşamasından geçirilmiş olmasını, yürütülmesinin zorunlu alması ise, kamu gücü ve kudretinin hedef aldığı kişi ya da kişilerin menfaatini etkileyen hukuki sonuçlar meydana getirmesi anlamını taşımaktadır.
6183 sayılı Yasa’nın 9. maddesinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren haller ile 359. maddesinde sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olduğu takdirde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplamalara göre belirtilen miktar ürerinden tahsil dairelerince teminat isteneceği, yine aynı Kanun’un 13. maddesinde, aşağıdaki hallerden her hangi birinin mevcudiyeti takdirinde hiç bir müddette mukayyet olmaksın alacaklı amme idaresinin mahallin en büyük memurunun kararıyla ihtiyati haciz tatbik edebileceği belirtilmiş olup, ihtiyati haczi gerektiren haller arasında 9. madde gereğince teminat istenmesini gerektiren durumlar da sayılmıştır.
Vergi idarelerinin vergi hukuku alanında tesis ettikleri ve verginin tahsilinin güvence altına alınmasına ilişkin işlemlerden olan teminat istenmesini gerektiren haller aynı zamanda ihtiyati haczin nedenini oluşturmakta olup teminat gösterilmemesi halinde hedef aldığı kişi ya da kişilerin varlıklarının ihtiyaten haczi yoluna gidilebileceğinden, bu kişilerin menfaatini etkileyen hukuki sonuçlar meydana getiren dava konusu teminat istenilmesine ilişkin işlem kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem niteliği taşımaktadır.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulüyle, Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.