Limited şirketin vergi borcu dolayısıyla şirket ortağının sahibi olduğu mesken üzerine konulan haciz işlemi üzerine şirket ortağı tarafından bu haczin kaldırılması ile ilgili vergi mahkemesinde dava açılmıştır. Açılan dava üzerine vergi mahkemesi tarafından verilen kararda şirketin ortağı tarafından yapılan hisse devri gereğince 29/07/1998 tarihinden önceki borç dolayısıyla şirket ortağının şirketin sermaye hisseleri oranında şirketteki payına göre vergi borcundan sorumlu olacaklarına karar verilmiştir.[1] İncelenen olayda davacı şirket ortağının limited şirketteki ortaklık payını 23/05/1997 tarihinde devretmesi sonucunda şirketten ayrıldığı tarih olan 23/05/1997 tarihinde şirketten ayrıldığı açık olduğundan 29/07/1998 döneminden önce olan borçlarda ortaklar şirket borçlarının tamamından vazettikleri veya vazını taahhüt eyledikleri sermaye miktarında doğrudan doğruya veya anılan kanun hükümleri gereğince takibata tabi tutulmaları gerekmektedir.
29/07/1998 döneminden sonraki amme borçları için ise, sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu ve anılan kanun hükümleri gereğince takibe tutulmaları gerekmektedir. Bu nedenle, limited şirket ortaklarının sorumlulukları konusunda aşağıda yer alan tarihlere göre hareket edilmesi gerekmektedir.
29/07/1998 öncesi dönem :
Bu tarihten önceki amme borcu dolayısıyla limited şirket ortakları, şirketteki sermaye payları oranına göre sorumlulukları sınırlıdır. Örneğin, şirkette %10 payı bulunan bir ortağın şirket sermayesinin de 100.000 TL olduğunu kabul edelim. Şirketin amme borcu dolayısıyla %10 paylı bu ortağın sorumluluğu 10.000 TL kadar olacaktır.[2] 29/07/1998 sonrası dönem:
Limited şirketlerde şirket ortaklarının 6183 sayılı yasaya göre (Md.35) sorumlulukları sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacaklardır. Yukarıdaki örnekte yer alan ortağın sermayedeki payı %10 ise bu durumda şirketin vergi dairesine toplam borcu 500.000 TL ise ortağın sorumluluğu 50.000 TL ile sınırlı olacaktır.
Emsal bir karar ve özeti :
Yargıya yansıyan bir olayda, limited şirketteki hisselerini 1997 yılında devreden ortağın sahip olduğu özel konutuna şirket borcu dolayısıyla haciz konulmuştur. Daha sonra şirket ortağının konulan hacizle ilgili açtığı dava aşağıda yer alan gerekçelerle kabul edilmiş ve konulan haciz kaldırılmıştır.
“Bu durumda …………… Ltd. Şti.deki sermaye miktarı 2.50 YTL olan davacının, 29/07/1998 tarihinden önceki dönem içinde kalan uyuşmazlık konusu şirket borcundan vazettiği sermaye miktarında sorumlu ve takibata tabi tutulması gerektiğinden, sermaye hissesi esas alınarak yapılan takibat sonucunda yapılan hesaplama nedeniyle taşınmazı üzerine konan haciz işleminde hukuki isabet bulunmadığından şirketin sermaye miktarı esas alınarak borcun hesaplaması gerektiği şirketteki hisse oranı esas alınarak yapılan haczin kaldırılması gerektiği yolundaki davacı başvurusunun reddine, ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır…” şeklinde karar verilmiştir.
YAPILAN ÖDEMELER VE BUNA GÖRE HACİZ KALDIRMA İŞLEMLERİ:
Son olarak, yürürlüğe giren 6736 sayılı Yeni Bazı Alacakların Yapılandırılması hakkındaki Kanuna göre; 30.06.2016 tarihi itibari ile gecikmiş ve ödenmemiş vergi borçların 31.10.2016 tarihine kadar mükelleflerin

müracaatlarına göre yapılandırılacaktır. Vergi ve SGK borcu nedeni ile menkul veya gayrimenkuller üzerine konulan hacizler borç tümüyle ödenmediği sürece hacizler kaldırılmaz. Ancak bölünebilir veya ayıklanabilir. Menkul ve gayrimenkuller açısından yapılan ödemelerin toplam borca oranı dahilinde hacizler kısım kısım kaldırılır.
Taşıt araçları üzerindeki yakalama hacizleri veya önceden konulan e-hacizler yapılandırma planı kapsamında kaldırılır. Araçlar üzerindeki haczin tümüyle kaldırılabilmesi için borcun tamamen ödenmesi gerekir.[1] İzmir 1. Vergi Mahkemesinin, 05/03/2009 gün ve E:2008/808-K:2009/308 sayılı kararları.[2] Ayrıntılı bilgi için bkz. Buket Sayın Önal, “Limited Şirketlerde Ortakların Sorumluluğu”, Ankara, 2006, Adalet Yayınevi, s.159-160.
Kaynak:Av. Nazlı Gaye Alpaslan Güven -HURSES