İş sözleşmelerinin tarafların ortak iradesi ile sona erdirilmesi hali ikale sözleşmesidir.  İkale sözleşmesi diğer adıyla bozma sözleşmesi olarak Yargıtay içtihatlarında geçmektedir. İş sözleşmeleri süreli veya süresiz olsun tarafların anlaşmalarıyla sona erdirilebilir. İkale sözleşmeleri yasalarda açık olarak düzenlenmemiştir.
İkale sözleşmeleri sonucunda işçiye ödenen tazminatın hukuki niteliği vergilendirme anlamında önem taşımaktadır. Yargıtay, kıdem tazminatını, işverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçiye, işini kaybetmesi halinde işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından kanuni esaslar dâhilinde verilen toplu para olarak tanımlanmıştır.[1] Gelir Vergisi Kanunun 25/7. maddesinde, “1475 ve 854 sayılı kanunlara göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 5953 sayılı Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarları (hizmet ifa etmeksizin ödenen ücretler tazminat sayılmaz.) gelir vergisinden istisnadır.” Aynı Kanunun 25/1. Maddesinde, “Ölüm, engellilik, hastalık ve işsizlik sebepleriyle (işe başlatmama tazminatı dahil) verilen tazminat ve yapılan yardımlar gelir vergisinden istisnadır” hükümleri yer almıştır.
Gelir İdaresi Başkanlığı, ikale sözleşmelerinde ödenen tazmiatları Gelir Vergisi Kanunun 25/7. Maddesi kapsamında değerlendirerek “anılan maddedeki kıdem tazminatı tavanının gözetilmesi gerektiğine” görüş bildirilmiştir.
Vergi yargısı ise, bu tür ödemelerin ücret niteliğinde olmadığı, vergiden istisna edilen ödemeler için ise kesinti yapılmasının mümkün olmadığına karar vermiştir.[2]
Bize göre, yargı içtihadı yerindedir. Zira,  Gelir Kanunun 61. maddesinde, “Ücret, işverene tabi belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.” olarak tanımlanmıştır. İkale sözleşmesine istinaden ödenen tazminatlar ise işe son verilmesinden kaynaklıdır. Bu ödemelerin artık çalışana yapılan bir ödeme olarak görülmesi mümkün değildir. İş ilişkisi artık sona ermiştir. GV Kanunun 25/1 maddesi kapsamında bu tür ödemelerin vergiden istisna edilmesi gerekir.[1] Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E.2014⁄13529 K.2015⁄444 T.26.01.2015[2] Danıştay 4. Dairesinin 15.12.2016 günlü kararı.
Yazar:Zafer Tüfekçi