3568 sayılı yasaya göre unvan almış serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirler ilgili mevzuattan kaynaklanan konulardan dolayı asıl borçlu şirket yani mükellef ile birlikte vergi idaresine karşı yapılan işlemlerinden sorumlu olacaktır.

Burada sorumluluğun kapsamı vergi müfettişleri tarafından düzenlenen YMM Sorumluluk Raporu veya SMMM Sorumluluk Görüş ve Öneri Raporu içeriğinde ayrıntılı bir şekilde yer verilmek zorundadır. (Bkz. SMMMYMM Sorumluluk Raporlarıyla ilgili VDK yönergesi)

Uygulamada meslek mensuplarına ödeme emri tebliğ edilerek bu ödeme emri kapsamında başka herhangi bir belge veya rapor tebliğ olunmamaktadır. Bu konuda yargıya intikal eden birçok olayda 3568 sayılı yasaya göre unvan almış meslek mensupları çeşitli gerekçelerle dava açabilmektedirler. Açılan davalarda Anayasanın 36. Maddesi hükmü, ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3 madde hükmü, 213 sayılı VUK madde 108.., yine VUK madde 35/11, VUK md 366/1 hükümleri ileri sürülmektedir.
Bilindiği gibi; 3568 sayılı yasa kapsamı gereğince SMMM ve YMM’lere sorumluluk kapsamında vergi daireleri tarafından düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emri ekinde düzenlenene inceleme raporunun bir örneğinin tebliği zorunludur. Uygulamada bu gibi ödeme emirlerinin meslek mensuplarına tebliği sırasında sadece ödeme emri tebliğ edildiği görülmektedir.
Buna göre, sorumluluk, sorumluluğun ilgili olduğu vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesiyle başlamaktadır. Borcun ödenmesi ile de sorumluluk sona erecektir. Sorumluluğun diğer bir özelliği ise fer’iliğidir. Bu prensip gereğince, borcun asıl borçludan istenmediği müddetçe sorumludan istenmesi olanaksızdır. Ancak, borçlu ve sorumludan aynı anda istenmesine ise müşterek ve müteselsil sorumluluğun tabiatı gereği bir mani durumda yoktur. Yeminli mali müşavirlerin sorumluluğuna gidilebilmesi için yani ödeme emri tebliğ edilebilmesi için asıl borcun ana borçlu açısından tahakkuk etmesi ve tahakkuk tarihinden itibaren borcun vadesi olan tahakkuk tarihinden sonraki bir ay içinde mükellefince ödenmemesi gerektiğinden, ödeme emri ile takibinde bir sorun bulunmamaktadır. Ödeme emri tebliğinden önce, 6183 sayılı kanunun 37 maddesi hükmü uyarınca sorumlu adına bir tebligat işlemi ile vade tespitine gerek bulunmamaktadır. Zira müşterek ve müteselsil sorumluluğun tabiatı gereği borçlulardan biri için doğan bir hukuki durum, diğer borçlular için de doğar. Örneğin, borçlulardan biri için zamanaşımın kesilmesi  diğer için de hüküm ifade edeceği açıktır. Bu sebeple asıl borçlu için tahakkuk tarihinden bir ay sonrası borcun vadesi olduğundan dolayı aynı tarih ikincil amme borçlusu sorumlu YMM için de borcun vadesini oluşturur. Bu kapsamda YMM veya SMMM lerin sorumluluğu ve müteselsil olarak borçlu tutulmaları durumunda:

 

 
1-Adına vergi inceleme raporu düzenlenene asıl amme borçlusu  mükellef adına da tarhiyat işlemleri yapılmaktadır.
2-Mükellefe tebliğ edilen vergi ceza ihbarnamelerinin kesinleşmesi üzerine tahakkuk eden vergi, ceza ve fer’ilerininin vadesinde mükellef tarafından ödenmemesi halinde takibat sürecinde ayrıca meslek mensubuna da ödeme emri tebliğ edilir. Ödeme emrinin ekinde mutlak surette VİR ( vergi inceleme raporu) veya sorumluluk görüş ve öneri raporu veya YMM sorumluluk raporu eklenerek tebliğ edilmelidir.( 2577 sayılı İYUK md 27/2, 6183 sayılı yasa md 54-55-58, Anayasa md 36, AİHS md 6/3, VUK md 108).
3-Takibat sürecinde düzenlenen ödeme emri, tahakkuk eden vergi ve ceza ve diğer fer’ilerinin tümü için mükellef ve meslek mensubu SMMM veya YMM adına ayrı ayrı ikincil amme borçlusu olarak kendilerinin bağlı olduğu vergi dairesince tanzim ve tebliğ edilmelidir.
4-Sonuç olarak, meslek mensupları ile ilgili cebri takip işlemleri bunların bağlı bulunduğu vergi dairelerince yapılacaktır.
Kaynak:Av. Nazlı Gaye Alpaslan