Günümüzde teknolojinin ulaştığı düzey ile internetin ulaşılabilirlik imkânı dünyada olduğu gibi ülkemizde de elektronik ticarettin gelişmesine yol açmıştır. Erişim imkânı olan tüm insanları kapsayan internet ağı, çok geniş kitlelere ulaşabilmesi sayesinde büyük ve önemli bir iletişim aracı haline gelmiş ve ticaret dünyasının vazgeçilmez bir unsuru olmuştur. Arz talep piyasasının oluştuğu bir saha olmuştur. Oyun ve müzik siteleri başta olmak üzere bilimsel ve sanatsal çalışmalar ile basın yayın ve habercilik gibi süreklilik gerektiren faaliyetlerin internet üzerinden yapılması ve aynı anda milyonlarca insana ulaşımın sağlanması ticari amaç güden firmaların internet üzerinden tüketiciye ulaşmasında yeni bir yöntem olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bilindiği üzere bir internet kullanıcısı; şahsi olarak web sitesi kurabilmekte, bu site üzerinden yapmış oldukları paylaşımlarıyla belirli bir sayıda izlenme oranına ulaşarak site üzerinden reklam yayıncılığına aracılık yapmaktadır. İster kişisel ister kurumsal olsun web sitesi kullanıcıları Google, Youtube veya Adsense sistemine kayıt olarak adsense sistemi üzerinden gelir elde etmektedir.
Reklam sektörüne aracılık edenlerin sayısında her geçen gün artış olmasına rağmen, elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi konusunda mevzuatta açık bir düzenleme olmaması son yıllarda gelişen ve giderek yaygınlaşan bu alanda faaliyette bulunanları vergisel işlemlerinde ikilem yaşamasına sebep olmakta ve kayıt dışı işlemlere yöneltmektedir.
27.09.2017 tarihinde TBMM’ye sunulan “Bazı Vergi Kanunları İle Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” tasarısında yer alan 22. madde de yer alan düzenlemeyle 213 sayılı Kanunun mükerrer 257 nci maddesine eklenen aşağıdaki bentle “7. Elektronik ticarette vergi güvenliğini sağlamak amacıyla elektronik ortamda ticari faaliyette bulunan gerçek ya da tüzel kişi hizmet sağlayıcılara ve/veya başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan gerçek ve tüzel kişi aracı hizmet sağlayıcılara ticari faaliyetlerine ilişkin bildirim verme yükümlülüğü getirmeye, bildirimin içerik, format, standart, verilme süresi ve yöntemini belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya, bildirim verme yükümlülüğünü iş hacmi, sektör, mükellef grupları, alış-satış tutarı, alım satıma konu mal ve hizmet türleri itibarıyla belirlemeye, başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına ilişkin bildirime konu bilgilerin aracı hizmet sağlayıcıları tarafından alınması zorunluluğunu getirmeye, bu bent kapsamındaki bilgi ve bildirimlerin elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesi yükümlülüğü getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye,” Yetkilidir şeklinde düzenleme yapılması öngörülmektedir. Yapılan bu düzenlemenin amacı elektronik ticarette vergi güvenliğinin sağlanmasının yanı sıra internet ortamında yapılan ticaretin ve internet ortamında yurtdışından Türkiye ye sunulan hizmetlerin takip ve kontrolünün sağlanmasıdır. (Bilindiği üzere 6563 sayılı kanun ve 464 nolu VUK genel tebliğinde elektronik ticarete ilişkin yasal düzenleme getirilmiştir.)
Vergi mükellefiyeti bulunmayan gerçek kişiler tarafından internet üzerinden sağlanan reklam aracılık hizmetleri karşılığında elde edilen adsense gelirinin vergi mevzuatı açısından değerlendirilmesi:
Adsense Geliri; Web sitesi sahiplerinin, kayıtlı oldukları Adsense kuruluşundan, sitelerinde yayınlanan reklam karşılığında tıklama ve gösterim sayısına göre aldığı bir bedeldir. Bu bedel reklam sektörüne göre değişmekte olup, web sitesi sahibine belli dönemlerde ödenmektedir.
Vergi Mükellefiyeti
Vergiyi doğuran olay kavramı 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 19. maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre; “Vergi alacağı, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğar. Vergi alacağı mükellef bakımından vergi borcunu teşkil eder.” Başka bir deyişle vergiyi doğuran olayın meydana gelmesine bağlı olarak idarenin de vergi alacağı doğmaktadır.
Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesine göre ise vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Ayrıca aynı kanunun 9. maddesinde vergilemede vergi ehliyetine ilişkin düzenleme yapılmış olup maddeye göre; ‘’Mükellefiyet ve vergi sorumluluğu için kanuni ehliyet şart değildir. Vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasak edilmiş bulunması mükellefiyeti ve vergi sorumluluğunu kaldırmaz.’’ şeklinde düzenlemeye göre internet üzerinden sahip oldukları kişisel sitelerinde sağlanan reklam aracılık hizmetleri karşılığında elde ettikleri adsende geliri bulunanların vergi mükellefiyeti oluşmaktadır.
Belge düzeni
Vergi Usul Kanunun 22. maddesinde kayıt ve muamelelerin ispatına yarayacak belgelerin neler olduğu belirlenmiştir. Buna göre elde edilen gelirin fatura kesilerek belgelendirilmesi gerekir.
Kazanç Türü
Kazanç veya İradın Türkiye’de Elde Edilmesi başlıklı 7. maddesinde yer aldığı şekliyle ”Bu kazanç veya iratları doğuran işin veya muamelenin Türkiye’de ifa edilmesi veya Türkiye’de değerlendirilmesi;” hükmü gereğince elde edilen adsense gelirinin hizmetin alıcısı yurtdışında olsa da reklam aracılık hizmetinin Türkiye’de yapılması ve sunulan hizmetten faydalanan kitlenin ağırlıklı olarak Türkiye’de ki tüketicilerin olması elde edilen kazanca ticari kazanç niteliği kazandırmakta olup Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre bilanço veya işletme hesabı esasına tabi olması gerekmektedir. 193 sayılı Gelir Vergisinin 1 maddesinde bu husus “Gerçek kişilerin gelirleri, gelir vergisine tabidir. Gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği, tasarruf veya harcamasına kaynak teşkil eden her türlü kazanç ve iratların safi tutarıdır.” şeklinde tanımlanmıştır.
KDV Karşısındaki Durumu
3065 sayılı KDV Kanunu’nda bir işlemin vergiye tabi olması için Türkiye’de yapılan ticari, sınaî, zirai ve serbest meslek kapsamında yapılan teslim ve hizmetlerden olması gerektiği belirtilmiştir. İşlemlerin Türkiye’de yapılmasından kasıt ise aynı Kanun’un 6. maddesinde, “malların teslim anında Türkiye’de bulunmasını ve hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını” ifade etmektedir. Elde edilen gelir/hesaba gelen bedel KDV dahil kabul edilerek iç KDV yöntemiyle hesaplanarak KDV beyan edilmesi gerekmektedir.
Sonuç
Bu tür faaliyetlerin ülkemizde hızla yaygınlaştığı dikkate alındığında vergi güvenliğinin sağlanması amacıyla TBMM’ye sunulan kanun tasarısında yapılacak olan yasal düzenleme sonrasında sayıları on binleri bulunan internet site sahibi, reklam şirketlerine aracılık sağlayan kişiler vergi mükellefi olmak zorunda kalacaklar ya da Google veya Youtube Adsense sisteminden çıkarak adsense sistemi üzerinden gelir elde etmekten vazgeçeceklerdir. Çünkü geçtiğimiz aylarda bu konuya ilişkin basına bilgi veren Maliye Bakanı Naci Ağbal Türkiye’de e-ticaret hizmeti veren fakat vergi ödemeyen şirketlerden vergi alınacağını açıklamıştı E-ticarete özel ekiplerle ‘gece-gündüz’ takip edeceğiz yapılan denetimlerde iki ay içinde vergi mükellefi olmayan bin kişiyi tespit ettik demişti.
Kaynak;:http://ordusmmmo.org.tr/ Bülten Dergisi 50.Özel sayı
Kaynak:Mustafa Bahadır ALTAŞ-Yeminli Mali Müşavir-Alomaliye.com