Özet
6728 sayılı Kanun ile 213 sayılı VUK’un “Cezalandırılmayacak Olan Şekle Ait Usulsüzlükler” başlıklı 370. maddesi “İzaha Davet” olarak değiştirilmiş olup, Vergi Kanunlarına yeni bir düzenleme getirilmiştir. Bu kapsamda 1 Eylül 2017 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 482 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde VUK’un 370. maddesinde düzenlenen izaha (açıklamaya) davet müessesesinin kapsamı ve şekli, ön tespitin niteliği, izaha daveti yapacak ve yapılan izahı değerlendirecek idari birimler, davet yapılacaklar, yapılan izahta kullanılacak bilgi ve belgeler ile uygulamaya ilişkin diğer usul ve esaslar belirlenmiştir. İzaha davet müessesesiyle özellikle sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeleri bilmeden veya istemeyerek kullanan mükellefler açısından Vergi İdaresinin vergi ziyaının varlığına ilişkin ön tespitleri bulması halinde, mükelleflerin izaha davet edilmeleri ve varsa ziyaa uğrayan vergileri faizleriyle birlikte bir süre içerisinde ödemeleri şartıyla vergi ziyaı cezasının daha az oranda kesilmesine imkân tanınmaktadır.
1. Giriş
Ülkemizde sahte belge ve uzantısı muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgelerin kullanılması ya da düzenlenmesi suretiyle oluşan vergi kaçakçılığı fiilleri kayıt dışı ekonominin artmasında önemli etkiye sahiptir. Bu fiiller çoğu zaman sahte belge ticareti yaparak düzenledikleri her bir belge üzerinden komisyon geliri elde etmek amacıyla mükellefiyet tesis ettirenlerle birlikte gayri faal hale gelmiş şirketlerin ortaklarından devralınması suretiyle paravan şirketler meydana getirildiği görülmektedir. Bu şekilde kullanılan sahte belgelerle katma değer vergisi yönünden nihai vergi yükünün olması gerekenden daha az bir tutarda gerçekleştirilmesi gelir ve kurumlar vergisi yönünden belgelendirilmeyen gerçek gider veya maliyet unsurlarının belgelendirilmiş gibi gösterilmesi ve gerçekte olmayan gider veya maliyet unsurlarının gerçekleştirilmiş gibi gösterilmesi amaçlanmaktadır.
Mükellefler yapılan incelemeler sonucu bu belgeleri bilerek ya da isteyerek kullandıkları zaman Türk Ceza Kanunu’nun 339-349. maddeleri arasında düzenlenen “Evrakta Sahtecilik” suçunun müeyyidesiyle karşı karşıya kalırlar. Diğer taraftan mükellefler mal ya da hizmet alımlarında bazen karşı tarafın sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanıcısı veya düzenleyicisi olup olmadığını bilmemektedir.
Sahte ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Kullanma ve diğer on beş konu başlığında 482 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayınlanmış olup; söz konusu tebliğ ile Vergi Usul Kanunu’nun 370. maddesinde düzenlenen izaha (açıklamaya) davet müessesesinin kapsamı ve şekli, ön tespitin niteliği, izaha daveti yapacak birimler, davet yapılacaklar, yapılan izahta kullanılacak bilgi ve belgeler ile uygulamaya ilişkin diğer usul ve esaslar belirlenmiştir.
Bu çalışmamızda Sahte ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Kullanma İncelemelerinde “İzaha Davet” uygulamasının mükellefler açısından getirdiği yenilikler yasal düzenlemeler çerçevesinde değerlendirilecektir.
2.Sahte ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Kullanma İncelemeleri
SMİYB, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından, gider veya maliyetleri artırma ve bu yolla vergi matrahını azaltma amacıyla kullanılmaktadır. Ayrıca, mal veya hizmet tedarik edilen kişinin belge vermemesi dolayısıyla, gider veya maliyetleri belgelendirebilme ihtiyacından dolayı da SMİYB kullanıldığı bilinmektedir.[1]
Uygulamada çoğu zaman sahte belge ile muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge birbirine karıştırılmaktadır. Konunun önemi bakımından “sahte belge” ve “muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge” olarak her iki kavramın ayrı olarak irdelenmesi gerekecektir.
2.1. “Sahte Belge” Tanımı
Konumuzun “sahte fatura” yerine “sahte belge” olarak daha geniş tutulması gerekmektedir. Çünkü Vergi Usul Kanunu’ndaki belgeler; fatura, serbest meslek makbuzu, gider pusulası, taşıma irsaliyesi vb sayılmıştır. VUK’da yer alan belge kavramı Türk Ceza Kanunu’ndaki varaka (vesika) olarak kabul edilmektedir.
Vergi Usul Kanunu’ndaki her vesikanın Türk Ceza Kanunu’ndaki varaka olmasına karşılık, Türk Ceza Kanunu’ndaki her varaka Vergi Usul Kanunu’ndaki vesika değildir. Yani Vergi Usul Kanunu’nda yer alan varaka kavramı Türk Ceza Kanunu’ndan daha dar kapsamlıdır. Vesika, varakanın alt kümesidir.[2]
Hukuki geçerliliğini sağlayan zorunlu ve yeterli unsurlara sahip olmayan sahte belgenin tanımına ilk olarak 01.08.1988 tarihli 28 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nde değinilmiş ve “D” bölümünde sahte belge aşağıdaki gibi tanımlanmıştır;
1. Bir mal hareketi veya hizmet söz konusu olmadığı halde düzenlenen belgeler,
2. Belge düzenleme yetkisi bulunmayanlar tarafından düzenlenen belgeler,
3. Başkası adına bastırılıp kullanılan belgeler,
sahte belge olarak kabul edilecektir.
Sahte belgenin tanımıyla ilgili olarak 213 sayılı VUK’un 359. maddesinin b bendinde “Gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge, sahte belgedir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan yine Katma Değer Vergisi Uygulama Genel Tebliği’nin 3.1. bölümünde;
“Bir belgenin sahte olup olmadığı belgeden hareketle yapılacak tespitlere bağlıdır. Buna göre;
– İnceleme dönemi veya incelemeye konu dönemlere ilişkin yoklamalar yapılmak suretiyle mükellefin gerçek bir faaliyetinin bulunup bulunmadığı (ilgili dönem mahalle muhtarı, site yöneticisi ve/veya çevredekilerin mükellefin eylem tarihindeki durumuna ilişkin ifadeleri vb.),
– Belgeye konu mal hareketinin gerçekte olup olmadığının fiili veya kaydi envanter ya da randıman incelemesi, karşıt inceleme ve tespit, nakliye, ödeme/tahsilat vb. kanıtlarla tespiti,
– Ticari ilişkisinin olup olmadığı hususu ve ticari ilişkide bulunduğu firmalar,
– Ortaklık yapısı ve ortaklara ilişkin analizler,
– Muhasebecisine yönelik tespitler,
– Maliye Bakanlığı bünyesinde yer alan, hakkında inceleme yapılanlara ve ticari ilişkide bulundukları mükelleflere ilişkin bilgiler,
– Sahte belge ticareti varsa komisyon geliri elde edilip edilmediği,
– Mükellefiyetle ilgili ödevlerin yerine getirilip getirilmediği,
gibi hususlar rapora bağlanmaksızın ya da tespit edilmeksizin bir belgenin sahte olduğu gerekçesiyle mükellef hakkında özel esaslar uygulanmaz.” hükümleri yer almaktadır.
2.2. “Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge” Tanımı
Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeler ise şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmiş, ancak içerdiği bilgiler itibariyle yanlış olan belgelerdir.
213 sayılı VUK’un 359. maddesinin a fıkrasında; “Gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge ise, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgedir.” olarak tanımlanmıştır.
Yine Katma Değer Vergisi Uygulama Genel Tebliği’nin 4.1. bölümünde;
“- Belgenin mahiyet veya miktar itibarıyla gerçeğe aykırı olup olmadığı,
– Belgede yer alan bilgilerin gerçeğe aykırı olduğunun (ödeme bilgileri, mal hareketleri ve alıcı bilgileri gibi) deliller ile tespiti,
– Belgede yer alması zorunlu bilgilerde tahrifat yapılıp yapılmadığı,
– Belgede bulunması zorunlu bilgilerin (vatandaşlık numarası, vergi kimlik numarası ve adres gibi) gerçeği yansıtıp yansıtmadığı,
– Gerçekte satılan mal veya verilen hizmet yerine başka bir mal satıldığı veya hizmetin ifa edildiği, gibi hususlar rapora bağlanmaksızın ya da tespit edilmeksizin bir belgenin muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu gerekçesiyle mükellef hakkında özel esaslar uygulanmaz.” hükümleri açıklanmıştır.
2.3. Sahte Belgenin Bilerek ya da Bilmeyerek Kullanılması
Sahte belge kullanılması durumunda iki ihtimal söz konusu olmaktadır. Bunlardan birincisi, sahte belgenin bilerek (kasten) kullanılması, ikincisi ise bilmeden kullanılmasıdır. Sahte belgenin bilerek kullanıldığının iddia edilmesi durumunda sonuçları itibariyle çok ağır yaptırımlar uygulanmaktadır.
2.3.1. Sahte Belgenin Bilerek/İsteyerek Kullanılması:
Sahte belgenin bilmeyerek kullanıldığının iddia edilmesi durumunda; KDV dahil sahte belge tutarının %10’u oranında özel usulsüzlük cezası kesilmekte, ziyaa uğrayan vergi geri istenmekte, ziyaa uğratılan verginin 3 katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilmekte ve sahte belge kullanma fiilini işleyen kişi hakkında üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmak üzere dava açılmaktadır.
2.3.2. Sahte Belgenin Bilmeden/İstenmeden Kullanılması:
Sahte belgenin bilmeyerek kullanıldığının iddia edilmesi durumunda; KDV dahil sahte belge tutarının %10’u oranında özel usulsüzlük cezası kesilmekte, ziyaa uğrayan vergi geri istenmekte ve ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilmektedir. Ancak bu halde, tarh edilecek vergi ve kesilecek cezalar için tarhiyat öncesi ve sonrası (özel usulsüzlük cezası hariç) uzlaşma hakkından yararlanılmaktadır.
3.İzaha Davet Müessesesi ve SMİYB Kullanılması Durumunda İzaha Davet Uygulaması
6728 sayılı Kanun’un 22. maddesi ile VUK’ un “Cezalandırılmayacak Olan Şekle Ait Usulsüzlükler” başlıklı 370. maddesi “İzaha Davet” olarak değiştirilmiş olup, Vergi Kanunlarına yeni bir düzenleme getirilmiştir. Bu kapsamda 1 Eylül 2017 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 482 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde VUK’un 370. maddesinde düzenlenen izaha (açıklamaya) davet müessesesinin kapsamı ve şekli, ön tespitin niteliği, izaha daveti yapacak ve yapılan izahı değerlendirecek idari birimler, davet yapılacaklar, yapılan izahta kullanılacak bilgi ve belgeler ile uygulamaya ilişkin diğer usul ve esaslar belirlenmiştir.
İzaha davet müessesesiyle Vergi İdaresinin vergi ziyaının varlığına ilişkin ön tespitleri bulması halinde, mükelleflerin izaha davet edilmeleri ve varsa ziyaa uğrayan vergileri faizleriyle birlikte bir süre içerisinde ödemeleri şartıyla vergi ziyaı cezasının daha az oranda kesilmesine imkân tanınmaktadır.
3.1. İzaha Davet Müessesesi
3.1.1. Tanımı:
İzaha davet müessesesi, verginin ziyaa uğradığına delalet eden emareler bulunduğuna dair yetkili merciler tarafından yapılmış ön tespitlerle ilgili olarak aynı merciler tarafından mükelleflerden açıklama talep edilmesi olup, bu müessese, yapılan değerlendirmeler sonucunda vergi ziyaına sebebiyet vermediği anlaşılan mükelleflerin konuyla ilgili vergi incelemesine veya takdire sevk edilmesini önlemekte, vergi ziyaına sebebiyet verildiği durumlarda ise belirli şartlar dahilinde indirimli ceza uygulanmak suretiyle mükellefleri daha ağır müeyyidelerden korumaktadır.
3.1.2. Amacı:
İzaha davet müessesesiyle temel olarak olayların gerçek mahiyetinin tespit edilmesine mükelleflerin daha çok katkıda bulunması ve bu sayede vergiye gönüllü uyumun artırılması amaçlanmaktadır. Diğer taraftan İdare ve mükellefler arasındaki uyuşmazlıkların azalmasıyla bağlantılı olarak; vergi yargısında iş yükünün hafiflemesine katkıda bulunacaktır. Çünkü vergi incelemeleri sonucu dava konusu yapılan vergi aslı ve cezalarında, konuya ilişkin mükelleflerin gönüllü uyumun artmasıyla birlikte vergi aslı ve cezaları husumet konusu yapılmadan çözüme kavuşacaktır.
3.1.3. Kapsamı:
482 Sıra No’lu Tebliğ ile izaha davet müessesesinin uygulanacağı SMİYB kullanılması ve beraberinde diğer konular olmak üzere toplam 16 farklı konu izaha davet kapsamına alınmıştır.
Bu konular:
1. Ba-Bs Bildirim Formlarında Yer Alan Bilgilerin Analizi Sonucunda Mükelleflerin İzaha Davet Edilmesi,
2. Kredi Kartı Satış Bilgileri ile Katma Değer Vergisi (KDV) Beyannamelerinin Karşılaştırılması Sonucunda Mükelleflerin İzaha Davet Edilmesi,
3. Yıllık Beyannameler ile Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamelerinin Karşılaştırılması Sonucunda Mükelleflerin İzaha Davet Edilmesi,
4. Çeşitli Kurum ve Kuruluşlardan Elde Edilen Bilgiler ile Asgari Ücret Tarifelerinin Karşılaştırılması Sonucunda Mükelleflerin İzaha Davet Edilmesi,
5. Yıllık Gelir ve Kurumlar Vergisi Beyannameleri Üzerinde Yapılan İndirimleri, Kanuni Oranları Aşan Mükelleflerin İzaha Davet Edilmesi,
6. Dağıttığı Kâr Üzerinden Tevkifat Yapmadığı Tespit Edilenlerin İzaha Davet Edilmesi,
7. Geçmiş Yıl Zararlarının Mahsubu Yönünden Mükelleflerin İzaha Davet Edilmesi,
8. İştirak Kazançlarını İlgili Hesapta Göstermeyen Mükelleflerin İzaha Davet Edilmesi,
9. Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-e Maddesindeki İstisna ile İlgili Olarak Mükelleflerin İzaha Davet Edilmesi,
10. Örtülü Sermaye Yönünden Mükelleflerin İzaha Davet Edilmesi,
11. Ortaklardan Alacaklar İçin Hesaplanması Gereken Faizler Yönünden Mükelleflerin İzaha Davet Edilmesi,
12. Ortaklık Hakları veya Hisselerini Elden Çıkardıkları Halde Beyanda Bulunmayan Limited Şirket Ortaklarının İzaha Davet Edilmesi,
13. Gayrimenkul Alım/Satım Bedelinin Eksik Beyan Edilmiş Olabileceğine Dair Haklarında Tespit Bulunanların İzaha Davet Edilmesi,
14. Gayrimenkullere İlişkin Değer Artışı Kazançları Yönünden Mükelleflerin İzaha Davet Edilmesi,
15. Gayrimenkul Sermaye İratlarını Beyan Etmeyen veya Eksik/Hatalı Beyan Eden Mükelleflerin İzaha Davet Edilmesi,
16. Sahte veya Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge Kullanılması Durumunda Mükelleflerin İzaha Davet Edilmesi.
3.1.4. İzaha Davet Komisyonunun Kurulması ve Ön Tespit:
İzaha davet müessesi Gelir İdaresi Başkanlığı veya Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı bünyesinde kurulacak “İzah Değerlendirme Komisyonu” tarafından yapılacak ön tespitler ile ilgili olarak “izaha davet yazısı” nda belirtilen konular için uygulanacaktır.
Ön tespit, vergi kanunlarının verdiği yetki kapsamında vergi incelemesi yapmaya ve/veya mükellefler veya mükelleflerle muamelede bulunan diğer gerçek ve tüzel kişilerden bilgi toplamaya yetkili kılınanlar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak elde edilen bilgi, bulgu veya verilerin İzah Değerlendirme Komisyonuna intikal ettirilmesi neticesinde, belirtilen komisyon tarafından verginin ziyaa uğramış olabileceği ve mükellefin izaha davet edilebileceği yönünde yapılan tespiti ifade eder.
Ancak; ön tespit için yapılacak tarihten önce;
– Konu hakkında vergi incelemesine başlanmamış olması,
– Konunun takdir komisyonuna sevk edilmemiş olması,
– Konu hakkında ihbarda bulunulmamış olması
gerekmektedir.
3.1.5. İzaha Davet Yazısı:
Komisyonlar kendisine intikal ettirilen bilgi, bulgu veya verilerden hareketle verginin ziyaa uğramış olabileceğine ilişkin, maddede belirtilen ön tespiti yapacak, izaha davet yazısını, tebliğ edilmek üzere, haklarında ön tespit yapılanlara gönderecek, kendisine yapılacak izahları değerlendirip sonuçlandıracaktır.
Belirtmek gerekir ki; izaha davet yazısı tebliğ edilen mükellefler davet konusu ön tespitle sınırlı olarak VUK’un 371. maddesinde yer alan pişmanlık hükümlerinden yararlanamayacaktır.
Kendisine izaha davet yazısı tebliğ edilenlerin madde hükümlerinden yararlanmaları için tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde yetkili komisyona izahta bulunmaları gerekmektedir. Bu süre içerisinde ilgili komisyona izahta bulunmayanlar, anılan madde hükmünden yararlanamazlar. Ayrıca mükelleflerce süresinde yapılan izah, komisyonca en geç 10 gün içinde değerlendirilerek sonuca bağlanacaktır.
3.1.6. İzahın Değerlendirilmesi:
Haklarında yapılan ön tespite ilişkin vergi ziyaına neden olunmadığı yönünde mükellefçe izahta bulunulması üzerine, mükellefin izahının komisyonca yeterli bulunması ve beyanname verilmesini veya vergi beyanının tamamlanmasını gerektirir bir durumun olmadığının değerlendirilmesi halinde, mükellef hakkında söz konusu tespitle ilgili olarak vergi incelemesine ve takdir komisyonuna sevk işlemi yapılmaz.
Bunun tersi olarak; mükellefçe yapılan izahın komisyonca yeterli bulunmaması ve beyanname verilmesini gerektiren bir durumun bulunduğunun değerlendirilmesi halinde bu durum mükellefe bildirilir. Bu bildirim üzerine, izahın yapıldığı tarihten itibaren 15 günlük süre sona ermeden mükellefçe; hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin verilmesi, eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının tamamlanması veya düzeltilmesi, ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51. maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranındaki izah zammıyla ödenmesi şartlarıyla vergi ziyaı cezası, ziyaa uğratılan vergi üzerinden % 20 oranında kesilir. Diğer taraftan yapılan izahın yeterli bulunmaması ve mükellef tarafından Vergi Usul Kanununun 370. maddesinde öngörülen işlemlerin gerçekleştirilmemesi durumunda incelemeye veya takdire sevk işlemleri yapılır.
İzaha davet kapsamında verilen beyanname üzerine tahakkuk eden vergiler ile izah zammının mükelleflerce maddede öngörülen 15 günlük süre içerisinde ödenmemesi durumunda % 20 oranında kesilmiş olan indirimli ceza, % 50 oranı esas alınarak ikmal edilir ve izah zammının gecikme faizine dönüştürülmesi işlemi yapılır.
3.1.7. Tarhiyat Sonrası Uzlaşma:
VUK’un 370. maddesi kapsamında % 20 oranında kesilen vergi ziyaı cezasına ilişkin ihbarnamelerin tebliği üzerine mükellefler tarhiyat sonrası uzlaşma başvurusunda bulunabilirler.
3.2. SMİYB Kullanılması Durumunda İzaha Davet Uygulaması
3.2.1. Kapsamı:
Çalışmamızın önceki bölümlerinde SMİYB’ in iki ihtimalde kullanılacağından (birincisi; sahte belgenin bilerek kullanılması, ikincisi ise; bilmeden kullanılması) bahsetmiştik. SMİYB kullanılması durumunda hangi mükelleflerin izaha davet edilmesi konusunda Tebliğ[3]‘in 2.16. bölümünün mefhumu muhalifinden hareketle bu belgeleri bilmeden kullananların izaha davet edileceği belirtilmektedir. Dolayısıyla VUK’un 359. maddesinde yer alan fiillerle verginin ziyaa uğratılmış olabileceği hallerde izaha davet hükümleri uygulanmayacaktır.
3.2.2. Değerlendirmede Ele Alınacak SMİYB Tutarının Tespiti:
SMİYB kullanan mükellefler Tebliğde belirtilen kriterleri sağlamaları halinde izaha davet edilecektir. Konumuzla ilgili belirtilmek istenilen birinci kriter; SMİYB’in bilmeden kullanılması ya da bu belgeleri kullanan mükellefler açısından Vergi Suçu Raporu tanzim edilmemiş olması gerekir.
İkinci kriter ise SMİYB kullanma fiilinin işlenmiş olabileceğine dair vergi inceleme yetkisini haiz kişilerce düzenlenen raporlara istinaden yapılan ön tespitlerde, kullanılan SMİYB tutarının; her bir belge itibarıyla 50.000 TL’yi geçmemesi,
Üçüncü kriter yine inceleme elemanlarınca düzenlenen raporlara istinaden yapılan ön tespitlerde, kullanılan SMİYB tutarının; mükellefin ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının % 5’ini aşmaması,
Şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde SMİYB kullanan mükellefler İzaha Davet Müessesesi kapsamında izaha davet edileceklerdir.
3.2.3. Değerlendirmede Ele Alınacak SMİYB Tutarına İlişkin Örnekler:
Tebliğin 2.16.1. bölümünde “Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma fiilinin işlenmiş olabileceğine dair her bir ön tespit itibarıyla tüm belge tutarlarının vergiler hariç ayrı ayrı 50.000 TL ve altında olması ve diğer şartların da gerçekleşmesi halinde mükellefler izaha davet edilir. Bununla birlikte, her bir ön tespite ilişkin olarak herhangi bir belge tutarının vergiler hariç 50.000 TL üzerinde olması durumunda, bu belgeyi kullanan mükellefin diğer benzer mahiyetteki belge ve/veya belgeleri tutarı 50.000 TL altında olsa dahi tüm bu belgelere ilişkin izaha davette bulunulması mümkün değildir.” şeklinde yapılan açıklamaya göre verilen örnek;
‘Örnek: (A) Ltd. Şti. hakkında sahte belge düzenleyicisi olduğuna dair vergi tekniği raporu düzenlenmiştir. Düzenlenen bu raporun sonuç bölümünde (B) Ltd. Şti.’nin, (A) Ltd. Şti. tarafından düzenlenen 10 adet faturayı kullanmış olabileceğine dair bulgular yer almaktadır. Bu faturaların her biri vergiler hariç 50.000 TL’nin altında kalmaktadır. Bu durumda diğer şartların da gerçekleşmesi halinde (B) Ltd. Şti. izaha davet edilecektir.
Mezkûr faturaların vergiler hariç, 9 adedinin her birinin tutarı 50.000 TL’nin altında, bir adet fatura tutarının da 50.000 TL’nin üstünde olduğu durumda ise ziyaa uğramış olabilecek vergiye ilişkin bir fatura tutarının 50.000 TL’nin üzerinde olması nedeniyle 10 adet faturanın hiçbiri için mükellef izaha davet edilmeyecektir.’
Tebliğin 2.16.2. bölümünde “Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olabilecek toplam belge tutarının ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının % 5’ini aşması halinde, vergiler hariç her bir belge tutarının 50.000 TL’yi geçmemesi durumunda dahi mükelleflere izaha davette bulunulması mümkün değildir.” şeklinde yapılan açıklamaya göre verilen örnek;
‘Örnek: (C) Ltd. Şti. hakkında sahte belge düzenleyicisi olduğuna dair vergi tekniği raporu düzenlenmiştir. Düzenlenen bu raporun sonuç bölümünde (Ç) Ltd. Şti.’nin 2017 yılına ilişkin olarak bu belgelerden 20 adet faturayı kullanmış olabileceğine dair bulgular yer almaktadır. Bu faturaların ayrı ayrı her birinin vergiler hariç tutarı 50.000 TL’nin altında olup, toplam tutarları ise 800.000 TL’dir. (Ç) Ltd. Şti.’nin ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alış tutarı ise 8.000.000 TL’dir. Buna göre, her bir belge itibarıyla 50.000 TL sınırı aşılmamakla birlikte, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olabilecek toplam belge tutarının (800.000 TL) ilgili yıldaki mal ve hizmet alışları toplamının %5’i olan 400.000 TL’yi aşması nedeniyle mükellef söz konusu faturalar için izaha davet edilmeyecektir.’
Yine, Tebliğin 2.16.4. bölümünde “Mükellefler hakkında tek bir vergi tekniği raporunda birbirinden farklı yıllara ilişkin sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanılmış olabileceğine dair bulguların mevcut olması durumunda, söz konusu 50.000 TL’lik sınırın ve % 5’lik oranın aşılmamış olması şartları her bir yıl itibarıyla ayrı ayrı değerlendirilecektir. Herhangi bir yıla ilişkin bu şartların sağlanmamış olması, diğer yıllarda bu şartlardan her ikisini de sağlayan mükelleflerin bu şartların sağlandığı yıla ilişkin izaha davet edilmesine engel teşkil etmeyecektir.” şeklinde yapılan açıklamaya göre verilen örnek;
‘Örnek: 1/8/2017 tarihinde (G) Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda, (H) A.Ş.’nin 2015 yılına ilişkin vergiler hariç 70.000 TL, 10.000 TL ve 30.000 TL olmak üzere toplam üç adet, 2016 yılına ilişkin olarak ise vergiler hariç biri 45.000 TL, diğeri 40.000 TL olmak üzere toplam iki adet sahte faturayı kullanmış olabileceğine dair bulgu mevcuttur. (H) A.Ş.’nin 2015 yılına ilişkin toplam mal ve hizmet alış tutarları 3.000.000 TL, 2016 yılına ilişkin toplam mal ve hizmet alış tutarları ise 2.000.000 TL’dir. Buna göre, (H) A.Ş., 2015 yılına ilişkin 70.000 TL’lik faturanın 50.000 TL’lik sınırı aşmasından dolayı 2015 yılı için izaha davet edilmeyecek olup, 2016 yılına ilişkin belgelerden hiç birinin 50.000 TL’yi ve 2016 yılına ilişkin belge tutarları toplamının (85.000 TL) ilgili yıldaki mal ve hizmet alışları toplamının %5’i olan 100.000 TL’yi aşmamış olması nedeniyle 2016 yılına ilişkin faturalar için izaha davet edilecektir.’
4. Sonuç
6728 sayılı Kanunla vergi mevzuatımıza dahil olan izaha davet uygulaması, 482 Sıra No’lu Tebliğle 01.09.2017 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir. Tebliğde belirtilen konular açısından vergi incelemesine veya takdire sevk işlemlerine ilişkin mükellefler lehine yapılan düzenlemelerle uyuşmazlıkların hem mükellef açısından hem idare açısından daha kısa sürede sonuçlandırılarak, mükellefin vergiye gönüllü uyumunu arttırılması hedeflenmektedir. Bu yeni uygulamayla, gereksiz inceleme ve takdir işlemleri nedeniyle hem mükellefler hem de idare açısından oluşabilecek zaman kayıplarını önlemesi açısından olumlu sonuçlar doğacaktır.
[1] DOĞRUSÖZ, A., Bumin, “Sahte Belge Kullanımı: Riskler ve Alternatifler”, Yaklaşım Dergisi, Sayı:190, Ankara, 2008, s.34.
[2]CİVRİZ, Hüseyin “Sahte Vesika ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Ayırımı. “Mali Sorunlara Çözüm Dergisi, Sayı:11, İstanbul, 1986, s.23.
[3] Maliye Bakanlığı (25.07.2017). 482 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği. Ankara: Resmi Gazete (30134 sayılı).
Kaynakça
-T.C. Yasalar (10.01.1961). 213 sayılı Vergi Usul Kanunu. Ankara: Resmi Gazete (10705 sayılı)
-T.C. Yasalar (15.07.2016). 6728 Sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun. Ankara: Resmi Gazete (29796 sayılı)
-Maliye Bakanlığı (26.04.2014). Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği. Ankara: Resmi Gazete (28983 sayılı)
-Maliye Bakanlığı (25.07.2017). 482 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği. Ankara: Resmi Gazete (30134 sayılı)
-A. Bumin, DOĞRUSÖZ (2008) “Sahte Belge Kullanımı: Riskler ve Alternatifler”, Yaklaşım Dergisi, Sayı:190, Ankara
-Hüseyin, CİVRİZ (1986) “Sahte Vesika ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Ayırımı. “Mali Sorunlara Çözüm Dergisi, Sayı:11, İstanbul
Kaynak:Ümit Erkan -www.vmhk.org.tr