VUK’nun mük. 257 maddesinin 4. fıkrası hükmü gereğince, Maliye Bakanlığı tarafından yine 213 sayılı VUK md. 149 hükmü uyarınca daimi bilgi verme zorunluluğu olan mükelleflerden istenecek bilgi, belge, form ve beyannamelerle ilgili düzenleme yapılmıştır. Buna göre, gerçek veya tüzel kişiler tarafından (işletme defteri tutan mükellefler, basit usul mükellefleri ve serbest meslek erbabı hariç) Ba ve Bs formlarının verilmesi zorunludur.[1] Ba ve Bs formlarının elektronik ortamda verilme ve düzenleme limiti bugün itibariyle 5.000 TL’dir.
Maliye Bakanlığınca yayımlanan 18.10.2007 gün ve 26674 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 376 sıra Nolu VUK GT ile, ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen gelir vergisi mükelleflerine hiçbir hadle sınırlı olmaksızın beyannamelerini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir.[2] Gelir İdaresi Başkanlığı, Form Ba ve Form Bs ile vergi mükelleflerinin genel tebliğlerde belirlenen tutarlar üzerindeki alış ve satışlarını Maliye Bakanlığına bildirim zorunluluğu getirilmiştir.[3] Bu zorunluluk ile Gelir İdaresi Başkanlığı Türkiye çapında 2008 yılı itibariyle Form Ba ve Bs verecek mükelleflerin sayısı yaklaşık olarak 642,264 kurumlar vergisi mükellefi ve 2,336,534 adet gelir vergisi mükellefi sayısına ulaşmıştır.[4] Bilindiği gibi, yayınlanan genel tebliğlere göre bilanço esasına göre defter tutan mükellefler 2008 yılından itibaren bir kişi veya kurumdan aylık KDV hariç 5.000 TL’yi aşan mal veya hizmet alımlarını ve satımlarını bu formlarda göstereceklerdir. Ba ve Bs Formlarının aylık ve düzenli olarak verilmesi gerekmektedir. Bu formların belli istisnalar haricinde internet üzerinden yollanması zorunludur. E-beyan programı kanalıyla son versiyonda belirlenen yönlendirmelere göre VEDOP veya EVDO programı gereğince verilmesi gerekmektedir.[5] Kural olarak, Ba ve Bs Formlarının KDV beyannameleri paralel bir biçimde doldurulması ve beyannamelerle uyumlu olması zorunludur. Formların tanzimi sırasında mal ve hizmet alışlarına ilişkin faturaların üzerinde yazılı olan tarihler değil, işbu faturaların defterlere kayıt yapıldığı aylar dikkate alınmalıdır. Aynı şekilde, alım ve satımları KDV’ye tabi olup olmadığı önem taşımamaktadır. Bu işlemler KDV’ye tabi olmasa bile mutlak surette Ba ve Bs Formlarında gösterilmelidir. İhracat faturaları KDV beyannamelerinde doldurulurken gümrük çıkış tarihleri dikkate alınarak düzenlenmelidir. Burada da yine formlarla beyannamelerin uyumlu olması açısından dış satım faturalarına ilişkin yurtdışına çıkış tarihleri esas alınarak Bs Formlarının düzenlenmesi gerekmektedir.
Uygulamada elektronik ortamda verilmesi zorunlu olan Ba ve Bs Formları için önemli miktarlara varan cezaların kesildiği görülmektedir. Özellikle geçmiş dönemlerle ilgili dijital ortamda verilmeyen Ba ve Bs Formları için fahiş miktarlara varan özel usulsüzlük cezaları tebliğ edilmektedir.[6] Yargıya intikal eden birçok olayda kendisine Ba ve Bs Formları ile ilgili özel usulsüzlük cezası kesilen mükellefler 1.8.2009 tarihindeki cezaların tümünü iptal ettirdikleri karara bağlanmaktadır. Örneğin, kendisine 1.8.2009 tarihinden önce ceza kesilen bir mükellef açmış olduğu davada özel usulsüzlük cezalarını iptal ettirmiştir.[7] Diğer taraftan, 6111 sayılı torba yasanın yürürlükte bulunduğu dönemler için kesilen e-beyan özel usulsüzlük cezaları hakkında (1.1.2008 ila 2011 yılı kasım dönemine kadar) ise; tebliğ edilen cezaların %75’lik kısmı 6111 sayılı yasanın 4. Maddesine göre silinebilmektedir. (Bkz. Maliye Bakanlığı özelgesi: 17.02.2012 gün ve 18598 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından İzmir Vergi Dairesi Başkanlığına gönderilen yazı.)
 

Fiili imkansızlık halinde internet ortamında gelir idaresine beyanname verilmediği gerekçesiyle kesilen ÖUCZ’leri gerek yerel vergi mahkemeleri ve gerekse yüksek mahkeme Danıştay iptal etmektedir.[8] Yargı kararının hüküm fıkrası aşağıda olduğu gibidir:
“……..
Yukarıda açıklanan düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, 01.08.2009 tarihinden önce mük. 355. madde hükmüne göre yükümlüler adına ceza uygulanabilmesi için, yükümlülere Maliye Bakanlığınca mük. 257. madde uyarınca getirilen zorunluluklara uyulmaması ya da süresi içerisinde bilginin verilmemesi veya eksik ve yanlış bilgi verilmesi halinde cezaya muhatap olacaklarının yazı ile bildirilmesi gerekecek[9], bu tarihten sonra ise yazılı bildirim şartı aranmayacaktır.” Şeklinde karar verilmiştir.[10] Sonuç olarak, 01.08.2009 tarihinden önce; Ba ve Bs Formları ile ilgili kesilen özel usulsüzlük cezaları konusunda cezalı tarhiyat yargıya taşınması halinde kesilen cezaların iptal edileceği bilinmelidir.[11] Öte yandan Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan 449 sayılı VUK Genel Tebliği hükümlerine göre; geçmişe etkili olacak şekilde açılacak ilk vergi mükellefiyetleri dolayısıyla özel usulsüzlük cezası kesilmemesi gerektiği resmi gazete ile mükelleflere ve Vergi idaresine ilan edilmiştir. Resmi gazetede yayınlanan ve yürürlüğe giren bu genel tebliğ hem vergi daireleri için ve hem de vergi mükellefleri için uyulması gerekli bir genel tebliğdir.[1] Ba Formu: mal alışlarını içermektedir. Bs Formu ise; mal satışlarını içermektedir. Noterler VUK 362 Seri Nolu GT hükümlerine göre Ba – Bs Formu düzenlemeyeceklerdir. Mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin mal veya hizmet alışları ile ilgili mal veya hizmet satışlarına uygulanacak had 5.000 TL olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan KDV hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal veya hizmet alışları, “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; bir kişi veya kuruma KDV hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal veya hizmet satışları ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)”nun Tablo II alanında bildirilecektir.[2] Ayrıntılı açıklamalar için bkz. ATEŞ Koray, 550 Konuda Vergi ve Muhasebe Uygulamaları Rehberi, Hipotez Yayınları, s.440-441[3] VUK GT, 350, 362, 381.[4] www.gib.gov.tr[5] ALPASLAN N. Gaye Vergi İhtilafları ile İlgili Makale, Yorum ve İncelemeler – İZMİR 2015 s:89[6] Bkz. VUK md. mük. 355[7] İzmir 1. Vergi Mahkemesinin, 22.11.2011 gün ve E:2011/1321 sayılı YD Kararı.[8] Bkz. Ankara 5. Vergi Mahkemesi kararı, E:2008/1599-K:2008/2350 sayılı karar. Karar tarihi: 29.12.2008. öte yandan, Danıştay tarafından aynı konuda verilen karar aynı mahiyette olup, bkz. Dnş. 4. D. Kararı , 7.2.2013 gün ve E:2012/6286-K:2013/462 sayılı karar.[9] Danıştay 3. Dairesinin 29.03.2011 tarih ve E:2010/101-K:2011/903 sayılı kararları ve yine Danıştay 3. Dairesinin, 05.04.2011 tarih ve E:2010/903-K:2011/1006 sayılı kararları da bu yönde verilmiş kararlardır.[10] İzmir 2. Vergi Mahkemesinin, 15.10.2011 gün ve E:2011/1484-K:2011/2129 sayılı kararları.[11] Bkz. ŞEKER Sakıp, “Fiili İmkansızlık Halinde İnternet Ortamında Beyanname Verilmediği Gerekçesiyle Ceza Kesilemez”, Yaklaşım Dergisi, Ocak 2014, Yıl:22, Sayı:253, s.123-130
Kaynak:Av. Nazlı Gaye Alpaslan Güven -HURSES