Yükümlüler ile İdare arasında en çok ihtilafa konu edilen hususlar aşağıda yer almaktadır:

  • Grup içi hizmetler aslında sağlanmamıştır gerekçesi

Bu tip eleştirilerde, grup içi hizmet faturaları hizmetin sağlanmadığı gerekçesiyle topyekûn reddedilmektedir. Bu tür eleştirilerde savunma, söz konusu hizmetlerin fiilen sağlandığının ispatı ile oluşturulur. Bunun tek bir yolu yoktur; savunmada alınan hizmetin somut sonuçları (örneğin bilgi işlem hizmetlerinde), alınan hizmetin verildiğinin dolaylı göstergeleri (örneğin, danışmanlık hizmetlerinde toplantı tutanakları, görüş yazıları, seyahat belgeleri) ile yapılabilir.

  • Grup içi hizmetler sağlansa bile hizmeti alan tarafa operasyonel ve/veya ticari fayda sağlamamaktadır gerekçesi

Bu tip eleştirilerde, grup içi hizmet faturaları hizmetin alan tarafa operasyonel ve/veya ticari fayda sağlamadığı gerekçesiyle topyekûn reddedilmektedir. Bu tür eleştirilerde savunma, söz konusu hizmetlerin şirket içinden veya endüstriden somut örneklerle hizmeti alan tarafa fayda sağladığının desteklenmesi (bu aynı zamanda hizmetlerin sahiplik faaliyeti olarak sınıflandırılamayacağını da gösterir) ile oluşturulur. Bunun için hem hizmeti veren grup şirketlerinin hem de hizmeti alan grup şirketlerinin operasyonel bölümleri ile ayrıntılı görüşmeler yaparak hizmetin ekonomik mahiyeti ve sonuçları konusunda derinlemesine bilgi derlemek gerekmektedir.

  • Grup içi hizmetler sahiplik faaliyetidir gerekçesi

Bu tip eleştirilerde, grup içi hizmet faturaları hizmetin sahiplik faaliyeti olduğu gerekçesiyle topyekûn reddedilmektedir. Burada sahiplik faaliyetinden kasıt şudur: bir grup üyesinin (genelde iştirakçi şirket ya da yerel holding şirketi) sadece bir ya da birden fazla grup üyesinde sahiplik menfaati için yaptığı faaliyet, mesela yasal hisse sahipliğidir. Bu tür faaliyetlerin bir yatırımcının (örneğin bir holding şirketinin) yatırımına (örneğin, bir iştirakine) göz kulak olmak için yaptığı işlevler olduğu için yatırıma faturalanmasının doğru olmayacağının altı çizilmektedir. Bu tür eleştirilerde savunma, söz konusu hizmetlerin şirket içinden veya endüstriden somut örneklerle hizmeti alan tarafa fayda sağladığının desteklenmesi ile oluşturulur. Bunun için hem hizmeti veren grup şirketlerinin hem de hizmeti alan grup şirketlerinin operasyonel bölümleri ile ayrıntılı görüşmeler yaparak hizmetin ekonomik mahiyeti ve sonuçları konusunda derinlemesine bilgi derlemek gerekmektedir.

  • Gizli emsal kullanımıyla kurumlar vergisi matrahının artırılması

Bu tip eleştirilerde mükellefin kullandığı emsal verileri yerine İdare’nin önerdiği fakat detaylarını açıklamadığı emsal verilerinin kullanılması gerektiği öne sürülerek emsallere uygun fiyat/bedel yeniden hesaplanmaktadır. Bu tür eleştirilerde gizli emsalin delil niteliğinin olmadığı çünkü hukuktaki “silahların eşitliği” ilkesine açıkça aykırı olduğunun altı çizilir. Ayrıca İdare tarafından Türk transfer fiyatlandırması mevzuatının gerekçesi olarak açıklanan OECD transfer fiyatlandırması prensiplerine de alenen aykırıdır. Bu durumda savunma için Mükellefin kullandığı emsallerin incelenen işlemle karşılaştırılabilirliğinin daha yüksek olduğu, dolayısıyla İdare’nin öne sürdüğü emsallerden daha makbul olduğunu ispatlamak gerekmektedir. Her iki emsal setinin de incelenen işlemle karşılaştırılabilirliğini tartmak için karşılaştırılmakta olan mal veya hizmetlerin nitelikleri, ilişkili ve ilişkisiz kişilerin yerine getirdikleri işlevler ve üstlendikleri riskler, işlemlerin gerçekleştiği pazarın yapısı (pazar hacmi, pazarın yeri gibi) ve pazardaki ekonomik koşullar ile kurumların iş stratejilerini dikkate almak gerekmektedir. Bunun için de İdare’nin emsallerinin bu boyutları hakkında bilgi edinmek gerekmektedir. Oysa İdare’nin emsalleri gizli tutması buna müsaade etmemektedir.

  • Grup içi işlemlerde sadece hazine zararı doğuran bir alt kümeye odaklanılması

Bu tip eleştirilere ilişkili işlemlerin tamamının emsallere uygun bir sonuca işaret etmesi ancak özellikle seçilmiş bir alt kümesinin emsallere uygun olmayan bir sonuç vermesi durumunda rastlanmaktadır. Örnek olarak, toplam ilişkili alım maliyetlerinin emsallere uygun olduğu ancak özellikle seçilmiş bir alt kümesinin emsallerinden yüksek olduğu durumlar veya yılsonu itibariyle işlemsel karlılığın emsallere uygun olduğu fakat belli bir çeyrekte emsallerinden düşük olduğu durumlar verilebilir.
Bu tür eleştirilerde İdare’nin yaklaşımının hatalı bir karşılaştırabilirlik analizine dayalı olduğu, bu nedenle sağlıklı sonuçlar vermediği savunulur. Örneğin, tüm işlemlerin belli bir alt kümesine odaklanılması mükellefin mevcut iş stratejilerinin dikkate alınmaması sonucunu doğurabilir ki bu da karşılaştırabilirliği azaltarak/yok ederek analizin güvenilirliğini azaltmakta/yok etmektedir. Ya da incelenen belli bir çeyrekteki işlemsel karlılığın emsallerin tam yıl karlılığıyla karşılaştırılması mevsimsellik etkilerini tamamen analiz dışında bırakarak karşılaştırılabilirliği azaltmakta/yok etmektedir gibi.

  • Mükellefin kullandığı transfer fiyatlandırması yönteminin reddi ve alternatif yöntem önerilmesi

Bu tip eleştirilerde İdare mükellefin kullandığı yöntemi reddedip daha fazla vergi matrahına yol açacak alternatif bir yöntem önermektedir. Mesela, mükellefin kullandığı işleme dayalı net kar marjı yönteminin reddedilip emsallere uygun bedel/fiyatın karşılaştırılabilir fiyat yöntemiyle hesaplanması gibi. Bu tür eleştirilerde savunma mükellefin kullandığı yöntemin incelenen işlemin şartlarına daha uygun olduğunu savunarak yapılır. Bu hem mükellefin kullandığı yöntemin teknik olarak daha doğru (mesela, incelenen işlemdeki işlev/risk dağılımına daha uygun olduğunu göstererek) olduğunu savunarak hem de İdare’nin alternatif yönteminde kullandığı emsallerin makbul olmadığını (mesela, fiyat karşılaştırması yapmanın aslında güvenilir olmadığını göstererek) savunarak yapılabilir.

  • Başka grup içi işlemlerin emsal olarak kullanılması

Bu tip eleştirilerde İdare belli bir grup içi işlem sonuçlarını analiz etmek için yine başka bir grup içi işlem sonuçlarını kullanmaktadır. Bu tür eleştirilerde savunma İdare’nin teknik bir hata yaptığı üzerine kurulur. Transfer fiyatlandırması mevzuatına göre grup içi işlemlerin emsal niteliği olamaz. Ancak grup içi transfer fiyatlandırması politikasının uygulanma tutarlılığı hakkında bilgi verebilirler.

  • Yurt dışı kaynaklı emsal verilerinin kabul edilmemesi

Bu tip eleştirilerde mükellefin kullandığı yurt dışı veri tabanlarından elde edilen emsal verileri incelenen işlemin ekonomik özellik ve şartlarına uygun olmadığı gerekçesiyle kabul edilmemekte, yerine İdare’nin önerdiği başka emsal verilerinin kullanılması gerektiği öne sürülerek emsallere uygun fiyat/bedel yeniden hesaplanmaktadır. Bu tür eleştirilerde savunma İdare’nin karşılaştırılabilirlik analizini doğru yapmadığı üzerine kurulur. Olası iki emsalin hangisinin test edilen işleme daha yakın olduğunu tespit etmek için olası emsaller ve test edilen işlem arasında karşılaştırılabilirlik analizlerinin yapılması gerekmektedir. Karşılaştırılabilirlik sadece coğrafya boyutuna indirilemez. Transfer fiyatlandırması mevzuatına göre grup içi işlemlerin emsal niteliği olamaz. Ancak grup içi transfer fiyatlandırması politikasının uygulanma tutarlılığı hakkında bilgi verebilirler.

  • Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtılan kurum tarafından düzeltme yapılamaması

Bu tip eleştirilerde İdare transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtan kurumun geçmiş yıl zararlarının azaltılmasını onaylamakta ancak örtülü kazanç dağıtılan kurumda paralel bir düzeltme yapılmasını eleştirmektedir. Bu tür eleştirilerde savunma transfer fiyatlandırması müessesesinde düzeltme işlemlerinin hem örtülü kazanç dağıtan hem de dağıtılan kurumlarda paralel olarak yapılması prensibine dayandırılır.

Mevcut durumda paralel düzeltme mekanizmasının işlemeyişinin geçmiş yıl zararlarının var olması şeklinde özel bir durumdan kaynaklandığı, geçmiş yıl zararlarının azaltılmasıyla örtülü kazanç dağıtan kurumun belli haklarından feragat ettiği bunun telafisinin de örtülü kazanç dağıtılan kurumda yapılması gerektiği öne sürülür.
Kaynak:Deloitte