Vasıtalı Tebligat ,Vergi Usul Kanununun 96.maddesi ile Tebligat Kanununun 14 ve 15.maddesinde düzenlenmiş olan vasıtalı tebligat işleminin aslını tebliğin muhatabı ile tebliğ memuru arasına üçüncü bir kişinin girmesi oluşturabilmektedir.
Vergi Usul Kanunu vasıtalı tebligat hususunda sadece er ve erbaşa ilişkin tebligatların yapılması ile ilgili hususları düzenlemiş er ve erbaşın dışında kalan muhataplarla herhangi bir sefer halinde olan muhataplara nasıl tebliğ yapılacağı hususunda herhangi bir düzenleme yoluna gitmemiştir. Er ve erbaş kavramından kanun (VUK md.96 ve Teb. K. md.14/1) askerlik mükellefiyet altında bulunan ve mesai saatleri dışında da askeriyenin gözetimi altındaki ikametinde geçiren kişileri kast etmektedir“”.
Er ve erbaşın dışında kalan yani askerlik mükellefiyet altında bulunmayıp, TSK’da istihdam edilen ve mesai saatleri dışındaki zamanını kendi ikametinde geçiren kişiler ve sefer halinde olan muhataplara tebligatın yapılması hususunda doktrinde Tebligat Kanununun 51.maddesine istinaden Tebligat Kanununun 14 ve 15.maddelerinin esas alınması görüşü yer almaktadır.
Er ve erbaşa yapılacak tebliğ!” hususunda her iki kanunda da aynı yönde hükümler yer almakta kara, deniz, hava ve jandarma eratına yapılacak tebligatların kıta komutanı veya müessese amiri gibi en yakın üst vasıtasıyla yapılması!” öngörülmektedir. Nöbetçi amiri veya subayı tebliğ memurunun en yakın üste tebligat yapmasından sorumludur.Tebliğ memuru doğrudan bu kişilere başvurarak muhatabın en yakın üstünü buldurup tebligat yapılmasını sağlar (T.İ.UE md.44/2).
En yakın üste ulaşmadan nöbetçi amiri veya subayına yapılan tebligat usulsüzdür. Tebliğ memuru tebliğ evrakını muhataba en yakın üste tebliğine dikkat etmesi gerekmektedir.  Zira bu husus Yargıtay kararlarında geçerlilik şartlarından birisi olarak kabul edilmiş er veya erbaş ile aynı kategoride birine yapılan tebliğ usulsüz olarak kabul edilmiştir.
Tebliğ memuru tarafından kıta komutanı veya müessese amirine tebliğ evrakı verildiği andan itibaren tebligat işlemi gerçekleşmiş olmaktadır“. Bu nedenle kendisine tebliğ evrakı bırakılan bu şahıslar derhal tebliğ evrakını muhatabına ulaşmakla mükelleftirler. Aksi halde kıta komutanı veya müessese amiri en yakın üstün tebliği muhataba geç vermesi nedeniyle doğacak zararlar nedeniyle er ve erbaşın uğradığı zararı kendisine tebliğ evrakını geç veren üst amirinden rücu etme hakkı vardır“ Vasıtalı Tebligat Ancak kıta komutanı veya müessese amiri gibi en yakın üstün bu şekilde doğacak zarardan sorumlu tutulabilmesi için muhakkak tebliğ evrakında bu hususun yazıyor olması gerekir (VUK md.96; Teb. K. md.54). Muhatabın terhis olması veya başka bir birliğe gitmesi halinde yeni adresi tespit edilerek (T.İ.U.E md.44/3) tebliğ çıkaran mercie iade olunur veya duruma göre süre varsa, bilinen en son adresine sevk edilir“. Muhatabın kısa süreli olarak izinli olduğu durumlarda Tebligat Kanununun 20.maddesi gereği uygulanarak tebliğ evrakı en yakın üste verilir. Muhatabın firar ettiğinin tebliğ memuru tarafından öğrenilmesi halinde ise durum tebliğ mazbatasına şerh düşülerek tebliği çıkaran mercie geri iade edilir (T.İ.U.E md.44/4).
Er ve Erbaşın dışında kalan askeri şahıslara birlik veya müessese de tebligat yapılması gerektiği durumlarda tebligatın yapılmasını nöbetçi amiri veya subayı gerçekleştirir. Tebliğin muhatabı olan askeri şahıs nöbetçi amiri veya subayı tarafından derhal bulundurularak tebliğ memurunun tebliğ gerçekleştirmesi sağlanmalıdır.

Muhatap bulunamazsa ya da bulunmasına rağmen tebliğden kaçınırsa veya başka sebeplerden ötürü kendisine
tebligat yapılamazsa hazır bulunan nöbetçi memur veya subayına tebliğ yapılır(T.İ.U.E md.45). Eğer tebliğin muhatabı olan asker kişi sefer halinde olan birlik veya müessese de ise tebligat Kara, Deniz ve Hava Komutanlığı aracılığı ile kıta komutanı veya kurum amiri gibi en yakın üste yaptırılır (T.İ.U.E md.46).