Vergi suç ve cezaları, vergi ödevlerinin kanunlarda öngörülen kurallara uygun olarak yerine getirilmesini sağlamak ve kamunun vergi ziyaından dolayı uğradığı ya da uğraması muhtemel vergi kayıplarını önlemek amacıyla tüm vergi hukuku sistemlerinde kabul edilmiştir.
 
Vergi suç ve cezalarının temel amacının, vergi alacağının zamanında ve eksiksiz olarak tahsilini sağlamak suretiyle devletin gelir kaynaklarının güvence altına alınması olduğu bilinen bir gerçektir.
 
“Geniş anlamı ile vergi suçu kavramı, vergi kaybına sebebiyet vermek, vergi kanunlarının öngördüğü usul kurallarına aykırılık ile sahtecilik, tahrifat gibi kamu düzenini bozucu nitelikteki eylemleri kapsamaktadır.
 
Dar anlamda vergi suçu ise, vergi kanunları ile düzenlenen hukuki ödevleri yerine getirmemeleri nedeniyle kamu tüzel kişilerinin vergi haklarını tehlikeye sokan ya da zarara uğratan kimselerin söz konusu eylemlerinin cezalandırılmasını ifade eder.”
213 sayılı Vergi Usul Kanununda vergi mükellefleri ile vergi memurları hakkında, yasal düzenlemelere muhalefet etme durumlarında karşılaşılabilecek olan yaptırımlar belirlenmiştir.
 
Mükellefler tarafından vergisel ödevlerin kanunlara uygun olarak yerine getirilmemesi durumunda muhatap olunacak cezalar yasalarda yer almaktadır.
 
213 sayılı Vergi Usul Kanununda bu anlamda cezalar usulsüzlük, vergi ziyaı cezası ve kaçakçılık suç ve cezaları olarak yer almıştır.
 
Usule ilişkin herhangi bir yanlış uygulama usulsüzlük cezası kesilmesini gerektirecekken, aynı fiil vergi kaybına sebebiyet veriyorsa ayrıca vergi ziyaı cezası tatbik edilebilecektir.
 
Diğer taraftan Vergi Usul Kanununda, vergi mahremiyetinin ihlali suçu ile mükelleflerin özel işlerini yapma suçları ceza hukukunun ilgili maddelerine atıf yapılmak suretiyle düzenlenmiştir.