Zaman zaman mükelleflerin işi terk ettikten sonra fatura düzenledikleri görülmektedir.
Örneğin, bir mükellefin adresinde bulunmayışı veya işini nakletmesi halinde bu durumu vergi
dairesine bildirmemesi dolayısıyla vergi kaydı resen sonlandırılabilmektedir. Mükellefin
fiilen işini yapmakla beraber adresinde bulunamayışı nedeniyle düzenlediği faturalar bazen
kabul edilmemektedir.(1)
Özellikle, taahhüt sektöründe taşeronlara yaptırılan işler karşılığında bunlardan faturalar
gelmektedir. Fatura muhatabı müteahhitler taşeronlara yaptırdıkları işler karşılığında
bunlardan aldıkları faturalar VEDOP sorgulamasında veya ba bs formu çapraz kontrolünde
“işi terk” gibi görülmeleri nedeniyle; KDV indirimleri reddedilmektedir. Veya düzeltme
beyanına davet edilerek fatura muhatapları y.nünden işi terk olarak kabul eden bu gibi
maliyet ile ilgili faturalar problem oluşturmaktadır.
Bilindiği gibi, 213 sayılı VUK’nun 160-170 Md hükmünde işe başlama ve terkler açıkça
belirtilmiştir. Buna göre, işi bırakmanın bildirilmesi, adres değişikliğinin bildirilmesi, iş nevi
ile ilgili değişikler, işletme ile ilgili değişiklikler, tür değişiklikleri, nevi değişiklikleri vb.
durumlarda bu gibi değişikliklerin 30 gün içerisinde vergi dairesine bildirilmesi zorunludur.
Vergiye tabi olmayı gerektiren işlemlerin tümüyle durdurulması ve sona erdirilmesi işi
bırakmayı ifade etmektedir. Öte yandan, mükelleflerin işlerini herhangi bir neden yüzünden
geçici bir süre için stop ettirmeleri işi terk sayılmaz. İşe başladıklarını bildirmeye mecbur olan
mükelleflerden, işi bırakanlar, durumu vergi dairesine 30 gün içerisinde beyan etmek
zorundadırlar. İşe başlama veya işi terk durumları bir bildirim dilekçesi ile yapılır. İşi terk
eden mükelleflerden kullanılan fatura, irsaliye vb. belgeler en son ciltleri ile kullanılmış
olarak elde mevcut kalan belgelerin ciltleri ve vergi levhası ile ÖKC cihaz levhaları
mükelleflerce vergi dairesine ibraz edilerek iptali gerçekleştirilmektedir.
Öte yandan, gerçek kişi mükelleflerin mükellefiyet kayıtlarının sona ermesi, mükellefin kendi
arzusu ile işini terk ederek durumu vergi dairesine bildirmesi, mükellefin .lümü, gaiplik
kararı, ruhsata bağlı işlerde ruhsatın iptali, belli bir ticaret veya sanat veya meslek icrasından
daimi olarak mahrumiyet gibi hallerde mükellefiyet bitmektedir. Kurumlar vergisi açısından
mükellefiyetin sonlanması gelir vergisi gibi değildir. Sermaye şirketlerinde işi terk
faaliyetinin durdurulması, yahut işi terk kararının alınması ile değil, tasfiye sürecine girilmesi
ve tasfiyenin bitmesi ile olanaklıdır. Başka bir deyimle, sermaye şirketlerinde mükellefiyet,
tasfiye ve iflas ile sona erer. TTK’ya göre, gerekli prosedürler yerine getirilmeden ve tasfiye
veya iflasın sona erdiği tescil ve ilan edilmeden tasfiye sona ermez. Ve şirketin tüzel kişiliğini
ortadan kaldırmaz. Bu nedenle, şirketlerin tasfiye ve iflas sürecinde bulunmaları
mükellefiyetlerini kendiliğinden sona erdirmez, mükellefiyetleri tasfiye veya iflas bitinceye
kadar devam eder.
Sonuç olarak, kendisine fiilen iş yaptırılan bir mükellefin şu veya bu nedenle, düzenlediği
faturanın bu mükellefin adresinde olmayışı veya vergi dairesi tarafından vergi kaydının resen
kapatılması sonucunda düzenlediği fatura geçerlidir. Mükellefin gıyabında vergi kaydının
kapatılmış olması işin .zünü değiştirmeyecek, yaptığı iş ve buna mukabil düzenlediği fatura
geçerli olacaktır. (Bkz. VUK md.3) Olayın, KDV boyutu ve/veya gelir vergisi y.nünden
yapılan işe karşılık banka sistemi üzerinden yaptığı ödemeler ile olayın gerçek mahiyeti ispat
edilerek vergi kaydı yeniden geriye doğru açılması sağlanabilir.
——————————-
[1]Bkz. 213 sayılı VUK md. 153-170.
Kaynak:Av. Nazlı Gaye Alpaslan Güven