Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi tam metni

AkParti Meclise Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifini sundu.
GENEL GEREKÇE
Hazırlanan Kanun Teklifi ile; ulusal ve uluslararası konjonktür kaynaklı makroekonomik gelişmeler dolayısıyla reel sektörde ortaya çıkabilecek fmansal sorunların çözümlenmesi, ekonomiye ciddî ölçüde katma değer yaratmakla birlikte fmansal güçlük yaşayan firmaların katma değer yaratmaya devam etmeleri malî kesime olan geri ödeme yükümlülüklerini yerine getirebilmelerine bağlı olduğundan fmansal yeniden yapılandırma programlarını içeren bir uzlaşı platformunun oluşturularak fmansal güçlük yaşayan borçlu firmalara ödeme gücü kazandırılması ve malî kesime olan yükümlülüklerini yerine getirebilmelerinin sağlanması amacıyla gerekli yasal altyapının oluşturulması amaçlanmaktadır.
Diğer taraftan;
– Bazı sektör ve meslek gruplarında faaliyette bulunan mükelleflerin hasılat esaslı kazanç tespiti yoluyla vergilendirilmesi imkânı getirilmektedir.
– Vergi kanunlarında yer alan bazı maktu tutar ve nispi oranlar için yetki düzenlemeleri yapılmaktadır.
– Ülkemizde elektrik motorlu otomotiv markası/markalanmn üretilmesinin ve bu araçların yurtiçinde tercih edilirliğinin vergisel yönden desteklenmesi amacıyla düzenleme yapılmaktadır.
– Yurtdışına çıkış harcının tutarının artırılması konusunda Cumhurbaşkanına yetki verilmektedir.
– Yurtdışında bulunan varlıkların Türkiye’ye getirilerek milli ekonomiye kazandırılmasına yönelik düzenleme yapılmaktadır.
– Elektronik iletişim cihazlarına ait kimlik bilgilerinin (IMEI) başka cihazlara kopyalanması nedeniyle oluşan kayıt dışı ekonominin ve muhtemel güvenlik açıklarının engellenmesi amaçlanmaktadır.
– Sağlık Bakanlığı tarafından kamu özel işbirliği modeli çerçevesinde gerçekleştirilen projelerde, kamu tarafından ödenecek kullanım bedeli ile hizmet bedeli ödemelerinin, sözleşmenin taraflan arasında mutabakat sağlanmak suretiyle revize edilebilmesine imkan tanınmaktadır.
– Ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanmasında önemli yer tutan yenilenebilir enerji kullanılan büyük ölçekli projeler için düzenlemeler hayata geçirilmektedir.
Aynca, 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununda öngörülen değişikliklerle, bir para politikası aracı olan zorunlu karşılıkların etkinliğini daha da artırmak üzere, bankaların ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından uygun görülecek diğer mali kuruluşların bilanço içi veya dışı uygun görülen kalemlerinde meydana gelen değişikliklerin sıkça farklılaşan piyasa koşullarına göre zorunlu karşılığa tabi tutulması mümkün hale getirilmektedir. Merkez Bankasının hızlı ve etkin karar verebilmesi için talep ettiği bilgilerin de güncel ve anında olması ihtiyacı karşılanmakta ve anonim şirket olan Merkez Bankasının, bu hukuki niteliğinin sonucu olarak tesis ettiği yedek akçe uygulaması Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu hale getirilmektedir.
Diğer taraftan, 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunda;
– Borçlanma tutarının hesaplanmasına esas olan prim oranımn %45’e çıkarılması,
– Borçlanılan sürelerin 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılık olarak kabul edilmesi,
– Türkiye’de sigortalılık başlangıç tarihinden önceki sürelerini borçlanan sürelerinin Türkiye’deki sigortalılık başlangıç tarihinden geriye götürülen
amacıyla değişikliğe gidilmektedir.
Yapılan tüm bu düzenlemelerin yanında Teklifle, kamu kurum ve kuruluşlarının ihtiyaçlarına ve vatandaşlarımızdan gelen taleplere yönelik olarak çeşitli konularda ihtiyaç duyulan kanuni düzenlemelerin hayata geçirilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- 7104 sayılı Kanunun 12 nci maddesiyle, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 38 inci maddesi “Hâsılat esaslı vergilendirme” başlığıyla yeniden düzenlenmiştir. Benzer bir uygulamanın, vergi uygulamalarının basitleştirilmesi, mükelleflerin vergiye uyum maliyetlerinin azaltılması amacıyla, kazanç üzerinden alınan vergilerde de uygulanması açısından 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda yapılan düzenlemeyle bir kısım mükellefler için “Hasılat esaslı kazanç tespiti” yoluyla vergiye tabi kazancın tespitinin sağlanması amaçlanmaktadır.
Düzenlemeyle gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinde vergiye tabi kazancın tespiti basitleştirilmekte olup;
– Ticari kazancı basit usulde, işletme hesabı veya bilanço esasına göre tespit edilenler ile,
– Mesleki kazancı serbest meslek kazanç defterine göre tespit edilenlerden,
Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen sektör ve meslek gruplarında faaliyettebulunanların talep etmeleri halinde belirlenen faaliyetlerinden elde ettikleri gayrisafi hasılatlarının belirli bir oranını bu faaliyetlerine ilişkin vergiye tabi kazanç olarak esas alabilmeleri sağlanmaktadır. Maddede aynca, Cumhurbaşkanına çeşitli hususlarda yetkiler verilmektedir.
MADDE 2- Madde ile, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının Türkiye’ye getirilmek suretiyle milli ekonomiye kazandırılmasına ve bu varlıklarını Türkiye’ye getiren gerçek ve tüzel kişilerin maddedeki hükümler çerçevesinde bu varlıkları serbestçe tasarruf edebilmelerine imkan sağlanmaktadır.
Aynca, gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak işletmelerin kayıtları arasında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların kanuni defterlere kaydedilmesi imkanı getirilmektedir.
Bildirime konu edilen yurtdışı varlıkların ve beyana konu edilen yurtiçi varlıkların değerleri üzerinden %1 oranında vergi tarh edilecektir.
Madde kapsamında bildirim veya beyana konu edilen varlıklar nedeniyle, maddede belirtilen şartların yerine getirilmesi kaydıyla, hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaması öngörülmektedir. Aynca, maddenin son fıkrasıyla maddenin uygulamasına ilişkin olarak Cumhurbaşkanına ve Hazine ve Maliye Bakanlığına verilen yetkiler düzenlenmektedir.
MADDE 3- Makro risklerin azaltılmasına katkıda bulunmak amacıyla uygulanmakta olan para politikası bileşimi çerçevesinde zorunlu karşılıklar aktif bir politika aracı olarak kullanılmaktadır. Bununla birlikte mevcut hüküm, bankalar ve diğer mali kuruluşların bilançolarındaki pasif kalemleri esas alınarak zorunlu karşılık tesisini öngörmektedir. Sıkça değişen piyasa koşulları, söz konusu kuruluşların bilanço içi veya dışı uygun görülen kalemlerinde meydana gelen değişikliklerin zorunlu karşılık ve umumi disponibilite uygulamasında dikkate alınması ihtiyacım doğurduğundan, madde ile bu hususta düzenleme yapılmaktadır. Ayrıca, Merkez Bankasının bilgi taleplerinin gerçek zamanlı ve anlık karşılanmasını teminen maddeye bu yönde hüküm eklenmektedir.
MADDE 4- Makro risklerin azaltılmasına katkıda bulunmak amacıyla uygulanmakta olan para politikası bileşimi çerçevesinde zorunlu karşılıklar aktif bir politika aracı olarak kullanılmaktadır. Bununla birlikte mevcut hüküm, bankalar ve diğer mali kuruluşların bilançolarındaki pasif kalemleri esas alınarak zorunlu karşılık tesisini öngörmektedir. Sıkça değişen piyasa koşulları, söz konusu kuruluşların bilanço içi veya dışı uygun  kalemlerinde meydana gelen değişikliklerin zorunlu karşılık ve umumi dispommııte uygulamasında dikkate alınması ihtiyacını doğurduğundan, madde ile bu hususta düzenleme yapılmaktadır.
MADDE 5- Merkez bankalarının sermayesi ile kân arasında bir bağlantı bulunmamaktadır. Buradaki kâr, sermayenin semeresi değildir. Merkez Bankasının kân da, Kanunla kendisine verilen kamusal görevlerin yerine getirilmesinden ve yetkilerin kullanılmasından kaynaklanmaktadır.
1211 sayılı Kanunun 60 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyannca bu kârdan yüzde yirmi ihtiyat akçesi ayrılırken Türk Ticaret Kanununun aksine sermaye ile bağ kurulmamıştır. Bu nedenle, Türk Ticaret Kanununda öngörülenden daha yüksek oranda ve sermaye ile sınırlı olmaksızın ihtiyat akçesi ayrılmakta, bu meblağ devamlı büyümektedir.
Bu durumun önlenmesini teminen (a) bendi kaldırılarak Türk Ticaret Kanununun 519 uncu maddesinde sermayenin yüzde yirmisine ulaşıncaya kadar ayrılması düzenlenen ve Merkez Bankasının 25.000 TL’lik sermayesi dikkate alındığında 5.000 TL gibi simgesel bir tutara tekabül edecek olan birinci tertip yedek akçenin, Merkez Bankası için hiç ayrılmaması öngörülmektedir.
İkinci tertip yedek akçenin yüzde on oranında ayrılmasını öngören mevcut düzenleme ise Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu biçimde ve fevkalade nitelemesi olmaksızın korunmaktadır. Ayrıca yine bu maddeye son fıkra olarak eklenmesi öngörülen düzenleme ile, ihtiyat akçelerinin, son yıl kârdan ayrılan hariç olmak üzere, kâra katılarak ödenmesi suretiyle devamlı olarak büyümesinin de önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 6- 1211 sayılı Kanuna eklenen geçici madde ile, 60 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendindeki ihtiyat akçesinin kaldırıldığı ve birikmiş fevkalade ihtiyat akçelerinin ulaştığı seviye de dikkate alınarak esasen Hâzineye ait bakiyeden ayrılan bu yedek akçelerin, yine doğrudan Hâzineye verilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 7- 9/5/2018 tarihli ve 7141 sayılı Kanun ile 20 üniversite kurulmuştur. Bu kapsamda bazı üniversitelere bağlı fakülte ve enstitüler adı ve bağlantısı değiştirilerek yeni kurulan üniversitelerin rektörlüğüne bağlanmıştır. Söz konusu üniversitelerde eğitim-öğretim durumunda aksama yaşanmaması için daha önce bağlı bulunulan üniversitelerin bina ve tesislerinde eğitim öğretim faaliyetleri devam etmiştir. Kanunun bu hususları düzenleyen geçici maddesinde devredilen fakülte ve enstitülere bırakılan bina, tesisler ve taşınır mallara ilişkin detaylı düzenleme olmasına rağmen bina ve tesislerin bulunduğu taşınmaz mallara ilişkin belirsizlik uygulamada ihtilaflara neden olmuştur. Yine üniversitelerin büyümesi, gelişmesi ve buna ilişkin ihtiyaç ve taleplerinin karşılanması için yerleşkelerini oluşturma sürecinde bir takım sorunlar da tespit edilmiştir. Bu nedenlerle madde ile, taşınmazların kullanımından kaynaklanan bu ve benzeri sorunların giderilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 8- 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunun 5 inci maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, borçlanılan sürelerin 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında değerlendirilecek olması nedeniyle diğer sosyal güvenlik kuruluşlarınca yurt dışı borçlanma yapılması imkanı ortadan kalkmış olduğundan anılan Kanunun 3 üncü maddesinde teknik düzenleme yapılmaktadır.
MADDE 9- Madde ile, yurt dışı borçlanması yapmak suretiyle aylık bağlanan sigortalıların, borçlanma karşılığı ödemiş oldukları tutarları çok kısa sürede emekli aylığı olarak geri almaları Kurum aktüeryal dengesini olumsuz etkilediğinden, nimet/külfe de göz önüne alınarak borçlanma oranı yükseltilmektedir. Ayrıca fıkranın üçüncü cümlesinde yer alan düzenleme, 3201 sayılı Kanunun 5 inci maddesiyle ilgili olduğundan söz konusu maddeye taşınmak suretiyle yürürlükten kaldırılmaktadır.
MADDE 10- Madde ile, borçlandırılan yurt dışı sürelerinin 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine tabi hizmet olarak değerlendirilmesi ve Türkiye’deki sigortalılık başlangıç tarihinden önceki sürelerin borçlanılması halinde borçlanılan sürelerin, Türkiye’de sigortalılıkları olanlar için sigortalılık başlangıç tarihinden geriye götürülen sürelere, Türkiye’de sigortalılığı olmayanlar için ise borcun ödendiği tarihten önceki geriye götürülen sürelerde geçmiş hizmet olarak değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 11- 3201 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle borçlanılan sürelerin 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında değerlendirilecek olması, kısmi aylığın statüsü ile tam aylığın statüsünün farklı olmasına neden olabileceğinden tam aylığın bağlanacağı statünün ve bağlayacak sosyal güvenlik kuruluşunun belirlenmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 12- 3201 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle borçlanılan sürelerin 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında değerlendirilecek olması nedeniyle uygulamada birliktelik sağlanması amaçlanmaktadır.
MADDE 13- Yapılan düzenleme ile maddenin yürürlük tarihinden önce borçlanma talebinde bulunup borçlanma tutarlarını ödemiş olanların, borçlanılan süreleri dikkate alınmak suretiyle aylık bağlanmış olanların ve Kanunun yürürlük tarihinden önce borçlanma talebinde bulunanlardan bu borçlarını Kanunda belirtilen süre içinde ödeyecek olanların borçlanmalarının hangi statüde hizmet olarak değerlendirileceği ve borçlanma tutarlarının tespitinde değişiklik öncesi hükümlerin uygulanması sağlanmaktadır.
MADDE 14- 4458 sayılı Gümrük Kanununun 235 inci maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesi karan verilen veya aynı maddeye ilişkin olarak mevcut bir soruşturma kapsamında bulunan taşıtların sahiplerine iadesi 31/12/2019 tarihine kadar ilgili gümrük idaresine başvurulması ve taşıtın ilk iktisabında ödenmesi gereken özel tüketim vergisinin %25’ine tekabül eden tutann, başvuru sahibine tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içinde ilgili tahsil dairesine ödenmesi kaydıyla, iyiniyetli üçüncü kişilerin mağduriyetinin giderilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 15- Madde ile; YEK Destekleme mekanizmasında öngörülen sürelerin, 6719 sayılı Kanun ile biyokütle tanımına eklenen kaynaklar için üretim tesisinin YEK Destekleme mekanizmasına dahil edildiği tarihten itibaren başlaması öngörülmektedir.
MADDE 16- Madde ile; finansal güçlük içinde bulunan, ancak malî sisteme olan borçlarının yeniden yapılandırılması yoluyla faaliyetine devam etmesi olanak dahilinde olan firmalara, faaliyetlerini verimli bir şekilde sürdürebilecekleri bir ortamın sağlanması, bu şekilde ilgili firmaların ticarî faaliyetlerinin genişlemesi ve katma değer yaratmaya devam etmesi suretiyle ekonomiye yeniden kazandırılması, kapasite kullanımı ve istihdamın artırılması amaçlanmaktadır.
Bu kapsamda maddenin uygulanmasına ilişkin tanımlar düzenlenmekte, finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınacak borçlu firmaların mali durumlarının ve bu kapsamda borçlarının yeniden yapılandırılması sonucunda borçlannı makul bir sı geri ödeme kabiliyeti kazanacağının tespit edilmesi şartı getirilerek, bu tespitin bağımsız denetim kuruluşları ya da Çerçeve Anlaşmaları kapsamında belirlenecek yeterli bilgi ve uzmanlığa sahip kuruluşlara yaptırılacağı hükme bağlanmakta, düzenleme kapsamında hangi tedbirlerin alınabileceği açıklığa kavuşturulmakta ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile uyumun sağlanmasını teminen finansal kiralama sözleşmelerine konu mallar için anılan Kanunun 307 nci maddesi hükümlerinin kıyasen uygulanacağı hüküm altına alınmaktadır.
Ayrıca madde hükümleri çerçevesinde düzenlenen sözleşme kapsamındaki işlemlere ilişkin olarak vergi ve sair mevzuata ilişkin istisna, teşvik ve kesintilerle ilgili uygulama esasları belirlenmektedir. Diğer taraftan, finansal yeniden yapılandırma kapsamına alman borçların iki yıl içerisinde tekrar finansal yeniden yapılandırmaya konu edilmesi halinde belirtilen vergi istisnaları ve teşviklerin uygulanmayacağına ilişkin düzenleme yapılmakta ve maddenin uygulama süresi ile yetki hususu düzenlenmektedir.
MADDE 17- Meri i mevzuatta kredilerin sınıflandırılması ve karşılığa tabi tutulmasına ilişkin esaslar belirlenirken kredilerin kayıttan düşülmesine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Madde ile, tahsil imkânı kalmayan kredilerin zamanında kayıttan düşülmesinin özel karşılıkların takipteki kredilere oranı ve takipteki kredilerin toplam kredilere oranına ilişkin olarak finansal tablo kullanıcılarına daha doğru bilgi sunulmasını sağlayacağı, 1/1/2018 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren finansal araçlara ilişkin 9 numaralı Türkiye Finansal Raporlama Standardının da (TFRS 9) bir finansal varlığın tümüyle ve kısmen tahsil edilmesine ilişkin makul bir beklentinin olmadığı durumlarda, finansal varlığın defter değerinin doğrudan azaltılmasını gerektirdiği dikkate alınarak belirtilen hükmün karşılık mevzuatı ile ilişkisinin kurulması,, kayıttan düşülen tutarların 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 322 nci maddesi kapsamında değersiz alacak olarak kabul edilmesi ve mevzuatın uluslararası standartların kayıttan düşmeye ilişkin kriterlerine uyumlu hale getirilmesi amacıyla değişiklik yapılmaktadır.
Ayrıca madde ile, bankaların alacağının bir kısmından vazgeçmesi suretiyle kayıttan düşme (aktiften silme) ve benzeri işlemler yoluyla kredilerin yeniden yapılandırılmasının zimmet sayılmamasına yönelik düzenleme yapılmaktadır.
MADDE 18- Madde ile; Sosyal Güvenlik. Kurumunun, ilgili mevzuatında belirtilen görevlerini yapabilmesi için ihtiyaç duyduğu sağlık verisi dışındaki kişisel verileri ve ticari sır niteliğindeki verileri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile paylaşabilmesi amaçlanmaktadır.
Ayrıca, Sosyal Güvenlik Kurumunun, kişisel sağlık verilerini kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, verilen sağlık hizmetinin kontrolü ve onayı, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla Sağlık Bakanlığı ile paylaşılabilmesi imkânının getirilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 19- Madde ile, ülkemizde elektrik motorlu otomotiv markası/markalannm üretilmesinin ve bu araçların yurtiçinde tercih ediliri iğinin vergisel yönden desteklenmesi amacıyla, 6745 sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 80 inci maddesi kapsamında teşviklerden yararlanmasına karar verilen ve bu kapsamda sera etkisi yaratan egzoz gazı salınımmı tamamen ortadan kaldıracak teknolojilerin geliştirilmesi için münhasıran Türkiye’de gerçekleştirdikleri Ar-Ge faaliyetleri sonucunda geliştirdikleri elektrik motorlu taşıt araçlarını Türkiye’de imal eden mükelleflerin, bu yatırımları dolayısıyla Kanunun 32/A maddesi kapsamında hak kazandıkları yatırıma katkı tutarını, söz konusu malların ilk iktisabı dolayısıyla 31/12/2035 tarihine kadar vergi dairesine ödenen Öze vergisinin, takvim yılının üçer aylık dönemleri itibarıyla bu mükelleflere kısmen veya tamamen, nakden ya da vergi borçlarına mahsuben ödenmesi suretiyle kullandırabilme hususunda Cumhurbaşkanına yetki verilmektedir.
MADDE 20- Madde ile, yurt dışına çıkış yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından çıkış başına alınan harç miktarı 50 TL olarak belirlenmekte ve bu miktarın üç katına kadar artırılabilmesi hususunda Cumhurbaşkanına yetki verilmekte ve çıkış başına 15 Türk Lirasını aşan miktarın genel bütçeye gelir kaydedilmesi sağlanmaktadır.
MADDE 21- 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyannca başlatılan bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında bulunan ve müsadere kararı verilmemiş taşıtların sahiplerine iadesi, 31/12/2019 tarihine kadar ilgili gümrük idaresine başvurulması ve taşıtın ilk iktisabında ödenmesi gereken özel tüketim vergisinin %25’ine tekabül eden tutarın başvuru sahibine tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içinde ilgili tahsil dairesine ödenmesi kaydıyla, iyiniyetli üçüncü kişilerin mağduriyetinin giderilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 22- 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunun 51 inci maddesinin onbirinci fıkrasında yapılan düzenleme ile “kötü niyetli kullanımların önlenmesi” amacının etkin şekilde yerine getirilebilmesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda işletmeciler, bankalar, diğer kredi kuruluşları ve fınans şirketleri tarafından tutulan sahtecilik vakalarına ilişkin kayıtların adı geçenler arasında paylaşılması öngörülmektedir. Ayrıca işletmeciler tarafından Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun MCKS’sine bildirilen borcu ödenmemiş cihazlara ilişkin bilgiler çerçevesinde bu cihazlara haberleşme hizmeti verilmemesi veya kısıtlanması suretiyle cihaz satın alımlarında karşılaşılan sahtecilik vakalarının önüne geçilmesi hedeflemektedir.
MADDE 23- 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunun 57 nci maddesinin birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile 7 yıl süre ile elektronik haberleşme şebekelerinden hizmet almamış olan cihazlar ile cihazlara ait kimlik bilgilerinin (IMEI) başka cihazlara kopyalanarak kayıt dışı ekonomi oluşmasına neden olan cihazların kullanımının önlenmesi amaçlanmaktadır.
Bunun yanında; uluslararası dolaşım hizmetinin sürekli hale gelmesinin önüne geçilmesi ve ülkemiz işletmecilerince sağlanan abonelikler üzerinden haberleşme hizmetinin alınmasının sağlanması ve vergi kayıplarının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca maddeye eklenen dördüncü fıkra ile uygulanmaya ve cihazlara ilişkin borcun ödenmemesi durumunda MCKS üzerinden cihazların kullanıma kapatılmasına ilişkin usul ve esasların Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından belirlenmesi hakkında yetki verilmektedir.
MADDE 24- 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununa eklenen geçici madde ile, kimlik bilgisi değiştirilen cihazların kaydının, bir defaya mahsus olarak Hâzineye aktarılacak bir ücret mukabilinde sağlanması amaçlanmaktadır.
MADDE 25- Sermaye Piyasası Kanununa göre ihraç edilen ürünlerde, ihraççının açık, net ve hukuken geçerli borç ikrarlarına rağmen, temerrüde düştüğü durumlarda alacağın tahsilatı konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır. Dava ve icra takibi aşamalarında borcun varlığı ve geçerliliğini ispat etmekte güçlük çekilmekte ve alacaklılar mağdur duruma düşmektedir. Alacağın tahsilatı sırasında yaşanan sıkıntılar sebebiyle, kupon veya anapara ödemelerinin eksik, geç tahsil edilmesi veya hiç tahsil edilememesi nedeniyle yatırımcıların sek güveni sarsılmaktadır.
Madde ile, Sermaye Piyasası Kanununa göre ihraç edilen borçlanma araçlarında, yatırımcıların sektöre olan güvenini sağlamak amacıyla ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde uygulanacak hükümler düzenlenmektedir.
MADDE 26- 6428 sayılı Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İş Birliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda “Bedel”, “Kullanım Bedeli” ve “Hizmet Bedeli” tanımları yer almakla birlikte bu tanımlarda ödemelerin dönemsel yapılacağı düzenlendiğinden, madde ile sözleşme ömrü boyunca gerçekleştirilecek toplam ödemeleri ifade etmek ve bedel ödemelerindeki karışıklığı önlemek üzere “Sözleşme Bedeli” tanımı eklenmektedir.
MADDE 27- Sağlık Bakanlığı tarafından kamu özel işbirliği modeli çerçevesinde gerçekleştirilen projelerde, kamu tarafından ödenecek kullanım bedeli ile hizmet bedeli ödemeleri mevcut sözleşme hükümleri gereğince döviz kuru ve enflasyon oranındaki artışlara uygun olarak belirlenmektedir. Madde ile söz konusu bedellere ilişkin mevcut hesaplama formülleri ile ortaya çıkan kullanım bedelleri ile hizmet bedellerinin cari ekonomik koşullara göre kamu lehine revize edilebilmesi imkânı sağlanmaktadır. Bu doğrultuda, sözleşme dönemi boyunca yapılacak toplam sözleşme bedeli ödemelerinde meydana gelebilecek aşırı düzeydeki artış riskinin engellenmesi ve kamu yararı esas alınarak, sözleşmenin tarafları arasında mutabakat sağlanmak suretiyle, toplam kullanım bedeli veya hizmet bedeli ödemelerinin azaltılmasının yolunun açılması hedeflenmektedir. Bu çerçevede, belirtilen şartların oluşması halinde Bakan onayıyla sözleşme değişikliği yapılabilecektir.
MADDE 28- Madde ile, maddenin yürürlük tarihinden önce akdedilerek yürürlüğe giren kamu özel işbirliği sözleşmelerindeki değişikliklerin; kamu menfaati, rekabet ve eşitlik prensipleri gözetilerek Kanun ile yapılan değişiklikler uyarınca gerçekleştirilmesi amacıyla düzenleme yapılmaktadır.
MADDE 29- Madde ile, lisanssız elektrik üretim tesisi yapma hakkını kazanan ama çağrı mektubu tarihinden bağlantı anlaşması süresi sonuna kadar tüketim-üretim bağı kopmuş olması nedeniyle lisanssız üretim faaliyeti yapma hakkını kaybedenlere, yatırımdan beklenen faydanın sağlanması ve atıl kalmasının engellenmesini teminen yeni fırsat verilmesi amaçlanmaktadır. Bu durumda olan bir üretim tesisine yapılan harcamalar, aboneliğin kopması ile tamamen atıl hale gelmektedir. Yatırımların atıl hale gelmesini önlemek adına tüketim-üretim bağının kurulması amacı için 30 günlük bir düzeltme süresi verilerek bu yatırımların sisteme kazandırılması amaçlanmaktadır.
MADDE 30- Madde ile, ülkemizin kalkınması için hayati öneme sahip olan büyük ölçekli projelerde gerekli hukuki, mali altyapının kurulması ve teknik altyapı faaliyetleri için ilave sürece ihtiyaç duyulması nedeniyle, hukuki ve finansai yapının kurgulanması sürecindeki ihtiyaçlar ve karşılaşılan güçlükler göz önünde bulundurularak, projelerin ideal yapıya ulaşabilmesi için yürütülen çalışmalara kolaylık sağlanmasını teminen, ilgili projeler bağlamında gerekli düzenleme imkânlarının tanınması amaçlanmaktadır.
MADDE 31- Yürürlük maddesidir.
MADDE 32- Yürütme maddesidir.
GELİR VERGİSİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mülga
113 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Hasılat esaslı kazanç tespiti
MADDE 113- Ticari kazancı basit usulde, işletme hesabı veya bilanço esasına göre tespit edilenler ile mesleki kazancı serbest meslek kazanç defterine göre tespit edilenlerden Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen sektör ve meslek gruplarında faaliyette bulunanların, talep etmeleri halinde belirlenen faaliyetlerinden elde ettikleri gayrisafı hasılatlarının (25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 38 inci maddesi kapsamında hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilen mükellefler için hesapladıkları katma değer vergisi dahil tutarın) %10’u bu faaliyetlerine ilişkin vergiye tabi kazanç olarak esas alınır. Vergiye tabi kazancın bu suretle tespitinde ilgili faaliyete ilişkin giderler dikkate alınmaz ve bu kazanca herhangi bir indirim veya istisna uygulanmaz.
Belirlenen faaliyetlere ilişkin kazançları birinci fıkra kapsamında tespit edilenlerin;
a) Bu faaliyetlerine ilişkin gider veya maliyetleri, vergiye tabi diğer kazanç veya iratlarının tespitinde dikkate alınmaz.
b) Bu kazançları dışındaki beyana tabi diğer kazanç veya iratları hakkında bu madde uygulanmaz.
c) İki yıl geçmedikçe bu usulden çıkmaları mümkün değildir.
Bu madde hükümleri kurumlar vergisi mükellefleri hakkında da uygulanır.
Cumhurbaşkanı, hasılatlarını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde edenleri taleplerine bakılmaksızın ilgili faaliyetleri itibarıyla bu madde kapsamına almaya, birinci fıkrada yer alan oranı beş katına kadar artırmaya, yansına kadar indirmeye, kanuni oranına getirmeye, bu sınırlar dahilinde sektör, meslek gruplan ve faaliyet alanlan veya bölgeler ya da iller itibanyla farklı oranlar tespit etmeye; Hazine ve Maliye Bakanlığı, maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 2-193 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 90- Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlannı, bu maddedeki hükümler çerçevesinde, 31/12/2019 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilirler.
Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak %I oranında hesapladıkları vergiyi, bildirimi izleyen ayın on beşinci günü akşamına kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan eder ve aynı sürede öderler.
Birinci fıkra kapsamına giren varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 31/12/2019 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilir. Bu takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmaksızın bu madde hükümlerinden yararlanılır.
Bu maddenin yürürlük tarihi itibanyla kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce Türkiye’ye getirilmek suretiyle karşılanmış olması hâlinde, söz konusu avansların defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla bu madde hükümlerinden yararlanılır.
213 sayılı Kanun uyarınca defter tutan mükellefler, bu madde kapsamında Türkiye’ye getirilen varlıklarım, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelerine dâhil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebilirler.
Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 31/12/2019 tarihine kadar vergi dairelerine beyan edilir. Beyan edilen söz konusu varlıklar, 31/12/2019 tarihine kadar, dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni defterlere kaydedilebilir. Bu takdirde, söz konusu varlıklar vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilir. Bu fıkra kapsamında beyan edilen taşınmazların ayni sermaye olarak konulmak suretiyle işletme kayıtlarına alınması halinde, sermaye artırım kararının beyan tarihi itibarıyla alınmış olması ve söz konusu kararın beyan tarihini izleyen onuncu ayın sonuna kadar ticaret siciline tescil edilmesi kaydıyla, bu maddeden faydalanılabilir. Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden %1 oranında vergi tarh edilir ve bu vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenir.
Bu madde kapsamında Ödenen vergi, hiçbir suretle gider yazılamaz ve başka bir vergiden mahsup edilemez, Türkiye’ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmez.
Bu madde kapsamında bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz. Bu hükümden faydalanılabilmesi için bildirilen veya beyan edilen tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi ve birinci fıkra uyarınca bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şarttır.
Cumhurbaşkanı, bu maddede yer alan süreleri, bitim tarihlerinden itibaren altı aya kadar uzatmaya; Hazine ve Maliye Bakanlığı, madde kapsamına giren varlıkların Türkiye’ye getirilmesi, bildirim ve beyanı ile işletmeye dâhil edilmelerine ilişkin hususları, bildirim veya beyana esas değerlerin tespiti, bildirim ve beyanlann şekli, içeriği ve ekleri ile yapılacağı yeri, maddenin uygulanmasında kullanılacak bilgi ve belgeler ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 3- 14/1/1970 tarihli ve 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (I) numaralı bendinin (c) alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve (II) numaralı bendinin (g) alt bendine aşağıdaki cümleler eklenmiştir.
“c) Bankaların ve Bankaca uygun görülecek diğer mali kuruluşların bilanço içi veya bilanço dışı uygun görülen kalemlerini esas alarak zorunlu karşılıklar ve umumi disponibilite ile ilgili usul ve esasları belirlemek,”
“Banka talepleri gerçek zamanlı ve anlık karşılanır. Bu taleplerin karşılanmasını teminen Bankaca kurum ve kuruluşların bilgi işlem sistemlerine erişim sistemleri kurulabilir. Uygulamaya yönelik her türlü usul ve esaslar Bankaca belirlenir.”
MADDE 4- 1211 sayılı Kanunun 40 mcı maddesinin (II) numaralı fıkrasının birinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve ikinci paragrafında yer alan “taahhütlerine karşı” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
“Bankalar ve elektronik ödeme araçlarını çıkaran kuruluşlar dahil olmak üzere Bankaca uygun görülecek diğer mali kuruluşlar, Banka nezdinde açılacak hesaplarda bilanço içi veya bilanço dışı uygun görülen kalemlerini esas alarak, nakden zorunlu karşılık tesis ederler. Zorunlu karşılığa tabi bilanço içi veya bilanço dışı uygun görülen kalemlerin kapsamı, zorunlu karşılıkların oranı, tesis süresi ve tesis edilen karşılıklara gerektiğinde ödenecek faiz oranı, mevduat veya katılım fonlarından olağanüstü çekilişler ve birleşme, devir ve bölünme hallerinde yapılacak işlemler de dahil olmak üzere uygulamaya yönelik usul ve esaslar Bankaca belirlenir.
MADDE 5- 1211 sayılı Kanunun 60 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi yürürlükten kaldırılmış, (c) bendinde yer alan “yüzdeler” ibaresi “yüzde” şeklinde değiştirilmiş, “fevkalade” ibaresi madde metninden çıkarılmış ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Son yıl kârından ayrılan ihtiyat akçesi hariç, birikmiş ihtiyat akçeleri her yıl kâra katılarak dağıtılabilir.”
MADDE 6-1211 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 12- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar ayrılmış bulunan ihtiyat akçelerinin tamamı, birikmiş fevkalade ihtiyat akçelerinin ise son yılın kârından ayrılan kısmı hariç tamamı Genel Kurul kararı aranmaksızın Hâzineye verilir.”
MADDE 7- 28/3/1983 tarihli ve 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumlan Teşkilatı Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 52- 9/5/2018 tarihli ve 7141 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla kurulan üniversitelere devredilen bina ve tesislerin bulunduğu taşınmazlar, talep etmeleri halinde Yükseköğretim Kurulunun onayıyla bu üniversitelere devredilebilir. Kurulan üniversitelere bağlanan birimlerin hangi bina, tesis ve taşınmazları kapsadığı hususundaki tereddütleri gidermeye Yükseköğretim Kurulu yetkilidir.”
MADDE 8- 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 3- Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri Sosyal Güvenlik Kuruntuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar.
Sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle kendilerine veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanların borçlanma işlemleri Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılır.”
MADDE 9- 3201 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “%32’sidir.” ibaresi “%45’idir.” şeklinde değiştirilmiş ve fıkranın üçüncü cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 10- 3201 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin başlığı “Süre tespiti, sigortalılığın başlangıcı ve sürelerin değerlendirilmesi” şeklinde, dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Yurt dışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.”
“Türkiye’deki sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki sürelerin borçlandırılması halinde bu süreler 5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde yer alan hükümler esas alınarak Türkiye’deki sigortalılık başlangıç tarihinden, Türkiye’de sigortalılık yok ise borçlanma tutarının tamamen ödendiği tarihten geriye götürülen sürelere ait ilgili aylara mal edilir.”
MADDE 11- 3201 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasına “a} itibaren” ibaresinden sonra gelmek üzere “kısmi aylığın başlangıç tarihi esas alınaraK muıga 2829 sayılı Kanun ya da 5510 sayılı Kanunun 53 üncü maddesi uyarınca tespit edilecek statüye göre ilgili sosyal güvenlik kuruluşunca” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 12- 3201 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 13- 3201 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 9- Kısmi aylık bağlanmış olanlar dahil olmak üzere bu maddenin yürürlük tarihinden önce yurt dışında geçen sürelerini borçlanma talebinde bulunanlardan tahakkuk ettirilen borçlarını yasal süresi içinde ödeyenlerin, sigortalılık sürelerinin hangi statüde değerlendirileceğinin ve tahakkuk ettirilecek borç tutarının tespitinde önceki hükümler esas alınır.”
MADDE 14- 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 10- Bu Kanunun 235 inci maddesi uyarınca mevcut bir soruşturma kapsamında bulunan veya el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı verilen kara ulaşım araçları ile ilgili olarak 31/12/2019 tarihine kadar ilgili gümrük idaresine başvurulması ve taşıtın ilk iktisabında ödenmesi gereken özel tüketim vergisinin %25’ine tekabül eden tutarın, başvuru sahibine tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içinde ilgili tahsil dairesine ödenmesi halinde, araç hakkında el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı verilmez, mevcut kararlar kaldırılır ve el konulan araç sahibine iade edilir. İadesi talep edilen ulaşım araçlarının muhafazasına ilişkin masraflar araç sahibince ödenir.
Bu karar gümrük idaresi tarafından ilgili başsavcılığa/mahkemeye bildirilir. Tasfiyesi tamamlanmış ulaşım araçları için bu fıkra kapsamında başvurular kabul edilmez.
Birinci fıkrada belirtilen oran bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutularak ilk iktisabı gerçekleşmiş kara ulaşım araçları ile ilgili olarak, bu Kanunun 235 inci maddesi kapsamında el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesi karan verilmesi gereken fiilin gümrük idaresince tespit edilmesinden önce ve birinci fıkrada belirtilen süre içinde kendiliğinden bildirilmesi durumunda %15 olarak uygulanır.
Cumhurbaşkanı birinci fıkrada yer alan başvuru süresini altı aya kadar uzatmaya yetkilidir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Ticaret Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından müştereken belirlenir.”

MADDE 15- 10/5/2005 tarihli ve 5346 sayılı Yenilenebilir Eneıji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 6- 4/6/2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 3 üncü maddenin birinci fıkrasının (9) numaralı bendinde yer alan biyokütle tanımı kapsamına dahil edilen kaynaklardan enerji üreten tesisler için YEK Destekleme mekanizmasında öngörülen süreler, üretim tesisinin YEK Destekleme mekanizmasına dahil edildiği tarihten itibaren başlar.”
MADDE 16- 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununa aşağıda madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 32- Türkiye’de faaliyette bulunan bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve finansman şirketleri ile bu maddede tanımlanan diğer finansal kuruluşlarla kredi ilişkisinde bulunan ve Kurum tarafından çıkarılan yönetmeliğe göre hazırlanan Çerçeve Anlaşmalarda belirlenen borçlular, bu kuruluşlar tarafından kullandırılmış olan kredilere ilişkin olarak alınacak tedbirlerle, geri ödeme yükümlülüklerini yerine getirebilmelerine ve istihdama katkıda bulunmaya devam etmelerine imkân verilmesini sağlamak amacıyla, dahil oldukları risk grubundaki diğer borçlularla bir bütün olarak veya kısmen yeniden yapılandırmaya tabi tutulabilir. Bu madde uyarınca yapılacak finansal yeniden yapılandırmalara ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelik hükümleri çerçevesinde hazırlanan Çerçeve Anlaşmalar ile belirlenir. Bu madde hükümleri bu maddenin yayımı tarihinden itibaren iki yıl süreyle uygulanır. Bu süreyi iki yıl daha uzatmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.
Bu maddenin uygulanmasında;
a) Alacaklı kuruluşlar: Bu Kanunun 3 üncü maddesinde geçen bankalar, 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 3 üncü maddesinde geçen şirketler, borçlulara doğrudan kredi kullandırmış olan yurtdışmda kurulu bankalar, ve finansal kuruluşlar, Türkiye’ye doğrudan yatırım yapan çok taraflı bankalar ve kuruluşlar, alacak tahsiline yönelik olarak bu alacaklılar tarafından kurulacak özel amaçlı şirketler ile aym amaçla 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonlarını,
b) Bağımsız Denetim Kuruluşu: 26/12/2012 tarihli ve 28509 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Bağımsız Denetim Yönetmeliği esaslarına göre kurulu ve faaliyet gösteren, Bağımsız Denetim Kuruluşu Resmi Siciline kayıtlı kuruluşları,
c) Birlik: Türkiye Bankalar Birliğini,
ç) Borçlu: Bu Kanun, 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, 6361 sayılı Kanun, 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluştan Hakkında Kanun ile yatırım ortaklıkları hariç 6362 sayılı Kanunun 35 inci maddesine tabi kuruluşlar dışında kalan Türkiye’de kurulu şirketleri,
d) Çerçeve Anlaşmalan: Kurumca çıkanlan yönetmelik uyarınca Birlik tarafından hazırlanan ve alacaklı kuruluşlarca imzalanan Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmalarını,
e) Sözleşme: Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmalan kapsamında borçlu ile alacaklı kuruluşlar arasında imzalanan finansal yeniden yapılandırma sözleşmelerini,
ifade eder.
Finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınacak borçluların mali durumlarının tespit edilmesi ve bu kapsamda borçlarının yeniden yapılandırılması sonucunda borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanacağına kanaat getirilmesi şarttır. Borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanamayacağına kanaat getirilen borçlular finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınamaz.
Finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınacak borçluların mali durumunun tespiti ve finansal yeniden yapılandırmanın uygulanabilirliğine ilişkin değerlendirme, bağımsız denetim kuruluşlarına, Çerçeve Anlaşmalan kapsamında belirlenecek yeterli bilgi ve uzmanlığa sahip kuruluşlara veya borçlu tarafından kabul edilmesi halinde alacaklı kuruluşlara yaptırılır.
Bu madde kapsamında finansal yemden yapılandırmalarda; kredilerin vadelerini uzatmak, kredileri yenilemek, 6361 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla ilave kredi vermek, anapara, faiz, temerrüt faizi, gecikme cezaları ve kâr paylan ile kredi ilişkisinden doğan diğer her türlü alacağı veya bunlardan kısmen veya tamamen vazgeçmek, teminat azaltmak, anapara, faiz veya Kar payı alacaklarını; kısmen veya tamamen iştirake çevirmek, özel amaçlı şirketler ile 6362 sayılı Kanuna göre kurulan yatırım fonlanna aynî, nakdî ya da tahsil şartına bağlı bir bedel karşılığı devir veya temlik etmek, borçlu ya da üçüncü kişilere ait aynî değerler karşılığında kısmen veya tamamen tasfiye etmek, satmak, bilanço dışına çıkarmak, diğer alacaklı kuruluşlar ve alacaklılarla birlikte hareket ederek protokoller yapmak gibi gerekli görülen tedbirler alınır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu mallar için 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 307 nci maddesi hükümleri kıyasen uygulanır.
Kredilerin teminatlarının ya da alacaklı kuruluşlar tarafından iştirak olarak edinilecek borçluların varlık ve yükümlülüklerinin gerçeğe uygun değerine ilişkin değerleme, taraflardan birinin talep etmesi durumunda, Sermaye Piyasası Kurulunca değerleme yapmaya yetkilendirilmiş kuruluşlar tarafından yapılır. 6362 sayılı Kanuna göre kurulan yatırım fonları için sermaye piyasası mevzuatında yer alan değerlemeye ilişkin düzenlemeler saklıdır.
Bu maddeye göre yapılan Çerçeve Anlaşmaları ve bu Anlaşmalar kapsamında düzenlenen Sözleşmelerde belirlenen esaslar uyannca;
a) Yapılacak işlemler cezaevi harcı ve 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınan harçlardan (yargı harcı dahil) ve düzenlenecek kâğıtlar (Çerçeve Anlaşmaları ve Sözleşmeler dahil) 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa göre alman damga vergisinden,
b) Alacaklı kuruluşlar tarafından her ne nam altında olursa olsun tahsil edilecek tutarlar 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu gereği ödenecek banka ve sigorta muameleleri vergisinden,
c) Kullandırılan ve kullandırılacak krediler kaynak kullanımını destekleme fonundan,
müstesnadır.
Bu maddede yer alan istisnalar, alacaklı kuruluşların Çerçeve Anlaşmaları ve bu Anlaşmalar kapsammda düzenlenen Sözleşmeler kapsamındaki işlemleri dolayısıyla doğrudan veya dolaylı edindikleri varlıkları ve teminatları, alacaklı kuruluşların kendi aralarında veya borçluya devri hariç, elden çıkardıkları hallerde uygulanmaz.
13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan istisna hükmü, kanuni takibe alınma şartı aranmaksızın alacaklı kuruluşlara ilgili varlıklarını Çerçeve Anlaşmaları ve düzenlenen Sözleşmeler kapsammda devreden kurumlar ile bu suretle ilgili varlıkları devralan söz konusu alacaklı kuruluşların bu varlıkları satışından doğan kazançları hakkında da uygulanır.
25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kânununun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (r) bendinde yer alan istisna hükmü, ilgili varlıkların Çerçeve Anlaşmaları ve düzenlenen Sözleşmeler kapsammda alacaklı kuruluşlara devir ve teslimi ile bu suretle ilgili varlıkları devralan alacaklı kuruluşların bu varlıkları devir ve tesliminde de uygulanır.
Sözleşme hükümleri uyarınca tahsilinden vazgeçilen alacak tutarları 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre alacaklı için değersiz alacak, borçlu için ise vazgeçilen alacak olarak dikkate alınır. Alacaklı kuruluşlar tarafından dahil oldukları risk grubunda bulunan borçlularla yapılan yeniden yapılandırma işlemlerinde bu fıkra hükümleri uygulanmaz.
Sözleşmelere göre borçları yeniden yapılandırılan borçlular tarafından alınmış olan teşvik belgelerinin süreleri ve ihracat taahhüt süreleri ile 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetimi Kanununun geçici 20 nci maddesi çerçevesinde sağlanan kefaletleri de içermek üzere kredi garanti kurumlan tarafından verilen garanti ve kefaletlerin süreleri, sözleşmeler ile belirlenen süreler kadar uzatılmış sayılır.
Bu madde hükümlerine göre fmansal yeniden yapılandırma kapsamına a borçlunun borçlarının Sözleşmenin imza tarihini izleyen yılın başından itibaren İKİ yıı içerisinde tekrar fınansal yeniden yapılandırmaya konu edilmesi halinde, bu madde hükmünde belirtilen vergi istisnaları ve teşvikler uygulanmaz.
Sözleşmeler ile uygulamaya konulan işlemlerin gerçekleşmemesi halinde dahi, uygulanmış olan vergi, fon ve harç istisnaları geri alınmaz.
Bu maddeye göre yapılan Çerçeve Anlaşmaları ve bu Anlaşmalar kapsamında düzenlenen Sözleşmelerde yer alan vergi istisnaları ve teşvikler, bu madde kapsamında düzenlenen sözleşmelere istinaden yapılacak işlemlere birinci fıkrada yer alan süreyle sınırlı olmaksızın uygulanır.”
MADDE 17- 5411 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 33- Bankalar, bu Kanunun geçici 32 nci maddesinin yürürlükte olduğu dönem süresince, anılan madde uyarınca indirdikleri; kısmen veya tamamen vazgeçtikleri kredilerin Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yayımlanan muhasebe ve fmansal raporlama standartlarına göre kayıttan düşülmesine ve kredilerin yeniden yapılandırılması dâhil geri ödenmelerine ilişkin politikaları oluşturmak ve uygulamak, bunları düzenli olarak gözden geçirmek, bu hususları icra edebilecek gerekli yapılan tesis etmek ve işletmek zorundadır. Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurulca belirlenir. Bu madde uyarınca özel karşılık ayrıldıktan sonra tahsil imkanı kalmaması nedeniyle kayıttan düşülen krediler, 213 sayılı Kanunun 322 nci maddesi hükümleri kapsamında değersiz alacak addolunur.
Bu Kanunun geçici 32 nci maddesi uyarınca yapılacak; teminat azaltma, anapara ve diğer alacaklardan vazgeçilerek kayıttan düşme yahut benzer işlemlerle kredilerin yeniden yapılandırılması bu Kanunun 160 nci maddesi ile düzenlenen zimmet suçunu oluşturmaz.
6361 sayılı Kanunun 16 nci maddesinin ikinci fıkrası kapsamındaki şirketlerce özel karşılık ayrıldıktan sonra tahsil imkanı kalmaması nedeniyle kayıttan düşülen alacaklar, 213 sayılı Kanunun 322 nci maddesi hükümleri kapsamında değersiz alacak addolunur.”
MADDE 18- 16/5/2006 tarihli ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumuna İlişkin Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanunun 35 inci maddesinin altıncı fıkrasının birinci cümlesine “onaylı muvafakati” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya e-Devlet uygulaması üzerinden kimlik teyidi ile verilen izni” ibaresi eklenmiş, ikinci cümlesinde yer alan “idarelerinin kanunlarında” ibaresi “idareleri ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının ilgili mevzuatlarında” şeklinde değiştirilmiş, fıkraya ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle, mevcut üçüncü cümlesine “kamu idareleri,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası,” ibaresi eklenmiştir.
“Kurum, kişisel sağlık verilerini kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, verilen sağlık hizmetinin kontrolü ve onayı, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla talebi halinde Sağlık Bakanlığı ile paylaşır.”
MADDE 19- 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 12- (1) 20/8/2016 tarihli ve 6745 sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 80 inci maddesi kapsamında teşviklerden yararlanmasına karar verilen ve bu kapsamda sera etkisi yaratan egzoz gazı salımmım tamamen ortadan kaldıracak teknolojilerin geliştirilmesi için münhasıran Türkiye’de gerçekleştirdikleri Ar-Ge faaliyetleri sonucunda geliştirdikleri elektrik motorlu taşıt araçlarını Türkiye’de imal eden mükelleflerin, destek kararında belirlenen kadarıyla, bu yatırımları dolayısıyla Kanunun 32/A maddesi ka hak kazandıkları yatırıma katkı tutarını, söz konusu malların ilk iktisabı dolayısıyla 31/12/2035 tarihine kadar vergi dairesine ödenen özel tüketim vergisinin, takvim yılının üçer aylık dönemleri itibarıyla bu mükelleflere kısmen veya tamamen, nakden ya da vergi borçlarına mahsuben ödenmesi suretiyle kullandırmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.
(2) Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
MADDE 20- 8/3/2007 tarihli ve 5597 sayılı Yurt Dışına Çıkış Harcı Hakkında Kanun ile Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “15 Türk Lirası” ibaresi “50 Türk Lirası” şeklinde, “bu miktarı” ibaresi “bu miktan üç katma kadar artırmaya veya” şeklinde ve yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(7) Bu madde uyarınca alınan harcın çıkış başına 15 Türk Lirası (Cumhurbaşkanınca 15 Türk Lirasından düşük bir miktar belirlenmesi halinde belirlenen miktar) 2985 sayılı Toplu Konut Kanununun 2 nci maddesinin (i) bendine göre Toplu Konut İdaresine aktarılır, kalan miktar genel bütçeye gelir kaydedilir.”
MADDE 21- 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 11- (1) Bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca gümrük vergilerinin kısmen eksik ödenmesi nedeniyle başlatılan bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında bulunan ve müsadere kararı verilmemiş kara taşıtları ile ilgili olarak;
a) Taşıtın tasfiyesinin tamamlanmamış olması,
b) 31/12/2019 tarihine kadar ilgili gümrük idaresine başvurulması ve taşıtın ilk iktisabında ödenmesi gereken özel tüketim vergisinin %25’ine tekabül eden tutarın, başvuru sahibine tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içinde ilgili tahsil dairesine ödenmesi,
şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde, araç hakkında el koyma ve müsadere kararı verilmez, mevcut el koyma kararı kaldırılır ve el konulan aracın sahibine iade edilmesine karar verilir. İadesi talep edilen ulaşım araçlarının muhafazasına ilişkin masraflar araç sahibince ödenir. Cumhurbaşkanı bu fıkrada yer alan başvuru süresini altı aya kadar uzatmaya yetkilidir.
(2) 4458 sayılı Kanunun geçici 10 uncu maddesi kapsamında iade edilen araçlar hakkında el koyma veya müsadere karan verilmez.
(3) Birinci ve ikinci fıkrada belirtilen durumlarda, eşyanın müsaderesi yerine eşyanın gümrüklenmiş değerinin ödenmesine karar verilir.
(4) Birinci fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tespit etmeye Adalet Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı müştereken yetkilidir.”
MADDE 22- 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 51 inci maddesinin onbirinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(11) Tahsilata ilişkin riskin yönetilmesi ve kötü niyetli kullanımların Önlenmesi amacıyla abonelerin elektronik haberleşme hizmetlerine ve elektronik kimlik bilgisini haiz cihazlara yönelik tarafların kendi sistemlerinde oluşan fatura tutan ve ödeme bilgileri ile sahtecilik, dolandırıcılık riski içeren şüpheli veya zarar doğurucu vakalara ve işlem hareketlerine ilişkin kayıtlar işletmeciler, cihazların finansmanım sağlayan doğrudan ya da dolaylı işletmeci iştirakleri ile diğer kredi kuruluşları veya fınansal kuruluşlar ve Kurumun MCKS’si arasında paylaşılabilir veya işlenebilir.”
MADDE 23- 5809 sayılı Kanunun 57 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıda değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“(1) İşletmeciler, elektronik kimlik bilgisi değiştirildiği tespit edilen, uluslararası dolaşım hizmetlerine yönelik düzenlemeler ve Kurum düzenlemelerine uymayan elektronik kimlik bilgisini haiz cihazlara, kayıp, kaçak veya çalıntı cihazlara, elektronik haberleşme hizmeti veremezler. Ancak, Kurumun MCKS’sinde kayıtlı iken elektronik kimlik bilgisi kopyalanmış gerçek cihazlar ve mobil haberleşme hizmeti sunan işletmeciler tarafından finansman borcu bulunduğu bildirilen cihazlar borcun devam ettiği süre boyunca sadece eşleştirme yapılan abone numaralan ile kullanılmak üzere kullanıma açılır. İşletmeciler finansman borcu ödenen cihazları, eşleştirme yapılan numara kısıtının kaldırılmasını teminen MCKS’ye bildirir,”
“(3) Kurumun MCKS’sinde kayıtlı iken kesintisiz yedi yıl süreyle elektronik haberleşme şebekelerinden hizmet almayan cihazların elektronik kimlik bilgileri kayıtlı olmaktan çıkanlır. Bu yedi yıllık sürenin hesaplanmasında bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki süre de dikkate alınır. Bu suretle elektronik kimlik bilgileri kayıtlı olmaktan çıkan lan cihazların kullanıcılannın, Kurum düzenlemeleri çerçevesinde başvuru yapmaları halinde cihazların elektronik kimlik bilgileri tekrar kayıtlı hale getirilir.
(4) Bu maddenin uygulanmasına ve cihaza ilişkin borcun ödenmemesi halinde cihazlann MCKS üzerinden kullanıma kapatılmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.”
MADDE 24- 5809 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“Elektronik kimlik bilgisi değiştirilen cihazlar
GEÇİCİ MADDE 6- (1) Kurumun MCKS’sinde kayıtlı olmakla birlikte bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce elektronik kimlik bilgisi değiştirilmiş olan cihazlara elektronik haberleşme hizmeti verilmesi dört ay içinde engellenir. Bu cihazların kullanıcıları, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde Kurum düzenlemeleri çerçevesinde başvuru yaparak iki yüz elli Türk lirası tutarındaki kayıt ücretini genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığı muhasebe birimi hesabına yatırmaları halinde, cihazların elektronik kimlik bilgisi ilgili abonenin numaraları ile eşleştirilerek kullanılabilir.”
MADDE 25- 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 31 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(4) İhraççılarm borçlanma araçlarına ilişkin ödeme yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle, MKK tarafından düzenlenip hak sahiplerine verilen belge 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 68 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen belgelerden sayılır.”
MADDE 26- 21/2/2013 tarihli ve 6428 sayılı Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İş Birliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ö) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (p) bendi eklenmiş ve diğer bentler buna göre teselsül ettirilmiştir.
“p) Sözleşme bedeli: Sözleşme kapsamında işletme dönemi boyunca yükleniciye ödenecek kullanım bedeli ile hizmet bedelinin yönetmelik çerçevesinde hesaplanan net bugünkü değerleri üzerinden elde edilen toplamını,”
MADDE 27- 6428 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasındî “değiştirmemek” ibaresi “artırmamak” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümleler eklenmiştir.
“Bu kapsamdaki sözleşme değişikliklerinde, sözleşme bedelinin artınlmaması kaydıyla kullanım bedeli veya hizmet bedeli artırılmak veya azaltılmak suretiyle değiştirilebilir. Sözleşme bedeli, net bugünkü değer dikkate alınarak belirlenir ve net bugünkü değer hesaplanmasına ilişkin esaslara yönetmelikte yer verilir. İdare tarafından gerekli görülmesi halinde yükleniciye ödenecek kullanım bedeli ödemelerine ilişkin Türk lirası veya döviz cinsinden alt ve üst limitler sözleşme değişikliği düzenlemelerine uygun olarak belirlenebilir.”
MADDE 28- 6428 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 3- (1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla 4 üncü maddenin dokuzuncu fıkrasında yapılan değişiklik hükmü, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş sözleşmelere de uygulanır.”
MADDE 29- 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“Lisanssız üretim projelerinde tüketim bağı kurulması
GEÇİCİ MADDE 25- (1) Bu Kanunun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan faaliyetler kapsamında çağrı mektubu tarihinden bağlantı anlaşması süresi sonuna kadar tüketim-üretim bağı kopmuş olanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 30 gün içinde çağrı mektubuna esas abonelik ile en az aynı özelliklere haiz eski ve/veya yeni bir tüketim tesisi aboneliği ihdas ederek ilgili şebeke işletmecisine bildirmesi halinde bağlantı anlaşması süresi, söz konusu bildirim tarihini izleyen 120 günü kapsayacak şekilde kendiliğinden uzamış kabul edilir.”
MADDE 30- 6446 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“Sözleşme süre uzatımı ve devir
GEÇİCİ MADDE 26- (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihinden önce; 5 inci maddenin onikinci fıkrası ve ilgili mevzuatı kapsamında yarışması yapılan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam eden ilgili sözleşmeler ile 18 inci maddenin beşinci fıkrası kapsamında özelleştirme ihalesi yapılan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam eden Devir Sözleşmeleri ve Elektrik Satış Anlaşmaları kapsamındaki hak ve yükümlülükler için öngörülen süreler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuzaltı ay süreyle uzatılır. Bu madde kapsamında uzatılan süre içerisinde talepte bulunulması halinde ilgili sözleşme/anlaşma (proje şirketi bünyesinde hisse devri de dahil) devredilebilir. Bu durumda devir alacaklarda teknoloji sağlayıcı koşulu hariç ilk yarışmadaki/ihaledeki şartlar aranır. Ancak devirden kaynaklanan kısıtlama ve yaptırımlar uygulanmaz. Devir nedeni ile idareden her hangi bir hak talebinde bulunulamaz. Bu kapsamda devredilecek sözleşmelerden damga vergisi alınmaz.”
MADDE 31- Bu Kanunun;
a) 8 inci ila 13 üncü maddeleri ile 20 nci maddesi yayımı tarihini izleyen aybaşından itibaren,
b) Diğer maddeleri yayımı tarihinde, yürürlüğe girer.
MADDE 32- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.