Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen bazı özelgeler
Avans ödemesi indirimli kurumlar vergisi uygulamasında yatırım harcaması sayılır mı?
(19.07.2019 tarih ve 14080 sayılı özelge)
Yatırım teşvik belgesine istinaden 2018 yılında yurt dışından temin edilecek makine ve teçhizatlar için 2017 yılında akreditif açılarak yapılan avans ödemelerinin indirimli kurumlar vergisi uygulaması açısından yatırım harcaması olarak dikkate alınması mümkün değildir.
Bu harcamaların söz konusu makine ve teçhizatın şirkete teslim edildiği dönemde gerçekleştirilen yatırım harcaması olarak değerlendirilmesi ve indirimli kurumlar vergisi uygulamasında dikkate alınması mümkündür.
Teşvik belgesinin revize edilerek kapatılması durumunda indirimli kurumlar vergisi teşviki hangi tutarlar üzerinden hesaplanır?
(12.07.2019 tarih ve 8161 sayılı özelge)
Teşvik belgesi kapsamında yapılan yatırım harcamaları dolayısıyla indirimli kurumlar vergisinden yararlanırken, Ekonomi Bakanlığına müracaat üzerine revize edilerek düzenlenmiş ve tamamlama vizesi yapılmış olan yatırım teşvik belgesinde yer alan toplam yatırım tutarı ve yatırıma katkı oranının dikkate alınması gerekmektedir.
Devrolan kurum tarafından ayrılan yenileme fonu devralan kurumda devam edebilir mi?
(23.07.2019 tarih ve 6932 sayılı özelge)
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19. maddesi kapsamında gerçekleşen devirlerde, devir olan kurumun bilançosunda yer alan yenileme fonunun devir alan kurum bilançosuna intikal ettirilmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak, yenileme fonunun kullanılabileceği üç yıllık sürenin devir alınan kurumda yenileme fonunun ayrıldığı hesap dönemi birinci yıl kabul edilmek suretiyle hesaplanması ve bu süre içinde kullanılmamış olan kârın üçüncü yılın sonunda devir alan kurumun vergi matrahına eklenmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, söz konusu yenileme fonunun bir iktisadi kıymet alımında kullanılması halinde devir alan kurum tarafından iktisap edilecek iktisadi kıymetin devir olan kurum tarafından satılan iktisadi kıymetle aynı neviden olması gerekir.
Yenileme fonunun iktisadi kıymet alımında kullanılmaması nedeniyle üçüncü yılın sonunda devralan şirketin kurum kazancına eklenmesi halinde ise yatırım döneminde diğer faaliyetlerden elde edilen kazanç olarak indirimli kurumlar vergisi uygulamasına konu edilmesi mümkün bulunmaktadır.
Yatırımda kullanılmak üzere alınan kredinin dövize çevrilip bankada tutulması durumunda lehe doğan kur farkının gelir yazılması gerekir mi?
(18.07.2019 tarih ve 102331 sayılı özelge)
Yatırımda kullanılmak üzere bankadan Türk Lirası cinsinden kullanılan yatırım kredisinin dövize çevrilerek döviz hesabına yatırılması sonucunda söz konusu döviz hesabının değerlemesinden doğan kur farklarının ilgili dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
Yurt dışında bulunan şube aracılığıyla montaj, teknik hizmetler ve benzer faaliyetlerden elde edilen kazançlar kurumlar vergisinden istisna edilebilir mi?
(01.07.2019 tarih ve 247507 sayılı özelge)
Yurtdışında sigara sektöründe faaliyette bulunan firmaların üretim tesislerinde bulunan makinelerinin montajı, mevcut makinelerin başka bir ülkeye taşınıp montajı ve devreye alınması ile bu işlerle ilgili teknik hizmetlerden yurtdışında elde edilen kazançlar için Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde yer alan istisnadan yararlanılması mümkündür.
Yurtdışında gerçekleştirilen söz konusu montaj faaliyetlerine bağlı olmayan, makinelerin rutin bakım onarımlarının yapılması, makinelerin performans ve verimlilikleri ile ilgili teknik hizmetlerin yapılması ve makineler ile ilgili teknik danışmanlık ve benzeri faaliyetlerin şirketin Polonya’da bulunan şubesi aracılığıyla yapılması ve anılan Kanun’un 5. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde belirtilen şartların sağlanması durumunda, bu hizmetlerden elde edilen kazançlar için Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında istisnadan faydalanılması mümkün bulunmaktadır.
Yurt dışındaki faaliyetler kapsamında temin edilen yedek parçaların Türkiye’den tedarik edilerek yurtdışına gönderilmesi işleminin ihracat olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup, söz konusu ihracat işlemleri dolayısıyla oluşan gelirlerin, Türkiye’de kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. İhraç edilen mal ve hizmetlere ilişkin gelir olarak dikkate alınacak bedellerin de Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesine göre emsallere uygun olarak belirlenmesi gerekmektedir. İhracat işlemlerinden doğan kazançlar ile Türkiye’den yurtdışındaki müşterilere satışı yapılan makinelerin yurtdışında montajından elde edilen kazançların ise istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.
Geçmiş yıl zararlarını kapatmak için ortak tarafından aktarılan tutar kazanca dahil edilir mi?
(19.07.2019 tarih ve 14081 sayılı özelge)
Geçmiş yıl zararlarını kapatmak amacıyla ortak tarafından aktarılacak tutarın; sermayeye ilave edilmemesi ve vergi mevzuatında bir istisna hükmü de bulunmaması nedeniyle, kurum kazancına dahil edilmesi gerekmektedir.
Teknoloji Geliştirme Bölgesinde geliştirilen ürünün seri üretimi ne zaman başlamış sayılır?
(17.07.2019 tarih ve 50642 sayılı özelge)
4691 sayılı Kanunda belirtilen şartların sağlanması halinde ve ilgili Tebliğde yer alan açıklamalar çerçevesinde teknoloji geliştirme bölgesinde yürütülen Ar-Ge projesi kapsamında elde edilen kazançların kurumlar vergisinden istisna tutulması mümkün bulunmaktadır.
Söz konusu proje kapsamında geliştirilen ürünün deneme üretiminin yapılıp pazarlanabilir aşamaya geldiği sırada seri üretimin başladığı kabul edilir, seri üretim kapsamında yapılacak ürün satışından elde edilen kazancın sadece teknoloji geliştirme bölgesinde gerçekleştirilen Ar-Ge ve yazılım faaliyetlerinden doğan gayrimaddi hakka isabet eden kısmı transfer fiyatlandırması esaslarına göre ayrıştırılmak suretiyle söz konusu istisnaya konu edilebilir.
Ar-Ge projesi kapsamında geliştirilen ürüne ilişkin olarak teknoloji geliştirme bölgesi içinde verilen, uyarlama, yerleştirme, geliştirme, revizyon, ek yazılım gibi faaliyetlerden elde edilen kazançlar da kurumlar vergisinden istisnadır.
Nakit sermaye artışı yapan kurumun bir başka kuruma devri halinde faiz indirimi nasıl yapılır?
(02.08.2019 tarih ve 66713 sayılı özelge)
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi hükümleri ve 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar çerçevesinde, devralınan şirketin nakdi sermaye artırımına ilişkin hesapladığı ve kazanç yetersizliği nedeniyle 2017 yılında yararlanamadığı nakdi sermaye artışı indirimi ile söz konusu sermaye artışına ilişkin olarak 2018 ve müteakip yıllarda devralan şirket tarafından hesaplanacak nakdi sermaye artışı indirimlerinin, devralan şirketin kurumlar vergisi beyannamesinde kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
Öte yandan, devir işleminden kaynaklanan sermaye artırımları dolayısıyla Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde hüküm altına alınan indirimden yararlanılması mümkün değildir.
Serbest bölgede yapılan fason işlerden elde edilen kazanç üretim faaliyeti kazancı sayılabilir mi?
(16.07.2019 tarih ve 268484 sayılı özelge)
Şirketin serbest bölge faaliyet ruhsatında belirtildiği şekilde üretim faaliyetiyle sınırlı olmak üzere bu bölgelerde gerçekleştirdiği faaliyetleri dolayısıyla elde ettiği kazançlarının, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu Genel Tebliği ile 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde belirtilen şartları taşıması halinde, Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar kurumlar vergisi istisnasından yararlanması mümkün bulunmaktadır.
Ancak, …/2018 tarihinde alınan faaliyet ruhsatı ile ilgili olarak serbest bölgede bulunan firmaların deri üretimi için gönderdiği derilerin, fason olarak işleme tabi tutulmasından elde edilen kazançlar, üretim faaliyetinden elde edilen kazanç olarak değerlendirilemeyecek olup, bu kazançlar dolayısıyla serbest bölge kazanç istisnasından yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.
Bağış olarak inşa edilen okul için yapılan harcama kurum kazancından indirilebilir mi?
(01.07.2019 tarih ve 214460 sayılı özelge)
Bir vakıf ile yapılan Bağış Protokolüne istinaden yapımı gerçekleştirerek doğrudan Vakfa yapılan özel eğitim iş uygulama merkezi binası ve müştemilatı bağışının; anılan Vakıf ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında imzalanan protokol gereği ilgili kamu kurumuna (Milli Eğitim Bakanlığına) devredilecek olması nedeniyle, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmaktadır.
Avans ödemesinden stopaj yapılması sonrasında devir sözleşmesi çerçevesinde zirai ürünün bir başka firma tarafından alımında yeniden stopaj yapılır mı?
(08.07.2019 tarih ve 258921 sayılı özelge)
Ticaret borsasına tescili zorunlu tütün ürünü için tescile konu ürün bedelinin tamamı üzerinden tevkifat yapılması gerekmekte olup, aynı ürün için avans olarak ödenen bedeller üzerinden ürünü devreden şirketler tarafından yapılan gelir vergisi tevkifatlarının fazla ve yersiz olarak yapıldığının belgelendirilmesi halinde, fazlalığa isabet eden tutarların 252 Seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği uyarınca üreticilere red ve iade edilmesi mümkün bulunmaktadır.
Mahsup edilemeyen geçici vergi sosyal güvenlik kurumuna olan borca mahsup edilebilir mi?
(09.07.2019 tarih ve 125694 sayılı özelge)
Kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edildikten sonra kalan ödenen geçici vergi kaynaklı iade alacağının;
– Öncelikle Maliye Bakanlığına bağlı tüm tahsil dairelerine olan muaccel borçlara mahsup yapılması,
– Bu mahsup sonrası kalan bir tutarın bulunması halinde bu tutarın, alacaklı amme idaresi olan Devletin gümrük mevzuatından doğan amme alacaklarını takiple görevli Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine bulunan muaccel borçlara mahsup edilmesi,
– Bu mahsup sonrasında da iadesi gereken bir tutarın bulunması halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) olan ve 6183 sayılı Kanun’a göre takip edilen muaccel prim ve diğer borçlara ödenmek üzere SGK’ya aktarılması
gerekmektedir.
Ortaktan alacağın 6736 sayılı Kanun kapsamında silindiği durumda borçlu bu tutarı gelir yazmak zorunda mıdır?
(16.07.2019 tarih ve 129908 sayılı özelge)
Ortağı olunan anonim şirketin, şirkete verdiği borca ilişkin 6736 sayılı Kanun kapsamında beyanda bulunarak kayıtlarını düzeltmesi durumunda, beyan edilen söz konusu tutarın, borcu alan şirket tarafından kurum kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınması gerekmekte olup söz konusu tutarın “331 Ortaklara Borçlar” hesabından çıkarılarak “679 Diğer Olağandışı Gelir ve Karlar” hesabına kaydedilmesi ve kurum kazancına dahil edilmesi gerekmektedir.
Sigorta aracılık hizmeti yapan şirketin servis aracı olarak kullanmak için aldığı Audi Q3 1,4 Turbo FSİ 150HP PI marka araç için ödenen ÖTV ve KDV gider yazılabilir mi?
(16.07.2019 tarih ve 84986 sayılı özelge)
Sigorta aracılık hizmeti faaliyetinde bulunan şirket tarafından servis aracı olarak kullanılmak amacıyla satın alındığı ifade edilen binek otomobile ilişkin KDV’nin, KDV Kanunu’nun 30/b maddesi kapsamında indirim konusu yapılması mümkün değildir.
KDV Kanunu’nun 17/4-e maddesi kapsamında, banka ve sigorta muameleleri vergisi kapsamına giren işlemler ve sigorta aracılarının sigorta şirketlerine yaptığı sigorta muamelelerine ilişkin işlemler KDV’den istisna olduğundan, bu istisna kapsamdaki işlemler ile ilgili yüklenilen KDV’nin de indirimi mümkün değildir.
Öte yandan, servis aracı olarak kullanılmak üzere satın alındığı ifade edilen binek otomobil ile işletmenin faaliyet konusu ve dolayısıyla ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi arasında doğrudan illiyet bağının bulunması, münhasıran şirket faaliyetlerinde kullanılması, şirket ortak veya çalışanlarının özel işlerinde kullanılmaması halinde, söz konusu binek otomobile ilişkin amortismanlar ile bu araca ait masrafların kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün olup iktisabında ödenen ÖTV ile indirim konusu yapılamayan KDV’nin taşıtın maliyet bedeline ilave edilerek amortisman ayırmak suretiyle itfası veya doğrudan gider olarak dikkate alınması mümkündür.
Ancak, söz konusu binek otomobilin işletme faaliyetlerinde kullanılmayacak mahiyette olması, işletmenin faaliyet konusu ile arasında uygun bir bağın bulunmaması, yani ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesinde bir katkısının olmaması, münhasıran şirket faaliyetlerinde kullanılmayarak şirket ortak veya çalışanlarının şahsi ihtiyaçları için kullanılması halinde ise binek otomobile ait amortismanlar ile masrafların, safi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.
Sigorta acenteleri GVK mükerrer 121. maddede yer alan indirimden yararlanabilir mi?
(16.07.2019 tarih ve 52725 sayılı özelge)
Sigorta acenteliği faaliyetiyle uğraşan ve sigorta veya reasürans şirketi olmayan şirketin, Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesinde yer alan şartları sağlaması durumunda, anılan madde kapsamında vergi indiriminden faydalanması mümkündür.
Yurt dışında yayınlanmak şartıyla internet ortamında reklam hizmeti verenlere yapılan ödemeler stopaja tabi midir?
(17.07.2019 tarih ve 579305 sayılı özelge)
Dar mükellefiyete tabi kurumların ticari kazançlarının Türkiye’de kurumlar vergisine tabi tutulabilmesi için Türkiye’de Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun bir işyeri bulunması veya daimi temsilci bulundurmaları ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumların;
– Yurt dışında elde ettikleri ticari kazançları Türkiye’de kurumlar vergisine tabi olmadığından ve
– Sözleşme de dahil olmak üzere hizmete ilişkin süreçlerin Türkiye’deki işyerinde veya daimi temsilcisi vasıtasıyla yürütülmemesi kaydıyla yurt dışında yayınlanmak üzere vermiş oldukları internet ortamında reklam hizmetleri Türkiye’deki işyerinde veya daimi temsilcisi vasıtasıyla yapılan işler olarak değerlendirilemeyeceğinden,
Yurt dışındaki müşterilere yönelik olarak yurt dışında yayınlanan internet ortamında reklam hizmetlerine ilişkin olarak anılan kurumlara yapılacak ödemelerden 476 sayılı Karar kapsamında vergi kesintisi yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Satış noktalarına bedelsiz verilen veri cihazı için yapılan harcama ve amortisman tutarı gider olarak dikkate alınabilir mi?
(24.07.2019 tarih ve 599580 sayılı özelge)
Ticari faaliyet kapsamında ürün satış bilgilerini, potansiyel müşteri verileri, hava durumu, sosyal aktivite gibi özel verileri de dikkate alarak analiz etmek üzere, bakkal, market vb. perakende satış yapan yerlere bedelsiz olarak teslim edilen veri cihazları dolayısıyla Vergi Usul Kanunu’na göre ayrılan amortisman tutarlarının, ilgili olduğu dönemde Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendine göre kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
Satış noktalarına bedelsiz konulan ve üye işyerleri (bakkal/market) ile yapılan protokolün feshedilmesi halinde geri alınacak olan veri aktarım cihazının amortisman listesinin (3.49.1) numaralı sırası kapsamında, faydalı ömür 5 yıl ve amortisman oranı %20 dikkate alınmak suretiyle amortisman yoluyla itfa edilmesi gerekmektedir.
Bir şirketten alınarak ortağı olunan adi ortaklığa aktarılan borç örtülü sermaye hesabında dikkate alınır mı?
(26.07.2019 tarih ve 608231 sayılı özelge)
Adi ortaklıklar hem Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde sayılan kurumlar arasında yer almadığından hem de adi ortaklık bünyesinde ortaya çıkan kar veya zarar adi ortaklıktaki hisse oranında kazanca dahil edilerek vergilendirileceğinden, şirket tarafından adi ortaklığa aktarılan borcun yine işletmede kullandığının kabulü gerekmekte olup borcun başka bir kuruma aktarılmış olmasından da bahsedilemeyecektir.
Buna göre, bir başka şirketten alınan borcun tamamının (gerek işletme harcamalarında kullanılan kısmının gerekse ortağı olduğunuz adi ortaklığa aktarılan kısmının) örtülü sermayenin tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
Sat-geri kirala işlemi çerçevesinde finansal kiralama şirketine satışı yapılan gayrimenkule ait tapu harcı gider yazılabilir mi?
(25.07.2019 tarih ve 603555 sayılı özelge)
Şirket aktifine kayıtlı bulunan taşınmazın 6361 sayılı Kanun kapsamında, geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla, finansal kiralama şirketine satışı sırasında Harçlar Kanunu’na bağlı (4) sayılı tarifenin I-20/g bendi uyarınca ödenen tapu harcı vb. giderlerin, söz konusu satıştan doğan kazanç kurumlar vergisinden istisna olduğundan, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin üçüncü fıkrasına göre, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi veya söz konusu ödemelerin özel fon hesabına alınması gereken tutardan mahsup edilmesi mümkün bulunmamakta olup söz konusu giderlerin kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Şirket aktifine kayıtlı şişme bota ilişkin giderler kazancın tespitinde dikkate alınabilir mi?
(25.07.2019 tarih ve 605671 sayılı özelge)
Aktife kayıtlı botun kiralanması işlemi şirketini esas faaliyet konusu ile ilgili olmadığından söz konusu botu kullanmak için istihdam edilen personele yapılan ücret ödemeleri de dahil olmak üzere bu bota ilişkin giderlerin ve amortismanın kurum kazancınızın tespitinde dikkate alınması mümkün değildir.
Bota ilişkin giderler kurum kazancının tespitinde indirim olarak dikkate alınamadığından, KDV Kanunu’nun 30/d maddesine göre bu giderler için ödenen KDV’nin de indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.