Vergi ve ceza ihbarnamelerine karşı ilgili vergi mahkemelerinde dava açılması halinde, “Yürütmenin Durdurulması” talebinde bulunulmaz. Çünkü, ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde dava açılması otomatik olarak ihbarnamenin tahakkukunu durdurur. [1]
Kendisine ödeme emri tebliğ edilen amme borçlusu bu ödeme emrine karşı, ilgili vergi mahkemesinde 7 gün içersinde dava açması gerekir. Açılan dava, ödeme emri ile ilgili “Yürütmenin Durdurulması” ‘na engel teşkil etmez. Ödeme emri’ne karşı açılan iptal davalarında (vergi ve ceza ihbarnamelerinde yürütmenin durdurulması talep edilmez) mutlak surette “Yürütmenin Durdurulması” talep edilmelidir (Bkz. 2577 sayılı İYUK md. 27).
Ödeme emrine karşı açılacak davalarda, dava açma süresi 7 gün olup, bu süre 2577 sayılı İYUK md. 61-62 hükümlerine göre adli tatil dönemlerine tekabül etmesi halinde dava açma süresi adli tatil bitimi olan süreden sonra 7 gün uzar. Adli tatil her yıl 20 temmuz ila 31 ağustos dönemlerini kapsar.
Aksi yasada öngörülmedikçe, idari yargı yerlerinde dava açılması ya da temyiz yoluna başvurulması kural olarak, dava konusu idari işlemlerin yürütülmesini durdurmaz. Ancak taraflardan birinin talebi üzerine, gerekli şartlar da oluşmuşsa Mahkeme, yürütmenin durdurulmasına karar verebilir. Mahkeme tarafından yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi durumunda, esas dava karara bağlanıncaya kadar, eski durumun devamı sağlanır. Böylece davacıların, dava konusu yaptıkları idari işlemin uygulaması, dava sonuna kadar ertelenir. Dolayısıyla, yürütmenin durdurulması kararı, bu ertelemeyi sağlayan geçici bir önlemdir.
Yürütmenin durdurulması kararları ile ilgili, belli başlı ilkeler aşağıda sıralanmıştır;
1- Yürütmenin durdurulması talebi ödeme emri aşamasında teminat gösterilmiş olması şartıyla verilebilir. (Anayasa Md. 125, İYUK Md. 27) Vergi ve ceza ihbarnamelerine karşı açılan davalarda yürütmenin durdurulması talebinde bulunmasına gereksinim yoktur. Çünkü, 1 nolu vergi ve ceza ihbarnamelerine karşı açılan davalarda otomatikman tahsilat durmakta, ayrıca yürütmenin durdurulması talebine gerek yoktur. Vergi mahkemesinde açılan davanın mükellef aleyhine neticelenmesi halinde vergi dairesi tarafından mükellefe uygulanan 2 nolu ihbarnameye karşı mal beyanında bulunularak karar temyiz edilir ve karar için bir üst mahkemeye itiraz veya temyiz yapılmalıdır.
2- İdari işlemlerin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması gerekir. Ayrıca, idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması zorunludur. Bu gibi durumlarda yürütmenin durdurulması talep edilmelidir.
3- Yürütmenin durdurulması istemi, ancak açılan dava içerisinde istenmelidir.
4- Yürütmenin durdurulması istemi, ya dava dilekçesi ile beraber veya dava açtıktan sonra ayrı bir dilekçe ile istenmelidir.
5- Mahkeme yürütmenin durdurulması için, kanun aradığı iki koşulun da mevcut olduğuna veya olmadığına ilişkin gerekçeyi açık bir şekilde ortaya koymalıdır.
6- Yürütmenin durdurulması kararları, teminat karşılığında verilir.[2]Ancak, mahkeme tarafından durumun gereklerine göre teminat aranmadan da yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.
7- Özel esaslar ile ilgili (KOD:4 davaları) olarak açılan davalarda öncelikle, yürütmenin durdurulması talep edilmelidir. Bu gibi davalarda mahkemeler, yürütmenin durdurulması talebini teminat aranmadan kabul etmektedir.
8- Yürütmenin durdurulması talepli davalar öncelikle görüşülür ve karara bağlanır. Bu tip kararlar 2577 sayılı İYUK md. 27/8 hükmüne göre 15 gün içerisinde yazılır ve imzalanır. Aynı nedenlere dayanılarak, 2. Kez yürütmenin durdurulması talebinde bulunulamaz. (2577 sayılı İYUK md. 27/9, 10)
9- Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulaması halinde doğacak telafisi güç veya imkansız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur. Sadece ilgili kanun hükmünün iptali istemiyle Anaysa Mahkemesine başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemez (2577 sayılı İYUK md. 27/2)
10- Mükellefin, “İhtirazı kayıtla”verdiği beyannameye dayanılarak yapılan tarhiyat işlemlerine karşı dava açması durumunda yürütme kendiliğinden durmaz. Bu gibi davalarda yürütme ancak koşulların varlığı, davacının bu yöndeki talebi ve de mahkemenin kararıyla durabilir. Mahkemeler, davalı idarenin savunmasını almadan yürütmenin durdurulması hakkında karar vermez.
11- Tahsilât işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalarda da yürütme kendiliğinden durmaz. Bu gibi durumlarda, yürütmenin durdurulması talep edilmelidir ve teminat gösterilmelidir.
12- Dosyanın işlemden kaldırılması ve işlemden kaldırılan dava dosyasının tekrar işleme koyulması halinde yürütme kendiliğinden durmaz.
13- Mükellefin talebi üzerine takdir komisyonunca belirlenen emsal bedele karşı açılan davalar da yürütme kendiliğinden durmaz.
14- Kanun yoluna başvurulması halinde yürütme kendiliğinden durmaz. İlk derece mahkemesi olarak vergi mahkemelerinde vergi uyuşmazlıklarına ilişkin açılan davalarda, dava konusu tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlülüklerine ilişkin tahsil işlemi kendiliğinden durmaktadır. (Bkz. Alpaslan Mustafa, Mali Hukuk Uygulamaları Yorum Makale ve İncelemeler, İzmir, 2015, Kanyılmaz Mat.)
15- Mahkemeler, açılan davanın durumunda göre idarece yapılan işlemin mahiyetine göre bazı hallerde teminat istemeden hatta karşı tarafın savunmasını dahi almadan yürütmenin durdurulmasına karar verebilmektedir.
—————–
[1] Bkz: ALPASLAN Nazlı Gaye, Vergi İhtilafları ile İlgili Makale, Yorum ve İncelemeler İzmir-2015
[2] Teminat olarak kabul edilecek değerler şunlardır; para, bankalar tarafından verilen teminat mektubu, hazine tahvil ve bonoları, hükümetçe belirlenen milli esham ve tahvilatlar, ilgililer ve ilgililer lehine üçüncü şahıslar tarafından gösterilen ve alacaklı idarece haciz varakalarına müsteniden haczedilen menkul ve gayrimenkul mallar, gayrimenkul rehni, noterden onaylı bir kefalet sözleşmesi ile gösterilen kefil.
Kaynak:Av. Nazlı Gaye Alpaslan Güven