Türk vergi sisteminin beyan esasına dayandırılması nedeniyle idarenin mükelleflerin beyanlarını ve/veya hesaplarını doğruluk yönünden zaman aşımı süresi içinde her zaman inceleyebilmektedir.
Vergi mükelleflerinin vergi matrahlarını ve vergilerini idarenin her hangi bir denetimine tabi olmadan beyan etmeleri sisteminin uygulandığı vergiler için inceleme yetkisi idarenin en doğal yetkisidir. Denetimin etkinliği için bu yetki şekil ve tarz açısından sınırlanmamalıdır.
Vergi incelemesinin amacı Vergi Usul Kanunu’nun 134.üncü maddesinde ‘’ Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.
İncelemeye yetkili olanlar tarafından lüzum görüldüğü takdirde inceleme, işletmeye dahil iktisadi kıymetlerin fiili envanterinin yapılmasına ve beyannamelerde gösterilmesi gereken unsurların araştırılmasına da teşmil edilebilir. Fiili envanterin yapılmasının gerektirdiği ve incelemeyi yapan tarafından onaylanan giderler Hazinece mükellefe ödenir.’’ şeklinde açıklanmıştır.
VUK’un 134’üncü maddesinde incelemeden maksadın ödenmesi gereken verginin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle inceleme; ödenmesi gereken bir verginin olup olmadığının belirlenmesi dahil ödenmesi gereken miktar ve mükellef olarak doğruluğunun tespiti ile tespit edilen verginin ödenmesinin sağlanması olmaktadır. Burada “sağlanması” ifadesinin, inceleme sonucunda tespit edilen hususların vergi dairesine intikal ettirilerek gerekli tarhiyat ve tahakkukun yaptırılması şeklinde anlaşılmalıdır.
İncelemeye yetkililer
135’inci maddede incelemeye yetkililer belirlenmiştir. Vergi incelemesi; Vergi Müfettişleri, Vergi Müfettiş Yardımcıları, ilin en büyük mal memuru veya vergi dairesi müdürleri tarafından yapılır.
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatında müdür kadrolarında görev yapanlar her hal ve takdirde vergi inceleme yetkisini haizdir.
Vergi incelemesine yetkili olanlar zaman aşımı süresi içinde her zaman vergi mükelleflerinin kayıt ve belgelerini Vergi Usul Kanunu’nda belirlenen esaslara göre inceleyebilirler. İnceleme tüm unsurları kapsayabileceği gibi bir kısım faaliyetlerle sınırlı tutulabilir.
Aramalı inceleme
İncelemede normal usul defter ve belgelerin, incelemeye yetkili olanların talebi üzerine işyerinde veya vergi müfettişinin iş yerinde mükellefin ibrazı üzerine başlamasıdır. Ancak aşağıda belirteceğimiz hallerde vergi mükellefinin işyerinde evinde veya ilgili üçüncü kişilerin evinde veya işyerinde, incelemenin her hangi bir aşamasında, arama yapılması suretiyle yapılabilmektedir. Arama ile ilgili düzenlemelere Vergi Usul Kanunu’nun 142-147’nci maddelerinde yer verilmiştir.
Arama yapılabilecek haller
Vergi idaresine yapılan ihbar veya vergi incelemeleri sırasında, bir mükellefin vergi kaçırdığını gösteren ciddi emareler bulunursa, bu mükellef veya kaçakçılıkla ilgisi görülen diğer şahıslar nezdinde ve bunların üzerinde arama yapılabilir. Ancak, aramanın yapılabilmesi için:
1. Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların buna lüzum göstermesi ve gerekçeli bir yazı ile arama kararı vermeye yetkili sulh yargıcından bunu istemesi;
2. Sulh yargıcının istenilen yerlerde arama yapılmasına karar vermesi şarttır.
İrtibatları sebebiyle muhtelif şahıslar nezdinde ve mahallerde yapılmasına lüzum gösterilen aramalardan birine karar vermeye yetkili olan sulh yargıcı bunlardan diğer sulh yargıçlarının yetki alanına dahil bulunanlar hakkında da karar vermeye yetkilidir.
İhbarın doğruluğu ve ihbarcının açıklanabilmesi-ihbarda şekil
İhbar üzerine yapılan aramada ihbar sabit olmazsa nezdinde arama yapılan kimse muhbirin adının bildirilmesini isteyebilir, bu takdirde, vergi dairesi muhbirin ismini bildirmeye mecburdur.
Hakkında vergisel arama yapılacak ilgili kişiler, mükellef olabileceği gibi, vergi kaçakçılığı ile ilgisi görülen diğer kişiler de olabilir.
Mükellefin vergi kaçırdığına ilişkin emareler vergi inceleme elemanlarının çapraz kontrolleri sırasında ortaya çıkabileceği gibi üçüncü kişiler tarafından yapılan ihbarlara da dayanabilir. İhbar için herhangi bir şekil şartı yoktur. İhbar yazılı yapılabileceği gibi sözlü de olabilir. Cumhuriyet başsavcılığına telefonla yapılan ihbarın savcılık tarafından vergi idaresine-mal müdürlüğüne intikal ettirilmesi halinde de ihbar aramalı inceleme için geçerli sayılabilir.
Aramanın yapılabileceği zaman
Aramanın yapılacağı zaman konusunda Vergi Usul Kanunu’nda açık bir hüküm yoktur. Ancak, VUK’un 147’nci maddesinin yollamasıyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerinin uygulanacağı anlaşılmaktadır. 5271 sayılı Kanun’un 118’inci maddesinde “konutta, işyerinde ve diğer kapalı yerlerde gece vakti arama yapılamaz” şeklinde belirtilen genel kuralın istisnası aynı maddede, “Suçüstü veya gecikmesinde sakınca bulunan hâller ile yakalanmış veya gözaltına alınmış olup da firar eden kişi veya tutuklu veya hükümlünün tekrar yakalanması amacıyla yapılan aramalarda, birinci fıkra hükmü uygulanmaz.” Denilerek gece araması da yapılabileceği ifade edilmiştir. Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği uyarınca, aramanın karar tarihinden itibaren ihtiyaca göre mümkün olan en kısa sürede yerine getirilmesi gerekir. Arama kararının sadece bir kez arama yetkisi verdiği de göz önünde tutulmalıdır.
Aramalı İncelemede Usul-Mükellefin kayıtlarından bilgi çıkarma yetkisi
Arama yapılan hallerde inceleme çabukça ve her işten önce yapılır.
İnceleme sırasında vergi ile ilgisi olmayan şahsi ve özel mektup ve diğer evrak makbuz karşılığında sahiplerine geri verilir.
Mükellef, ilgili memurun gözetiminde, aramalarda alınan defterler ve vesikalar üzerinde incelemeler yapmaya ve bunlardan suret ve kayıtlar çıkarmaya yetkilidir.
Defter ve vesikaların muhafaza altına alınmış olması, süresi gelen vergi beyannamelerinin verilmesi ödevini kaldırmaz. Mükellef beyannamesini tanzim için gerekli bilgileri defter ve vesikalardan çıkarabilir. Mükellefin bu husustaki yazılı isteği yetkililerce derhal yerine getirilir.
Şu kadar ki defter ve vesikaların muhafaza altına alındığı tarihten vergi beyannamesinin verileceği tarihe kadar olan süre bir aydan az ise beyanname verme süresi kendiliğinden bir ay uzar ve ek süre bu müddetin sonundan başlar. Mücbir sebeple ilgili Vergi Usul Kanunu’nun 13.ncü ve 17.nci maddesi göz önünde bulundurulmalıdır.
Aramada Bulunan Defter ve Vesikaların Tutanağa Bağlanması
Aramada bulunan ve incelenmesine lüzum görülen defter ve vesikalar müfredatlı olarak bir tutanakla tespit olunur. Vesikaların dosya ve dosya içinde sayı itibariyle tespit olunması müfredatlı tespit demektir.
Arama yapıldığı sırada zaman müsadesizliği ve sair sebeplerle bu tutanağın tanzimi mümkün olmazsa, bulunan ve incelenmesine lüzum görülen defter ve vesikalar, mükellef nezdinde emin bir yere konur veya kaplar içinde daireye nakledilir.
Bu defter ve vesikaların konulduğu yerlerin veya kapların aramayı yapan tarafından mühürlenmesi ve mümkün olan ahvalde mükellefin mühürünün de vaz’ı (basılması) şarttır. Bilahare, mükellefin hazır bulunmasıyla kaplar ve yerler açılarak müfredatlı tutanaklar tanzim olunur. Mühürleme ve mühür ün fekki (sökülmesi)halleri de birer tutanakla tespit edilir ve müfredatlı tutanağın bir nüshası da defter ve vesikaların sahibine veya adamına verilir. Bu işler:
a) Mükellefin, aramada hazır bulunmakta veya mühür vaz’ından kaçınması hallerinde aramada hazır bulunanlar marifetiyle;
b) Mükellefin, mühür ün fekki veya tutanağın tanzimi sırasında hazır bulunmaktan kaçınması hallerinde de aramayı yapan tarafından iki memurla birlikte; tamamlanır.
Aramada bulunup mükellef nezdinde emin bir yere konulmuş veya kaplar içinde daireye nakledilmiş olan ve incelenmesine lüzum görülen defter ve vesikalar, arama kararında açıkça yazılmamış olsa bile, inceleme yapanın çalıştığı yere götürülebilir.
Yukarıda hükümlere göre alınan defter ve vesikaların iyi saklanması şarttır. Bunların iyi saklanmamasından doğacak zararı idare tazmine mecburdur.
Kayıtların Yeniden İşlenmesi
Aramada mükellefin defter ve vesikaların muhafaza altına alınması sebebiyle VUK madde 219’uncu madde gereğince yapılamayan kayıtlar defterlerin geri verilmesinden sonra idare ile mükellef arasında kararlaştırılan münasip bir süre içinde ikmal edilir. Bu süre bir aydan az olamaz.
Mükellef dilerse defterlerinin muhafaza altına alındığı tarihten sonraki işlemlerini yeniden tasdik ettireceği defterlere kayıt ve iadesi halinde iade edilen defterlere intikal ettirebilir.
İncelemenin bitmesi –yapılacak işlemler
Arama neticesinde alınan defter ve vesikalar üzerindeki incelemeler en geç üç ay içinde bitirilerek sahibine bir tutanakla geri verilir. İncelemelerin haklı sebeplere binaen üç ay içinde bitirilmesine imkan olmayan hallerde sulh yargıcının vereceği karar üzerine bu süre uzatılabilir.
Defter ve vesikaların incelenmesi sırasında kanuna aykırı görülen olaylar ve hesap durumları tutanakla tespit olunur. İlgililer bu tutanaklara diledikleri itirazlarını ve görüşlerini kaydedebilirler. Mükellef bu tutanakları imzadan çekindiği takdirde, söz konusu olayları ve hesap durumlarını ihtiva eden defter veya vesikalar aramanın mevzuu ile ilgili vergi ve cezalar kesinleşinceye kadar kendisine geri verilmez.
İlgililer bu tutanakları her zaman imzalayarak defter ve vesikalarını geri alabilirler. Ancak, bu defter ve vesikaların suç delili teşkil etmemesi şarttır.
Aramalı incelemelerde de incelemede uyulacak esaslarla ilgili Vergi Usul Kanunu’nun 140.ncı maddesine uyulacağı tabiidir.
Aramalı vergi incelemesi tamamlandıktan sonra, normal incelemelerde olduğu gibi, cezalı ikmalen ve/veya re’sen vergi tarhı gereğini belirten vergi inceleme raporu düzenlenir. Düzenlenmiş olan inceleme raporu gereği için ilgili vergi dairesine gönderilir.
Akif AKARCA