Vergide Neler Olacak?
Ülkemizde yakın bir dönem içerisinde iki önemli belge yayımlanmıştır. Bunlardan ilki Temmuz ayında yayımlanan “On Birinci Kalkınma Planı (2019-2023)” diğeri ise Eylül ayı sonunda yayımlanan “Yeni Ekonomi Programı (2020-2022)”dır(1). Kalkınma planı önümüzdeki beş yıllık dönemde uygulanacak en üst politikaların belirlendiği bir belgedir. Yeni Ekonomi Programı -bir başka ifadeyle Orta Vadeli Program- ise merkezi yönetim bütçesinin hazırlanma sürecini başlatan bir başka önemli belgedir. Bu Program bilindiği üzere geçtiğimiz yıl da yine aynı adla, yeni ekonomi programı olarak yayımlanmıştı.
Bu çalışmada sözü edilen iki önemli belgede kamu maliyesi içerisinde yer verilen “vergiyle ilgili politika ve tedbirler ile hedefler” üzerinde durulmuştur. Amaç, yapılacağı belirtilen vergi reformunda yer verilen temel hedeflerin belirtilmesi, vergi sisteminde hangi alanlarda düzenlemeler yapılacağının ortaya konulmasıdır. Bu amaçla çalışmada önce Kalkınma Planında daha sonra ise Yeni Ekonomi Programında yer verilen politika ve tedbirler ile hedefler belirtilerek değerlendirmelerde bulunulmuştur.Vergide Neler Olacak?
A- ON BİRİNCİ KALKINMA PLANI VE VERGİ POLİTİKALARI
On Birinci Kalkınma Planının maliye politikasıyla ilgili bölümünde, kamu maliyesine ilişkin temel çerçeve belirtildikten sonra kamu harcamaları ile vergisel alanda uygulanacak politika ve tedbirler ve kamu maliyesine ilişkin hedeflere yer verilmiştir. Planda belirtilen söz konusu hususlardan vergisel alandaki düzenlemeler aşağıda belirtilmiştir.
A- Teşvik, destek ve sosyal yardım uygulamaları gözden geçirilerek etkin olmayan uygulamalar kaldırılacak, Plan öncelikleri çerçevesinde yapısal düzenlemeler yapılacaktır.
– Vergisel teşvikler tüm iktisadi ve sosyal etkileriyle birlikte değerlendirilecek,
vergi harcaması nitelikli düzenlemeler gözden geçirilerek etkin olmayanlar kademeli olarak kaldırılacaktır.
B– Vergilemede gönüllü uyum, öngörülebilirlik ve şeffaflık artırılacak, vergileme hizmetleri etkinleştirilecektir.
– İhtiyaç duyulan vergi istatistiklerinin belirlenmesi ve karşılanmasına yönelik etkin bir mekanizma kurulacak, daha detaylı ve açıklayıcı vergi istatistikleri düzenli olarak kamuoyuyla paylaşılacaktır.
– Gelir idaresinin kurumsal kapasitesi artırılarak kayıt dışıyla mücadele sürdürülecektir.
– “Vergi Veri Analiz Merkezi” kurulmasına yönelik çalışmalar tamamlanacaktır.
– Mükellef hizmetleri merkezinin etkinleştirilmesi, uygulamaya geçirilen İnteraktif Vergi Dairesi Projesi ile tüm hizmetlerin elektronik ortamda sunulması ve küçük ölçekli mükelleflerin vergi kayıtlarını elektronik ortamda tutması sağlanacaktır.
– e-Fatura, e-Defter uygulamaları sistemsel olarak geliştirilerek sahte belgeyle daha etkin mücadele edilecektir.
– Mükellef hakları yasal alt yapıya kavuşturulacaktır.
C– Vergi adaletinin güçlendirilmesi, vergi tabanının genişletilmesi ve vergi hasılasının artırılmasını sağlayacak şekilde vergi sisteminde revizyonlar yapılacaktır.
– Gelir ve kurumlar vergilerini tek bir kanunda birleştiren, vergi tabanını genişleten, vergiye uyumu kolaylaştıran, öngörülebilirliği artıran, yatırım ve üretimi destekleyen Gelir Vergisi Kanunu’nun yasalaşması sağlanacaktır.
– Ödeme gücüne göre artan oranda vergilendirmeye yönelik mekanizmalar artırılacaktır.
– Vergiye uyum maliyetlerini azaltan, mükellef haklarına ilişkin kapsamlı düzenlemeler barındıran, uyuşmazlıkların kısa sürede çözülmesini sağlayan ve vergi cezalarının gönüllü uyumu artıracak şekilde caydırıcı bir yapıya kavuşturulduğu yeni bir Vergi Usul Kanunu çıkarılacaktır.
– Kapsam, matrah ve vergi oranlarının yeniden düzenlenmesiyle doğrudan vergilerin, vergi gelirleri içerisindeki payında artış sağlanacaktır.
– Maktu vergiler fiyatlar genel seviyesindeki değişime bağlı olarak artırılacaktır.
– Lüks ve ithal yoğunluğu yüksek ürünlerden, Özel Tüketim Vergisine tabi olmayanlar gözden geçirilerek vergi düzenlemesi yapılacaktır.
– Gayrimenkul sahipliği üzerinden alınan vergiler diğer tasarruf araçlarının vergilendirilmesi dikkate alınmak suretiyle yeniden değerlendirilecektir.
D– Yerel yönetimlerin mali yapılarını güçlendirmek amacıyla öz gelirleri artırılacaktır.
– Belediye Gelirleri Kanunu yeniden düzenlenecektir.
– Gayrimenkullerin vergilendirilmesinde esas alınan alım-satım değerinin belirlenmesi ve beyanına ilişkin yeni bir sistem devreye sokulmak suretiyle vergide adalet pekiştirilecek ve vergileme etkinleştirilecektir.
1- Vergi Hasılasının Artırılması
On Birinci Kalkınma Planı içerisinde yer alan ve yukarıdaki bölümde belirtilen vergiyle ilgili politika ve tedbirler içerisinde en dikkat çekici bulunan husus “… vergi hasılasının artırılmasını sağlayacak şekilde vergi sisteminde revizyonlar yapılacaktır” yönündeki ifade olmuştur. Belirtilen ifade vergi gelirlerinin artırılması amacıyla vergi sisteminin gözden geçirileceğini göstermektedir.
Planda belirtilen bu ifadeye ve alınması öngörülen tedbirlere niçin ihtiyaç duyulmuştur? Sorunun cevaplandırılması için vergi gelirlerinin yakın bir dönem içerisindeki milli gelir içindeki paylarının izlenmesi uygun olacaktır.
Yıl | Vergi Gelirleri (1) (Milyon TL) |
Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (2) (Milyon TL) | Oran (1/2) % |
2013 | 326.169 | 1.809.713 | 18,0 |
2014 | 352.514 | 2.044.466 | 17,2 |
2015 | 407.818 | 2.338.647 | 17,4 |
2016 | 459.002 | 2.608.526 | 17,6 |
2017 | 536.617 | 3.110.650 | 17,3 |
2018 | 621.311 | 3.724.388 | 16,7 |
Tablodan da görüleceği üzere vergi gelirlerinin 2013 yılında yüzde 18 olan milli gelir içindeki payı müteakip yıllarda önce yüzde 17’lere, geçtiğimiz yılda ise yüzde 16,7’ye düşmüştür. Dolayısıyla vergi gelirlerinin milli gelir içindeki payında son beş yıllık dönemde 1,3 puanlık bir gerileme olmuştur. 2019 yılında da vergi gelirlerindeki zayıf seyrin devam ettiği ve bu oranın yüzde 15,6 olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Bu itibarla vergi sisteminde bir revizyona ihtiyaç duyulmuş olduğu ve Planda vergi gelirlerini artırmaya yönelik tedbirlere ağırlık verilmiş olduğu anlaşılmaktadır(2).
Planda vergi gelirlerinin artışı için doğrudan vergilerin vergi gelirleri içindeki payının artırılmasının sağlanacağı belirtilmiştir. Bu çerçevede başta gelir vergisi ile kurumlar vergisi olmak üzere emlak vergisi, motorlu taşıtlar vergisi ile veraset ve intikal vergisi gibi vergilerin kapsam, matrah ve vergi oranlarının yeniden gözden geçirileceği ve yeni düzenlemelerde bulunulacağı anlaşılmaktadır.
Planda öngörülen vergi gelirlerini artırmaya yönelik diğer tedbirlerin de şöylece vurgulanması uygun olacaktır.
– Maktu vergiler fiyatlar genel seviyesindeki değişime bağlı olarak artırılacaktır(3).
– Gayrimenkullerin vergilendirilmesinde esas alınan alım-satım değerinin belirlenmesi ve beyanına ilişkin yeni bir sistem devreye sokulacaktır
– Ödeme gücüne göre artan oranda vergilendirmeye yönelik mekanizmalar artırılacaktır
– Lüks ve ithal yoğunluğu yüksek ürünlerden ÖTV’ye tabi olmayanlar gözden geçirilecektir.
Bu hususlara, vergi harcaması niteliğindeki düzenlemelerin -istisna, muafiyet ve indirimlerin- gözden geçirilecek olmasının da eklenmesi gerekmektedir. Ekonomik dengelerin, bütçe dengelerinin olumlu düzeylerde seyrettiği dönemlerde artırılan istisna ve muafiyetlerin, bu dengelerin bozulması halinde yeniden gözden geçirilecek olmasının tabii olduğunu belirtmek uygun olacaktır.
Planda belirtilen ve yukarıda özetle yer verilen hususlar vergi sisteminde 2019-2023 döneminde neler yapılacağını göstermektedir. Özetle belirtmek gerekirse, bu dönemde vergi sisteminde yapılacak düzenlemelerde, dolaylı vergilerden ziyade doğrudan vergilere ağırlık verilmesi, söz konusu vergilerde vergi oranları dahil olmak üzere yeni düzenlemelerde bulunulması, artan oranda vergilendirmeye yönelik mekanizmaların artırılması, gayrimenkullerin vergilendirilmesinde yeni sistemlerin devreye sokulması, istisna ve muafiyetlerin azaltılması gibi muhtelif tedbirlerin alınacağı anlaşılmaktadır(4).
2- Vergi Kanunlarının Yeniden Yazılımı ve Diğer Hususlar
Planda yer verilen diğer önemli bir husus da Gelir ve Kurumlar Vergilerini tek bir kanunda birleştiren yeni bir Gelir Vergisi Kanunu’nun yasalaşmasının sağlanacağı ayrıca yeni bir Vergi Usul Kanunu’nun çıkarılacağının belirtilmiş olmasıdır. Bilindiği üzere 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 1960’lı dönemlerde çıkarılmış kanunlardır ve bu kanunlarda çıkarıldıkları dönemlerden itibaren yapılan çok fazla sayıdaki değişiklikler, eklenen ek ve geçici maddeler ile bu kanunlar karmaşık bir yapıya bürünmüşlerdir.
Bu itibarla Planda da belirtildiği üzere özellikle yatırım ve üretimi destekleyen, istisna ve muafiyetleri azaltan, vergilemede ortaya çıkan yeni ihtiyaçlara çözümler getiren yeni bir gelir Vergisi Kanunu ile mükellef haklarına önem veren, uyuşmazlıkların kısa sürede çözülmesini sağlayacak düzenlemeler içeren vb. yeni bir Vergi Usul Kanunu’nun çıkarılması vergi sistemimiz açısından yararlı olacaktır. Bu kanunların vergi sistemimizin temel kanunları olduğu kabul edilmekle birlikte 60’lı yıllara ait olan bu kanunların günümüz koşullarında yenilenmesi vergi sistemimize yeni bir dinamizm katacaktır.
Planda yer verilen bir başka husus ise vergi istatistikleriyle ilgilidir. Planda ihtiyaç duyulan vergi istatistiklerinin belirlenmesi ve karşılanmasına yönelik etkin bir mekanizma kurulacağı daha detaylı vergi istatistiklerinin kamuoyuyla paylaşılacağına yer verilmiştir. Yapılan incelemelerde vergi istatistikleriyle ilgili olarak bazı alanlarda ayrıntılı verilere ulaşılmasına rağmen bazı alanlarda da yeterli veriler olmadığı görülmektedir. Örneğin varlık barışıyla ilgili istatistiki veriler araştırıldığında GİB sitesinde sadece 2008 yılında çıkarılan 5811 sayılı yasayla ilgili verilere rastlanmaktadır.
Planda ayrıca Vergi Veri Analiz Merkezinin kurulmasına yönelik çalışmaların tamamlanacağı, vergiyle ilgili tüm hizmetlerin elektronik ortamda sunulmasının sağlanacağı, e-fatura, e-defter uygulamalarının geliştirilerek sahte belgeyle daha etkin mücadele edileceği vb. hususlarına da yer verilmiştir. Belirtilen hususlarla ilgili olarak, elektronik ortamdaki işlemler ve sunulan hizmetlerle alakalı olarak GİB idaresinin oldukça başarılı hizmetlerde bulunduğu, sahte belgeyle mücadele konusunda ise henüz istenilen hedeflere ulaşılamadığı, Vergi Denetim Kurulu’nun en önemli iştigal konularından birinin sahte belgeyle ilgili denetimler olduğu, bu itibarla sahte belgeyle daha etkin mücadele edilmesine yönelik uygulamalara ağırlık verilmesinin yerinde olduğu değerlendirilmektedir.
III- YENİ EKONOMİ PROGRAMI (2020-2022)
A- YENİ EKONOMİ PROGRAMI VE VERGİ POLİTİKALARI
Bilindiği üzere geçtiğimiz yılın Yeni Ekonomi Programı “Dengelenme- Disiplin- Değişim” başlıkları altında yayımlanmıştı. Bu yıl yayımlanan 2020-2022 dönemine ait Yeni Ekonomi Programı ise “Değişim Başlıyor” başlığı altında yayımlanmıştır.
Yeni Ekonomi Programının temel amacı ise Programda; Dengelenme, Disiplin ve Değişim teması ile hazırlanan 2019-2021 Yeni Ekonomi Programı (YEP) çerçevesinde fiyat istikrarı, finansal istikrar ve cari işlemler dengesinde son bir yılda elde edilen kazanımların korunup geliştirilmesi, üretim ve verimlilik odaklı, sürdürülebilir büyüme ile adaletli paylaşıma yönelik ekonomik dönüşümün ve değişimin gerçekleştirilmesidir, olarak belirtilmiştir.
Programın başlangıcında enflasyon, büyüme, bütçe dengeleri gibi makroekonomik temel hedeflere yer verildikten sonra vergi reformu yapılacağına yer verilmiştir. Programda bu konuda yer verilen düzenleme şöyledir.
“Yapılacak olan vergi reformu ile, mükellef hakları daha etkin bir şekilde korunacak, beyanname sistemi yaygınlaştırılacak, vergi tahsilatının etkinliği artırılacak, kurumlar vergisi kademeli olarak azaltılacak, halka yeni açılan şirketlere kurumlar vergisi indirimleri sağlanacak, vergi oranlarında ve vergi politikalarında yapılacak diğer bazı düzenlemeler ile vergi gelirleri artırılacak ve vergi adaleti sağlanacaktır.”
Programda ayrıca bütçenin gelir performansının yükseltilmesi amacıyla sürekli ve kalıcı gelir kaynakları ile vergi tahsilatında etkinliğin artırılması ve ekonomide kayıt dışılığın azaltılmasının hedeflendiğine yer verilmiştir.
Programda vergiyle ilgili politika ve alınacak tedbirler de şöylece belirtilmiştir.
– Vergide adaleti pekiştirmek amacıyla etkin olmayan istisna, muafiyet ve indirimler kademeli olarak kaldırılarak vergi tabanı genişletilecek ve vergi mevzuatı sadeleştirilecektir.
– Program süresince vergi alacaklarına ilişkin yapılandırmaya gidilmeyecektir.
– Vergi incelemelerinde sektörel uzmanlaşma ve elektronik denetim artırılacaktır.
– Taşınmaz değerleme sistemi kurularak gayrimenkul envanteri tamamlanacak, gayrimenkul vergilendirme sistemi tapu harçları ve emlak vergilerinin gerçek değerleri üzerinden alınmasını sağlayacak şekilde yeniden düzenlenecektir.
– İmar değişikliklerinden kaynaklanan değer artışlarının vergilendirilmesine ilişkin mevzuat ve uygulama güçlendirilecektir.
– İkinci ve sonraki konut alımlarında vergileme ve kredi kullanımına ilişkin düzenleme ve uygulamalar üretken olmayan yatırımların cazibesini azaltma saikiyle gözden geçirilecektir.
– Lüks ve/veya ithal yoğunluğu yüksek ürünler listesi güncellenerek vergi düzenlemesi yapılacaktır.
Programda ayrıca vergi gelirleriyle ilgili olarak 2020-2022 dönemindeki hedeflere de yer verilmiş olup söz konusu göstergeler aşağıda belirtilmiştir.
Yıl | 2018 | 2019 (T) | 2020 (P) | 2021 (P) | 2022 (P) |
Vergi Gelirleri (GSYH’ye oran) |
16,7 | 15,6 | 16,1 | 15,9 | 15,9 |
Vergi Gelirleri (Milyar TL) |
621,5 | 667,6 | 784,6 | 874,5 | 963,1 |
Yukarıda yer alan verilere göre bu yıl yüzde 15,6 olarak gerçekleşmesi beklenen vergi gelirlerinin milli gelir içindeki payının Programın ilk yılı olan 2020 yılında 0,5 puan artarak yüzde 16,1 olması hedef alınmıştır.
B- YEP’LE İLGİLİ DEĞERLENDİRMELER
Kalkınma Planları uygulanacak en üst politikaların belirlendiği belgelerdir ve Yeni Ekonomi Programları gibi belgelerin de bu Planlar esas alınarak hazırlanması gerekmektedir. Nitekim Yeni Ekonomi Programında vergi reformu yapılacağına yer verildikten sonra beyanname sisteminin yaygınlaştırılacağı, vergi tahsilatının etkinliğinin artırılacağı öngörülmüş ve vergi oranları ile vergi politikalarında yapılacak düzenlemeler ile vergi gelirlerinin artırılacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla Kalkınma Planında olduğu gibi Yeni Ekonomi Programında da vergi gelirlerinin artırılacağı vurgulanmıştır.
Programda yer verilen bir başka husus yapılandırma yasalarıyla ilgili düzenleme olmuştur. Bilindiği üzere geçtiğimiz yılın Programında, “vergi, prim ve diğer kamu alacaklarına ilişkin yapılandırmaya gidilmeyecektir” şeklinde bir düzenlemeye yer verilerek Program döneminde yapılandırma yasalarının çıkarılmayacağı belirtilmişti. Bu yılın Programında ise “Program süresince, vergi alacaklarına ilişkin yapılandırmaya gidilmeyecektir.” ifadesine yer verilmiştir. Bu itibarla bu yıla ait Programda sadece vergi alacaklarına ilişkin yapılandırma yasalarının çıkarılmayacağı belirtilmiş olmaktadır.
Öte yandan Programda kurumlar vergisinin kademeli olarak azaltılacağı, halka yeni açılan şirketlere kurumlar vergisi indirimi sağlanacağı belirtilmiştir. Bu yılın Nisan ayı başlarında açıklanan “Yeni Ekonomi Programı-Yapısal Dönüşüm Adımları 2019” başlığı altında ve Yeni Vergi Mimarisi olarak adlandırılan çalışmalarda da kurumlar vergisinin kademeli olarak düşürüleceğine yer verilmişti. Ancak 11. Planda vergi hasılasının artırılması yönündeki politika ve tedbirlere ağırlık verileceğinin belirtilmiş olması ayrıca vergi gelirlerindeki zayıf seyrin devam etmesi, kurumlar vergisinde -bütçe dengeleri açısından- kademeli dahi olsa bir düşüş yapılmasını güçleştirmektedir.
IV- SONUÇ
2013 yılında yüzde 18 olarak gerçekleşmiş olan vergi gelirlerinin milli gelir içindeki payının bu yıl yüzde 15,6 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. Bu husus vergi gelirlerinde 2,4 puanlık bir azalmayı, önemli seviyede bir gerilemeyi göstermektedir(5).
Vergi gelirlerindeki bu gerilemede, ekonomideki durgunluğun payı bulunmakla birlikte vergi sisteminde ortaya çıkan zafiyetlerin de payı bulunmaktadır. Örneğin son beş yıllık dönemde dört adet yapılandırma yasasının çıkarılmış olması ve vergi ödeme bilincinin azalması, vergisel teşviklerin artması, giderek artan istisna, muafiyet ve indirimlerin vergi gelirlerini zayıflatması, bunlara karşılık vergi hasılasını artıracak mekanizmaların ihmal edilmesi gibi.
Vergi gelirlerindeki bu gelişmeler nedeniyle, gerek 11. Planda gerekse Yeni Ekonomi Programında, vergi hasılasının artırılmasını sağlayacak şekilde vergi sisteminin yeniden gözden geçirileceği ve tedbirler alınacağı vurgulanmıştır. Kalkınma Planı ile Yeni Ekonomi Programında vergisel alanda öngörülen tedbirlerle ilgili düzenlemelerin yakın bir dönem içerisinde hayata geçirilmesi ve vergide neler olacağının belirlenmesi beklenmektedir. Sonuç olarak, bir süredir gözden geçirilen vergi sistemimizin de buna ihtiyacı olduğunu belirtmek uygun olacaktır.
* E. Maliye Başmüfettişi
(1) 11. Plan TBMM Genel Kurulu’nun 18.07.2019 tarihli birleşiminde onaylanmıştır (23.07.2019 tarih ve 30840 Mükerrer sayılı Resmi Gazete). Yeni Ekonomi Programı ise 04.10.2019 tarih ve 30908 sayılı Resmi Gazete’nin 1. mükerrer sayısında yayımlanmıştır.
(2) Burada konuyla ilgili olarak Planda görülen bir eksikliğin belirtilmesi uygun olacaktır. Kalkınma Planında vergi hasılasının artırılması yönünde politikalar uygulanacağı belirtilmiş olmasına rağmen Planda bu konuyla ilgili rakamsal bir veriye rastlanamamıştır. Oysa Onuncu Planda vergi yükünün, plan dönemi sonunda GSYH’ye oran olarak yüzde28,3’den, yüzde 28,9’a çıkması ve 0,6 puan yükselmesi, Program hedefi olarak belirtilmiştir.
(3) Örneğin 14.08.2019 tarih ve 1424 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile ÖTV Kanunu’na ekli III/B sayılı listede yer alan sigaralar ile bazı tütün mamullerinin vergi oranlarıyla birlikte asgari maktu ve maktu vergi tutarları da artırılmıştır.
(4) 2014-2018 dönemini kapsayan 10. Plan döneminde Kamu Gelirlerinin Kalitesinin Artırılması Programı Kapsamında; istisna, muafiyet ve indirimlerin gözden geçirilmesi, vergi idaresinin etkinliğinin artırılması, vergilemede uygulanabilirliğin ve öngörülebilirliğin artırılması, kamu gelirleriyle ilgili istatistiklerin etkinleştirilmesi ve yerel yönetimlerin öz gelirlerinin artırılması hususları öncelikli dönüşüm program hedefleri olarak belirlenmişti. Belirtilen hususlar 10. ve 11. Plan arasında benzerlikler olduğunu da göstermektedir.
(5) Vergi gelirlerindeki gerilemeler -harcamalardaki artışlarla birlikte 2019 yılında bütçe açıklarının büyümesine neden olmuştur. Geçtiğimiz yıl yüzde 2 olan bütçe açıklarının milli gelire oranının bu yıl yüzde 2,9 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. İç dengedeki bu bozulmaya karşılık dış dengede olumlu gelişmeler görülmektedir. Geçtiğimiz yıl yüzde 3,4 oranında açık veren cari işlemler dengesinin bu yıl yüzde 0,1 oranında fazla vereceği tahmin edilmektedir. Cari dengedeki bu olumlu gelişmede ihracatın artması ve ithalatın daralması etkili olmuştur.
Yazarlar : ‘HALDUN DARICI’